havadurum

Termiğe ve altın madenine karşı; kır şenliği

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek Atikhisar Kır Şenliği için çalışmalar sürüyor. 5 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek şenlik öncesi yapılan açıklamada “Geçmişten ders çıkartamayanlar, bir gün kendi vatanlarında başkalarına ırgat olurlar, esir olurlar, hatta ata yurdundan zorla sürülüp atılırlar” denildi.

606
Her yıl Merkeze bağlı Atikhisar Köyü’nde düzenlenen ve bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Atikhisar Kır Şenliği için çalışmalar son hızıyla sürüyor. 4 Mayıs Cumartesi günü yapılacak yürüyüş ve 5 mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek şenlikler öncesi Çanakkale’nin altın madeni ve termik santral gerçeklerine dikkat çekildi.
 
Şenliğin hazırlık sürecinde yapılan açıklamada “İlimiz ve bölgemiz; tarihsel dokusu, doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri, yüksek tarım potansiyeli ve endemik bitki çeşitliliği ile yalnızca ülkemizin değil, dünyanın en seçkin ve değerli coğrafi özelliklerine sahiptir. Bilindiği gibi bölgemiz son yıllarda çok uluslu maden şirketlerinin ve termik santrallerin hedefi haline gelmiştir. Metalik maden işletmelerinin 2013 yılından itibaren işletmeye açılması ve yeni termik santrallerin kurulmasının hedeflenmesi havamızı, suyumuzu, topraklarımızı, yaşam alanlarımızı tehdit etmektedir. Bu işletmenin yeri, Çanakkale’nin su ihtiyacını sağlayan Atikhisar Barajı`nın 13 kilometre kadar yukarısında olacaktır. Toronto Borsası`na bildirilen arama raporlarına göre bu madenden çıkartılacak olan altın cevheri (altın içeren kaya) miktarı 29 milyon tondur. Bu kadar cevheri çıkartabilmek için en az o kadar veya daha fazla cevhersiz ve düşük cevherli kaya da kazılıp yeryüzüne yığılacaktır. Kısaca, orta büyüklükte bir altın madeni işletmesi sayılabilecek Kirazlı altın madeninde en az 72 milyon ton kadar kaya kazısı yapılacaktır. Kazdağları, geniş bir bölgenin su dağıtım alanıdır, yağış alır ve suyu ile hemen hemen tüm Biga Yarımadası`na hayat verir. Bu bölgenin su kaynaklarının kirletilmeden, zehirlenmeden korunması sadece Biga Yarımadası`nın değil, tüm Türkiye için bir yaşamsal zorunluluktur. Bilelim ki önümüzdeki yıllarda su savaşları kaçınılmazdır. Geçmişten ders çıkartamayanlar, bir gün kendi vatanlarında başkalarına ırgat olurlar, esir olurlar, hatta ata yurdundan zorla sürülüp atılırlar. Bugün Filistin halkının başına gelen felaketler bizlere ders olmalıdır. Suyumuza, toprağımıza ne pahasına olursa olsun sahip çıkmak zorundayız, bir gün çok geç olabilir!” denildi.
Paylaş