MHP İl Binası salonunun almadığı kadın ağırlıklı partililerden oluşan kalabalığa konuşan Ertopçu, “Çanakkalemiz sadece 18 Martlarda hatırlanıp, bir ikl hamaset yüklü hitaplarla geçiştirilecek bir il olmamalıdır. Çanakkale coğrafyası ile turizm, ürettikleri ile sanayi, topraktan yetiştirdikleri ile bir tarım, denizi ile de hem taşımacılık ve hem su ürünleri sanayisi ile anılan bir il olmalıdır. Balıkçılarımızın tuttukları ile çiftçimizin yetiştirdikleri ile sanayicimizin ürettikleri ile zenginleşen ve Pazar sorunu olmayan bir il olmaya hakkımız var. Kültürel açıdan bakıldığında ise her yönü ile folkloru ile son derece dolu olan ilimiz ne yazık ki temsil noktasında hak ettiğini bugüne kadar alamamış bir ildir” dedi.
Ertopçu önce kendini tanıttı
Çanakkale basınının ‘şalvarlı başkan’ olarak yerel leçim döneminden tanıdığı Aliye Ertopçu basın toplantısında kendisini şu cümlelerle tanıttı: “ 1964 tarihinde Çanakkale ‘de doğdum. İlk ve orta okulu Umurbey’de okudum, lise tahsilimi Lapseki’de tamamladım. Lise yıllarında Ülkücü hareketle tanıştım ve o günden beride Ülkücü hareketin içersinde yoğrulmuş bir arkadaşınızım. Evli olup, 1 erkek 1 de kız çocuk annesiyim. 1981 yılında evlenerek Almanya`nın Wuppertal şehrine yerleştim. 1987-1996 yılları arasında Taga isimli fabrikada çalıştıktan sonra 2003-2009 yılları arasında Wuppertal Belediyesinde çalıştım. 2010 yılında Türkiye`ye dönüş yaptım ve Çanakkale`nin Lapseki ilçesi Umurbey Beldesinde babamın vefat nedeni ile tarım ve ticaret işlerini devraldım, Almanya`da Ocak Teşkilatlarında aktlf olarak görev yaptım. Bu süre zarfında her seçim döneminde Türkiye`ye gelerek partime hizmet etmeyi boynuma borç bildim. Lise yıllarında sevdalandığım Milliyetçi Hareket Partisinden 2014 yerel seçimlerinde Umurbey Belediye Başkan Adayı oldum”
İmparator Atilla örnekli anlatım
MHP Çanakkale Milletvekili Aday Adayı Aliye Ertopçu, “25. Dönem Çanakkale MHP milletvekili aday adayı olarak karşınızda bulunmaktayım. Aday adaylığım veya sonucunda adaylık durumum ne olur bunu Allah bilir. Ancak böylesine ulvi bir göreve talipli olarak bugün karşınıza sizlerden biri olarak çıktım. Gerek halkımız ve gerekse siz güzide basın mensupları şunu bilmenizi isterim ki. Ben adaylık süresince asla yapamayacağım şeyler için sizlere söz veren biri olmayacağım. Sırf siyasi kaygılarla size uçuk vaatlerde bulunup sonrasında da bahaneler üreten biri ise hiç olmayacağım. Hem üretime katkı projelerimde, hem de yönetimle ilgili konularda halkın iradesinin sesi olacağım kadar basınında sesi olacağımı bilmenizi isterim. Zira İmparator Atilla`nın dediği gibi, "zirveye giderken yolda gördüklerinize selam veriniz. Zira siz inerken onlar hala orada olacaklar." Sözüne istinaden ben asla yolum üstünde olanları unutmayacağım. Keza biliyorum ki ben sizlerle varım ve sizlerin temsilcisi olarak TBMM de var olacağım” dedi.
Basının gücünü bilen bir adayım
Ertopçu açıklamasını şöyle sürdürdü; “Yerel bazda sizin ve Çanakkale`nin sorunlarının hepsini olmasa da çoğunun farkındayım. Hepsinin demedim çünkü göremediklerimi, duymadıklarımı, bilmediklerimi de ancak sizlerin sayesinde görecek duyacak ve bileceğim. İşte o yüzdendir ki basının ne demek olduğunu ve gücünü bilen bir aday adayıyım. Temsilciliğini yüklendiğim MHP si ve Ülkücü hareketin fikir sistemi gereği bütün Çanakkalelileri ve hatta Misakı Milli sınırlarımız içersinde ki halkımın ve hatta sınırlarımızın dışında kalmış Türk Milletinin her ferdinin derdi ile dertlenmiş hem hal olmuş biriyim. Çanakkalemiz sadece 18 Martlarda hatırlanıp, bir iki hamaset yüklü hitaplarla geçiştirilecek bir il olmamalıdır. Çanakkale coğrafyası ile turizm, ürettikleri ile sanayi, topraktan yetiştirdikleri ile bir tarım, denizi ile de hem taşımacılık ve hem su ürünleri sanayisi ile anılan bir il olmalıdır. Balıkçılarımızın tuttukları ile çiftçimizin yetiştirdikleri ile sanayicimizin ürettikleri ile zenginleşen ve Pazar sorunu olmayan bir il olmaya hakkımız var. Kültürel açıdan bakıldığında ise her yönü ile folkloru ile son derece dolu olan ilimiz ne yazık ki temsil noktasında hak ettiğini bugüne kadar alamamış bir ildir. Bu örnekleri o kadar çoğaltabilirim ki onlarca, yüzlerce misale çıkarım. Ancak şimdilik ana hatları ile çizmek durumundayım. Soruyorum size şimdi... Bugüne kadar bu konularda hangi somut adım|ar atıldı? Turizm ve turizm gelirlerini ne kadar ve bundan ne miktarda faydalanabiliyoruz? Sanayi girişimcilerimize şehrimiz için ne gibi kolaylıklar sağlandı ki sanayimiz bir iki işletme dışında gelişmedi? Her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış abdestsiz gezmenin adım atmanın imkansız olduğu topraklarımız şimdiye kadar nutuktan öte ne değer kazandı? Üniversitemiz ve öğrencilerinin sorunlarının çözümünde hangi adımlar atıldı? Bu bilim ve sanat yuvalarının geliştirilmesi için hala ne bekleniyor? Tarım ve ürünlerinin gerçek değerleri ve hakları köylümüze, çiftçimize yansıtılıyor mu?”
MHP’nin iktidar mücadelesine yürüyelim
MHP’nin iktidar mücadelesine yürümenin zamanı olduğunu söyleyen Aliye Ertopçu, “Sizlerin karşısına çıkarken bazı sorunları sorguladım ve çok azını burada dile getirdim. Şunu bilmenizi isterim ki meclise göndermek lütfunda bulunacağınız bu arkadaşınız oraya oturmaya, hava atmaya, gününü gün etmeye gitmeyecek bir dostunuzdur. Sorunları ve tabii ki çözümlerini de bilen ve bunun için göreve talip olan bir hemşerinizdir. Her şeyi birlikte konuşup, birlikte tartıp, birlikte çözeceğiz. Bu konuda basını asla ve asla kapı dışında tutmayacağım. Çünkü kapım olmayacak. Basını propaganda aracı değil, şehrim için uyarıcı gözüyle görmekteyim.
Küskünlükmüş şucuymuş-bucuymuş estek denmiş, köstek denmişlerle ne kaybedecek zamanımız ne de gücümüz kalmadı. Şimdi bir olmanın, iri olmanın, diri olmanın zamanıdır.. Uyuma, atalet, vurdumduymazlık serkeşlik yapacak lüksümüz yoktur ve hiç te olmadı. Hadi hep birlikte Türkün iktidarına ve MHP nin iktidar mücadelesine yürüyelim” dedi.
Şiirle bitirdi
MHP Çanakkale Milletvekili Aday Adayı Aliye Ertopçu açıklamasını “Karamsarlık, bezginlik, ümitsizlik iman eksikliğidir” tespitini yaptıktan sonra Necip Fazıl Kısakürek’in meşhur şiiri ile bitirdi:
Mehmed`im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
