havadurum

Gezi Parkı’na Çanakkale selamı

Taksim’deki birkaç gündür süren Gezi Parkı olayları ülke gündemine gider girdi. Öyle ki yaşam alanlarına sahip çıkan İstanbullular, yanan çadırlarına, gaz bombalarına aldırmadan Gezi Parkı’nı savunuyor.
Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, “Yüreklerimiz Gezi Parkı’nda direnenlerle birlikte, keşke orada olabilseydik” derken, KESK ve bağlı sendikaları ile bazı siyasi partiler de dün İskele Meydanı’nda oturma eylemi yaptılar. Gezi Parkı’nda yaşananları protesto eden grup, “Taksim Gezi Parkı’nda direnenler yalnız değildir” dedi.

2234
Taksim`i yayalaştırma projesi kapsamında “hukuksuz” olduğu iddia edilen, Taksim Gezi Parkı`nda ağaçların kesilmek istenmesine karşı gerçekleşen nöbet eylemine polis 4`üncü günün sabahında da müdahale etti. Gece boyunca müzik, halay ve çeşitli sanatçıların katılımı ile gerçekleşen eylemin sürdüğü Gezi Parkı`nın etrafına dün sabah saat 04.00 sularında çok sayıda TOMA aracı ve çevik kuvvet ekipleri sevk edildi. Çevik kuvvet ekiplerinin kasklarını takarak müdahaleye hazırlandığını gören yurttaşlar, nöbet alanı girişlerine barikatlar kurdu. Polis, çok sayıda biber gazı kullanarak çadırların bulunduğu nöbet alanına müdahale etti. Yaşanan bu olaylar dün haber sitelerinde ve sosyal medyanın gündemindeydi.
 
 
 
 
Taksim Gezi Parkı’nda yaşananların ardından açıklama yapan Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, “Bu siyasi iktidar ‘dediğim dedik’ kafasıyla hareket ederek, kendinden başka herkesi yok sayan bir anlayışla ülkeyi yönetiyor” dedi. “Başbakan kendinden başkalarını, sendikaları, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını yok saydığı gibi kendi milletvekillerini de yok sayıyor” diyerek tepki gösteren Nalbant, açıklamasında şu sözlere yer verdi; “Geçtiğimiz günlerde bir açıklamasında başbakan dedi ki; ‘Biz karar verdik, bu işi yapacağız.’ Bu tavır, hiç de hoş bir tavır değildir. Bu ülkeyi yönetenlerin dayatmacı, baskıcı tavırları insanları incitiyor. Yaşam alanlarına ve yeşil alanlarına yönelik baskılar ise çok daha çirkin bir durum. Bu baskı ve dayatmanın, ağaçları kesmenin, yaşam alanını yok etmenin karşılığı ne? AVM. Ağaçları ve insanların dışındaki tüm canlıların haklarını gasp edeceksiniz, yerine AVM yapacaksınız. Bu durumun kabul edilebilir bir yanı yok. bir de yanında bir Orman ve Su İşleri Bakanı var. sürekli yanlış beyanlarda bulunuyor. İşte ‘biz buradan şu kadar ağacı keseceğiz ama yerine şu kadar dikeceğiz’ diyor. Biz bunları Kazdağları’nda da duymuştuk. Göstermelik 8-10 bin ağaç dikip, 100 binlerce ağacı katledecekler. Bu bunlara kanmayız, Çanakkale bunlara kanmaz. Artık herkes daha dikkatli olmalı. Taksim’de Gezi Parkı için mücadele verenleri yürekten kutluyorum, gönlümüz onlarla. Keşke biz de orada olabilseydik ancak biz de burada yaşam alanlarımızı savunuyoruz. Biz burada nöbetteyiz.”
 
 
İstanbul’da direniş, Çanakkale’de oturma eylemi
Öte yandan KESK ve bağlı sendikaları ile sivil toplum kuruluşları ve bazı siyasi partilerin katılımı ile dün İskele Meydanı’nda oturma eylemi yapıldı. Gezi Parkı’nda yaşananları protesto eden grup, “Taksim Gezi Parkı’nda direnenler yalnız değildir” dedi. KESK, Eğitim-Sen, Çanakkale Çevre Platformu, Emek Partisi, TKP, Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri ve SGD gibi örgütlerin katıldığı oturma eylemi öncesi açıklama yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, hükümetin yapabileceği en doğru davranışın istifa etmek olduğunu ifade etti. Koç, “Ortadoğu da savaş çığırtkanlığı yapan ve bir türlü savaş çıkaramayan AKP iktidarı çözümü halkına savaş açmakta bulmuştur. Yaşanılan demokrasiye ‘İleri Demokrasi’ demek yetmez, yaşanan cop ve Kimyasal silah (Gaz) soslu faşizmdir. Demokratik mücadele amacı dışında her türlü etkinliğe açık alan Taksim ve Gezi Parkı halka kapalıdır. Yetimin başını okşayarak öteki dünyaya EFT (Elektronik Fon Transferi, para gönderilmesi) yapan insanlara, kendi din anlayışını yasalarla dayatan iktidar, doğayı ve bundan hareketle yeşili korumaya çalışanları yani kar hırsı önünde duranları gördüğünde şiddet uygulamaktan geri durmamaktadır. Çok Uluslu Şirketlerin taşeronluğunu yapan iktidar ülkede satılacak ne varsa satmaya devam etmektedir. Adı (Taksimi Yayalaştırma Projesi) olan fakat aslında Taksim’de halka ve emekçilere ait bütün değerleri yok ederek (Taksimi Piyasalaştırma) projesi uygulamaya konulmuştur. Taksim ile ilgili çalışmalarda kamu çıkarı, doğaya saygı, halkın isteği, bilim insanlarının görüşü, yeşilin korunması hiçe sayılarak Taksim büyük bir Alış Veriş Merkezi (AVM) insanlarda bir şeyler alıp satan şeylere dönüştürülmek istenmektedir. Taksim şimdi hükümetin halkına savaş açtığı meydandır. Bu savaşın şimdilik içinde bir milletvekilinin de olduğu onlarca yaralısı vardır bir ölümden de bahsedilmektedir. Kendinden geçmişçesine halka saldıran ve sonra hatıra fotoğrafı çektiren bu polis ordusu kimin? Biz bu zulme karşıyız. AKP iktidarı; Kendi halkına savaş açarak, kamu yararını dikkate almayarak, mahkeme kararlarını uygulamayarak, insanları sorgusuz sualsiz hapiste tutarak, Kaz Dağı ve Biga Yarımadası başta olmak üzere doğal güzellik ve kaynakları kar hırsı ile yok ederek, Hastanelerden sonra okulları da satmaya çalışarak, Türkiye’nin her köşesini olduğu gibi dereleri ve suları satarak, emperyalist güçlerin savaş taşeronluğunu yaparak, açlık sınırı altında asgari ücret vererek, THY’da grev kırıcılığı yaparak, mahkeme kararlarına rağmen işçileri işine almayarak, emekçilerin çoğunu yoksulluk sınırının altında ve açlık sınırına yakın çalıştırarak, farklılıkları yok sayarak, halkına kimyasal silah (gaz) kullanarak, halkın vergileri ile maaş alan güvenlik kuvvetlerine halkı dövdürerek, gezi parkında yeşili ve doğayı korumak isteyen halkı yerlerde sürükleyerek, kendi maaşını veren halkı değil şirketlerin çıkarlarını gözeterek, Çalışanların iş güvencesini kaldırmak isteyerek, Halkı döverek yönetmeye çalışarak ve onlarca uygulamasıyla meşruiyetini yitirmiştir. Hükümetin bundan sonra yapabileceği en doğru davranış istifa etmektir. Böl ve yönet yönteminin en iyi uygulayıcısı olarak AKP iktidarının sonu gelmiştir. Yeter artık ülkemizi ve değerlerimizi talan edemezsin. Hükümet istifa. Dışarıda iktidarsızlar ülkede iktidar olamaz” dedi.
 
Paylaş