havadurum

Direnişin adı olan köylülere yoğun destek

Adatepe Köyü’ndeki sivil direnişe destek çığ gibi büyüyor. Lapseki Adatepe ve Teşvikiye Köyü çevresinde yapılması planlanan Lapseki Enerji Santrali Limanı Kül Depolama Sahası ve Derin Deniz Deşarjı Projesi için düzenlenen bilgilendirme toplantısının yapılmasına karşı çıkan köylülerin direnişine destek veren milletvekilleri ve belediye başkanları; “Köylüler, direnişinde haklıdır” dedi.

887
Lapseki Adatepe ve Teşvikiye Köyü çevresinde yapılması planlanan Lapseki Enerji Santrali Limanı Kül Depolama Sahası ve Derin Deniz Deşarjı Projesi için düzenlenen bilgilendirme toplantısının yapılmasına karşı çıkan ve Adatepe’de buluşan köylülerin köy girişine etten duvar örmesi köye girişi kapatmaları ve tenekeler ile yaptıkları eylemi değerlendiren milletvekilleri ve belediye başkanları sivil direnişe tam destek verdi.
 
 
Soydan; “Köylüler, direnişinde haklıdır”
Çanakkale’de çevre konusunda ciddi iki tehlike olduğuna dikkat çeken CHP Milletvekili Serdar Soydan; “Biri maden işletmeleri, biri de termik santraller. Ben Çevre Komisyonu Üyesi olarak TBMM’de Çanakkale ve bölgesinde yaşam alanlarını tehdit eden bu tehlikeleri her zaman dile getiriyorum. Termik santrallere karşı değilim, ama bir tarım ili olan Çanakkale’de özellikle de Biga Yarımadası’nda termik santrallerin kurulması ve bölgenin termik santral cehennemine dönüştürülmesine karşıyım. Termik santral yapımı için bölgeye taşınacak olan milyon ton kömür çok ciddi bir hava kirliliğine neden olacaktır. Kaz dağları ve çevresinde doğayı tehdit eden siyanür tehlikesi ve termik santral yapımında çevreye salınacak olan radon gazı doğaya, insan ve hayvan sağlığına ciddi zararlar verecektir. Sadece bu bölge için değil, çevresi için de bir oksijen deposu olma özelliğinde olan Kaz Dağları’ndaki tehdit de büyüktür. Adatepe Köyü’nde ÇED Toplantısı öncesi köylülerin ortaya koyduğu direniş haklıdır ve destek veriyorum. Halk kendi yaşadığı toprağına, suyuna, ekmeğine, aşına, yaşam alanına sahip çıktığını göstermiştir. Bizler de bu mücadelesinin yanında olmalıyız. Hükümetin ve AKP milletvekillerinin de bu mücadeleyi görmesi ve sahiplenmesi gerekiyor. Bu bir yaşam mücadelesidir, hangi siyasi partiden olursa olsun herkes bu tehdide maruz kalacak ve sonuçlarından aynı oranda zarar görecektir. Biz sadece şunu soruyoruz ve anlamak istiyoruz. Çanakkale bu kötülüğü hak etmek için ne yaptı? Ben Çevre Komisyonu üyesi olarak konuyu TBMM’ye taşıdım, mücadeleyi sürdürüyorum” dedi.
 
 
Sarıbaş: “Halkın dik durması çok önemli”
CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ise; “Termik santral konusunda halkın örgütlenmesi ve kendi yöresine sahip çıkması ve tepki koyması çok önemli. Lapseki Adatepe köylülerini ve direnişe destek veren herkesi kutluyorum. Halkın dik durması çok önemli. Halk istemezse hiçbir güç yaptıramaz. Termik santral yörenin ekonomik yaşamını, çevresel koşullarını olumsuz etkileyecek ve gelecek kuşaklara temiz bir çevre mirası bırakma şansı ortadan kalkacaktır. Tepeden inme yöntemiyle, bize yer bulun şeklinde, nasıl olsa bir şekilde anlaşırız mantığı ile çalışmaları yürüten zihniyet, halkın yaşam alanlarını her geçen gün gasp etmektedir. Enerji Yasası’ndaki değişim üzerine parlementoda soru önergesi verdim. Çan’dan ve Biga’dan sonra, Karabiga’da şimdi de Lapseki’de yapılması düşünülen termik santral projesini sordum. Nedir, ne amaçlanıyor dedim? Makro düzeyde bir planlamaları olup olmadığını açıklamalarını istedim. Niçin ve hangi gerekçeyle, hangi kriterlerle bu yörede bu yatırımı yapmak istiyorsunuz diye sordum. Net bir cevap alamadım, konu ile ilgili olmayan cevaplar verildi. Çan’daki santral bölgenin zaten emisyon hacmini doldurmuş, hatta aşmış durumdadır. Bundan sonra verilecek her ruhsat risktir. Aynı şekilde Kazdağları’nda yapılan çalışmalar da doğaya ve dokuya zarar veriyor. Yörenin bir taraftan altından, bir taraftan üstünden çalışıyorlar. Bunun yanında gözden kaçırılmaması gereken bir ayrıntı daha var. Denizin kenarına ve bu alana yapılacak tesis denizdeki canlılara ve ekolojik çevreye de ciddi zarar verecek. Hiçbir canlı yaşayamayacak. Balık olmayacaktır. Lapseki ve çevresine yapılacak santral sadece Çanakkale’yi değil, bölgeyi doyuran tarımsal güç ve hacme sahip zenginliklerin yok olması anlamına gelir. Bu bir kehanet değil, herkesin bildiği gerçektir. Bunun yanında hem santrallerin yapılmasına izin verip, hem hızla özelleştirmeye gitmek de düşündürücü. Enerji Bakanlığını iki özel sektörde faaliyet gösteren güç idare ediyor. Bu anlayıştan kurtulmadığımız sürece değişen bir şey olmayacaktır. Katliamın tek sorumlusu Erdoğan’dır. Halkın sağlıklı çevrede yaşama hakkına saygı duyulmak zorundadır” diye konuştu.
 
 
Ekim: “Termik santral kurulursa bölgede ne tarım, ne de hayvancılık yapılabilir”
Termik santralin kurulması halinde bölgede tarım ve hayvancılığın yok olacağını kaydeden Lapseki Belediye Başkanı Gani Mehmet Ekim şu şekilde konuştu: “Tarım ve hayvancılık tehdit altındadır. Termik santral kurulursa bölgede ne tarım, ne de hayvancılık yapılabilir. Bugün bölgede iki baraj varken, devlet gübreye, ete, süte tarıma ciddi destek verirken eğer bir yandan bu tesisin yapılmasına izin verilirse tarım ve hayvancılık sektörü yara alır. Halkın su ihtiyacını karşılayacak olan Bayramdere Barajı termik santral nedeniyle uçuşan küller dolayısıyla kirlenecek. Biz ne kadar arıtsak da iyi bir sonuç alamayacağız. Böyle tesislerin tarım ve hayvancılığa zarar vermeyecek bölgelerde seçilmesi gerek. Yer seçimi kesinlikle yanlıştır. Ülkenin enerjiye de ihtiyacı vardır. Bu gelişme için gereklidir. Ama tarımsal ve hayvancılık alanlarında verimli olan yerlerin seçilmesi doğru değildir. Bunun yanında çevre halkının tarım alanlarını ve çevreyi koruma konusunda duyarlı olması önemli, bu duyarlılık artırılmalıdır.”
 
Özkan; “Termik santral son derece zararlı”
Termik santrallerin hem tabiata hem de insan sağlığına son derece zararlı olduğuna dikkat çeken Umurbey Belediye Başkanı Ahmet Vedat Özkan; “Salınacak olan gaz ve küller nedeniyle yörede su ve toprak kirlenecek. Başta solunum hastalıkları olmak üzere, kalp hastalıkları ve kanser vakalarında artış olacak. Dünyanın en güzel ve verimli alanlarından biri olan Lapseki ve Umurbey Bölgesi’nde kiraz ve şeftali gibi Türkiye’de ve dünyada marka olmuş meyveler üretilemeyecek. Enerji üretmenin daha değişik ve doğaya zarar vermeyen yolları da var. Çanakkale’de boğaza rüzgar gülleri konulsun. Çanakkale rüzgar açısından verimli. Başka türlü çözümler bulunabilir. Halkın direnişine destek veriyorum, ama halk ne kadar tepki verse de ÇED raporu olumlu çıkıyor. Hiçbir zaman geri adım atıldığını görmüyoruz” dedi.
Paylaş