havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Yasak olan yalnızca türban mı?

2050
Belki, çoğumuz adını bile unuttuk; Yusuf Ziya Özcan’ın…
Çünkü; ülke ve bölge gündemi öylesine sansasyonel olaylarla çalkalandı ki; YÖK Başkanlığı’na atanan Yusuf Ziya Özcan ve sözleri hafızalarımızdan siliniverdi…
Kuzey Irak’a yapılan sınır ötesi operasyon ve devamındaki gelişmeler…
Benazir Butto’nun öldürülmesi, Pakistan’daki iç çatışmalar…
Yılbaşı gecesi Taksim’de yaşanan taciz görüntüleri, tacizcilerin 57 ytl’lik ceza(!) ile kurtulmalarının yankıları…
Ve Diyarbakır’da patlayan bomba yüklü araç ve sonrasındaki gelişmeler…
Evet, tüm bu önemli olaylar, YÖK Başkanlığı’na atanan ve ilk açıklamasında “üniversitelerden yasakları kaldıracağını” söyleyen Yusuf Ziya Özcan’ı gündemin alt sıralarına düşürdü.
“Yasaklar” sözcüğü, geniş bir çevre tarafından; üniversitelerden türban yasağının kaldırılacağı şeklinde algılandı.
Yorumlar ve tepkiler de bu noktadan yapıldı.
Aslında, üniversitelerde yasaklanan tek şey türban değildir.
Asıl yasaklanan; demokratik, özgürlükçü, çağdaş,bilimsel bir üniversite özlemi ve talebidir, yasaklanan !..
Üniversite içi yaşamda; demokrasinin, özgürlüklerin ve bilimselliğin “yeniden üretilip” örnek olarak topluma sunulması gerekirken, bizim üniversitelerimiz bunun tam tersi bir görüntü sergilemektedir.
Türban yasağı tartışmaları, asıl bu ana noktayı perdelemektedir.
Bugüne değin yapılan türban tartışmaları, toplumda bir yanılsama yaratmıştır.
Türban yasağı; üniversiteleri lâik, çağdaş, demokratik ve bilimsel kurumlar haline getirmemiştir.
Türban yasağının kalkması da yasakların sonu olmayacaktır.
Türban sorunu; insan hakları açısından, her bireyin kendi bedeni üzerinde tasarruf hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Kişi, kendi bedeni üzerindeki “tasarruf hakkını” toplumun sosyo-kültürel konumlanışına göre şekillendirir.
Burada sorun; üniversite odaklı değil, daha geniş bir toplumsal düzlemde ele alındığında, “siyasal gericiliğin” kendisini yeniden ve yeniden üretip şekillendirirken, çeşitli alan ve araçları yaratması kullanmasıdır.
Türban, bu araç – alanlardan bir tanesidir. Sorun yasaklarla değil, “siyasi demokrasi”nin üniversiteler ve diğer alanlarda üretilmesi ile çözülecektir.
Bu nedenle, üniversite sistemimizin tüm yönleri ile yeniden ele alınıp tartışılması gereklidir.
Ancak bu şekilde “yüksek lise” diye tanımlayabileceğimiz günümüz üniversite sorunlarını esastan çözüm noktasına yaklaşılabilir.
Yasakları, yalnızca “türban” eksenli tartışmak, bilinçli bir saptırma değilse, bir sığlığı işaret etmektedir.
Ve YÖK başkanının da üniversitelerdeki yasaklardan ne anladığını açıklamasının da gereği ortaya çıkmıştır.
Çünkü üniversite projesi bir toplumun gelecek projesidir.