havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Seçimler ve Ülgür Gökhan

1658
Çanakkale’de Ülgür Gökhan ile CHP, önemli bir başarıya imza attı.
Ülgür Gökhan ile yakalanan bu başarı tesadüfî bir başarı değildir.
Özellikle yurt genelinde AKP, geçmiş oylarını korurken, Çanakkale’deki bu yükselişin bir anlamı olmalıdır.
Öncelikle bu yükseliş Ülgür Gökhan’ın yerel yönetim başarısı olduğu kadar, toplumsal hayata karşı gösterdiği duyarlılığın da bir yansımasıdır.
Gökhan kentte özgürlüklerin, demokrasinin, barışın kararlı bir savunucusu olmuş, bu noktada partisinin bile göstermediği duyarlılığı Çanakkalelilerle paylaşmıştır.
Siyasal duyarlılığı itibarıyla CHP Çanakkale örgütünün çok daha üstünde bir varlık gösteren yerel yönetici olarak Çanakkale kamuoyunda ayrı bir değer yaratmıştır.
Ayrıca ötekileştirici olmayan halkın yönetime katılma konusundaki çabaları ile de kutuplaştırıcı olmadan, kendisine daha geniş bir alan yaratmış bir belediye başkanı olarak; ülkedeki genel kutuplaşmanın dışında bir etki alanı oluşturabilmiş, bu da başarıyı getirmiştir. 
Böylesine bir başarı, beraberinde Ülgür Gökhan’dan beklentilerinde yükseldiği yeni bir beş yıl demektir.
Ülgür Gökhan, seçim sürecindeki çalışmalarda CHP örgütünün önemli bir desteğini görmemiştir.
Kendisine inanmış, beraberinde gönüllü olarak kendisine destek veren, bir o kadar da fedakârca çalışan genç ve kadınlardan oluşan bir ekibin çalışmasıyla götürülen dikkat çeken bir kampanya örgütlenmiştir.
Oluşturulan ekip, son derce fedakârca çalışmış ve başarılı olmuştur.
Ülgür Gökhan’ın da belirttiği gibi bu çalışmanın gizli mimarlarından biri olarak Remzi Yiğit de takdir edilmesi gerekli bir kişidir.
Bu durumun bundan sonraki sonuçları çok daha önemlidir.
Çanakkale CHP örgütü bundan sonrasında bir yol ayrımındadır; ya kendini toparlayıp, kentin siyasal bir aktörü olmanın gereğini yapacaktır yada siyasal gelişmelere karşı ilgisiz, bu yönüyle Ülgür Gökhan’ın performansını da olumsuzlaştıracak bir  yapı kazanacaktır.
Özetle CHP Çanakkale örgütünün değişime ihtiyacı vardır.
Bu konuda milletvekillerine de sorumluluk düşmektedir, onlarda şimdiden yeni dönem milletvekilliği hesaplarına girip, örgütlerini bu temelde biçimlemeye çalışırlarsa ilk seçimlerde Ülgür Gökhan ile gösterilen başarının çok daha uzağında bir performans yaratılır.
Milletvekilleri de, CHP Çanakkale örgütünün yeni bir dinamizm kazanması önceliğiyle hareket etmelidir, seçim hesaplarına girmeden  örgütlerini siyasal mücadelenin aktif bir unsuru  haline getirmek noktasında çaba göstermelidirler.
Bu bir siyasal analizdir.
CHP içersinde her kademede bu analiz yapılmalı, ortak bir akıl ile yeni bir süreç başlatılmalıdır.
Bu süreçte ilk yapılacak iş kendi içindeki hainleri önce ayıklamak olmalıdır.
Bunu sağlayamayan CHP örgütü hiç bir yere varamaz.
Önümüzdeki günlerin siyasal havasının çok daha ağır olacağını şimdiden söyleyebiliriz.
AKP’nin geçmiş oylarını koruması; var olan yolsuzlukları, rüşveti savaş çığırtkanlığını hukuksuzlukları tek adam diktatörlüğümün kirliliklerini ortadan kaldırmaz.
AKP’nin oylarını muhafaza etmesi başka bir şeydir.
Nedenlerini çok daha farklı noktalarda aramak gerekmektedir.
Tabiî ki esas sorun; muhalefet olmanın gereğini yerine getirebilecek bir gücün ve potansiyelin yaratılamamış olmasıdır.
Bu noktada muhalif bütün güçlere önemli görevler düşmektedir.
Onca olumsuzluğa rağmen, AKP halk kitleleri üzerindeki etkisini sürdürüyorsa oturup düşünmek lazımdır.
Kapitalist sistemin insanlar üzerindeki dejenerasyonu, duyarsızlık, bananecilik gibi sistemin sonuçları tabiî ki bu konuda önemli bir etkendir.
Bu konudaki dejenerasyonu ortadan kaldırmak için halkı bloklaştırmadan özellikle AKP’nin etki alanındaki halk kitlelerini, kendilerini o bloğun unsurları olarak kemikleşmelerini engelleyecek bir mücadele hattının örülmesine ihtiyaç vardır.
Bu mücadele çok iyi örülmeli, demokrasi, özgürlük ve emek talepleri halkın temel argümanları olarak ete kemiğe büründürülmelidir.
Dolayısıyla AKP’nin oylarını korumasını felaket tellalları gibi ele almamak, halka güvenmek ve mücadeleyi sürdürmek esas olmalıdır.
Bu ülkede milyonlar gezi mücadelesinde sokaklara çıkmışlar, hırsızlık ve hukuksuzluklara karşı sokaklarda “hırsız var” diye bağırarak tepkilerini göstermişlerse sistemin tüm bu çürümüşlüklerini bertaraf etmek yeni kazanımlar yaratmak mümkündür.
Bu daha başlangıç sloganı her şeyi çok iyi ortaya koymaktadır.