havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Hrant’ı anmak…

2136

Hrant Dink’in katledilişinin 4. yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şubesi olarak, Dink’i anlamlı bir etkinlik ile andık. Hrant Dink’in her şeyden önce bir gazeteci olması, bize bu konuda bir kat daha sorumluluk yüklüyor idi. Gazetecilik mesleği ile, barış kardeşlik ve demokrasi konusundaki gerçekleri kamuoyuna bıkmadan, usanmadan aktarmasından rahatsız olan çevreler onu katlettiler. Aradan geçen 4 yıl içersinde gördük ki; onu katleden bu sistemin iğrençlikleri karşısında tüm demokrasi güçlerinin önlerinde önemli sorumluluklar var. Bu kapsamda özellik ile Çanakkale’de yaptığımız etkinliğe, çağrı yapmamıza rağmen katılmayan gazeteci arkadaşlarımızın tavırları oldukça üzüntü vericidir.  
Göz göre göre, birçok ilgili kesim tarafından bilinmesine rağmen, milliyetçi rüzgârların estirdiği ermeni düşmanlığının getirdiği nefret duyguları ile bir gazeteci katledilmiştir.
Böyle bir durumda gazeteciler bu katliama karşı çıkıp, tavır koyamıyorlar ise, gerçek faillerinin ortaya çıkarılıp, cezalandırılmaları için taleplerini gündeme getiremiyorlar ise biraz düşünmek gerekir.
Demokrasinin sahipsiz kaldığı bu koşullarda; yeni Hrant Dink acılarını yaşamamak işten bile değildir.
Demokrasi, özgürlükler, adalet ve vicdan gibi değerler üzerinden biz gazeteciler duyarlı olmadığımız koşullarda, biliniz ki bu karanlıklardan beslenen kesimlere cesaret vermekten öteye gidemeyiz.
Karanlıktan beslenen kesimler, en küçük bir ışığa bile tahammül edemezler,
Gazeteciler olarak bizler, her gün toplumuzun bizlerden beklediği cılız da olsa, bir ışıkları olmak zorunda olduğumuzu düşünürsek olayın önemini daha iyi kavrayabiliriz.
Hrant Dink cinayeti ülkemizin içersinde bulunduğu sistem ile ilgili olarak çok ders alınması gerekli bir acımız olarak tarihe geçmiştir.
Ülkemizin demokrasi, özgürlükler, insan hakları noktasındaki sorunlarının vahametini, sistemimizin bir takım gizli organizasyonlar ile hukuksuzluğa adaletsizliğe götürüldüğü, faili meçhul cinayetler ile estirilen korku iklimini, gerçek faillerin bir şekilde korunup, gizlendiği koşulları görmemezlikten gelemeyiz.
Bu konuda duyarlı olmaktan başka bir alternatifimiz yoktur.
Bu hukuksuzluklara karşı koymak, demokrasi ve insan haklarına sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Bu konuda aynı zamanda hedefleri net, ilkeli sonuç alacak tavırlara ihtiyaç vardır.
İşte, Hrant Dink’i bugün anmak; ancak bu duygular ile bir anlam kazanır.
Katledilişinden bugüne geçen 4 yıl içersinde tetikçilerinin ardındaki gerçek sorumlular için hiçbir şey yapmayan, tetikçilerine de şeker dükkânından şeker çalmış bir çocuk tavrıyla muamele edip, önümüzdeki günlerde salıvermeye hazırlanan, -değil mi ki bu ülkede yüzlerce kişinin katilleri Hizbullahçılar salıverildi- siyasi iradeye karşı tavır koymadan Dink’in ardından söylenen sözlerin hiçbir anlamı yoktur.
Hele bir de, bu siyasi iradenin ‘demokratikleşme’ noktasında adımlar içersinde olduğunu söyleyerek, çeşitli platformlarda onlar ile iş birliğinde olan şu liberal kesimler için Dink’i anmak, başka bir anlamsızlık.
Bu ülkede ıslık çalan insanları kameralar karşısına geçip, tespit ederek cezalandırmaya kalkan kesimler, Hrant Dink cinayetinde her türlü entrika ile gerçekleri örtbas etmeye çalışanlar için demokrasinin kırıntısından dahi söz etmek saçmalıktır.
Demokrasi, insan hakları, özgürlükler konusunda önümüzde alınması gerekli daha çok mesafe var.
İşte bunun için Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şubesi olarak önce gazeteci olan Hrant Dink için ‘Bir Mum, Bir Güvercin’ sloganı ile Eski Ermeni Kilisesi önünde mumlarımızı yakıp, güvercinimizi uçurarak, farkındalık yaratmak noktasında üzerimize düşen görevi yerine getirdik.
Keşke çağrımıza diğer gazeteci arkadaşlarımızda cevap vermiş olup, çağdaş olmanın hepimize yüklediği ortak değerleri birlikte gündeme taşımız olabilseydik!
Umutsuzluğa yer yok!
Elbet bir gün “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner”

Sermet ATADİNÇ