havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Gençlik Yalnız Bırakılmamalı!...

2517
Gençlik gündemden düşmüyor.
Toplantılar, tartışmalar, açıklamalar da öyle.
AKP hükümeti ‘kırbaç ve havuç politikalarını’ aynı anda uyguluyor.
Gençliğe diyor ki: ‘Eğer uslu, akıllı, sessiz ve edilgen bir şekilde, size sunduklarımızla yetiniyorsanız, Cumhurbaşkanlığı sofrasını hak edersiniz (havuç politikası). Yok eğer size sunulanları kabul etmeyerek; parasız, bilimsel eğitim, demokratik üniversite için sokaklara çıkıyorsanız, size soğuk su, gaz, cop ve şiddet uygulamaktan (kırbaç politikası) geri durmayız.’
Şimdi bizler, vicdanını ve sağduyusunu yitirmemiş olanlar, Anayasal ve demokratik haklara asgari ölçüde uyulmasını isteyenler, şu basit soruyu kendimize sormamız ve üzerinde düşünmemiz gerekmektedir.
‘Gençliği sindirilmiş, susturulmuş, korkutulmuş, terörize edilmiş, eleştiriden uzaklaştırılmış, edilgenleştirilmiş ve teslim alınmış bir ülke, sağlıklı, demokratik değerlerle donatılmış bir gelecek inşa edebilir mi?’
Bu soruya verilen ve verilecek yanıtlar, tüm toplum açısından bugünkü durumu, gençliğin sorunlarını anlamada ve ona karşı takınılacak tutumu belirlemede en temel noktalardan birisini oluşturmaktadır.
Siyasi iktidarı elinde bulunduranlar ve onların dolaylı savunucuları, gelişmelerin de gösterdiği gibi gençliği sorumlu tutarak, onları hedef tahtasına koymaktadırlar.
Gençlik mücadelesinin, özellikle de üniversite gençliğinin mücadelesinin yükselmiş olması, söz konusu çevreleri rahatsız etmektedir.
Onların hayallerini ve düşlerini süsleyen geleceğin Türkiye projesi ile gençliğin gelecek projesi örtüşmemekte ve çelişmektedir.
Gençliğe karşı uygulanan şiddet politikalarının arkasında yatan temel gerçek tam da budur.
Ömrünü devrimci ve sosyalist değerlere sövüp sayma ile geçiren revizyonist eskileri, AKP’yi neredeyse devrimci ilan etme yüzsüzlüğüne soyunan burjuva solcuları, 68 döküntüleri, tekelci sermayenin liberal beslemeleri, sisteme ruhunu satmış, bilumum omurgasızlar tayfası da siyasi iktidarın ve egemen sistemin duyduğu aynı korkuyu duymaktadır.
Geleceklerini sistemin geleceğine bağlamış olan bu çürümüş omurgasızlar tayfası, bu nedenledir ki koro halinde gençliğe sövüp saymaktadırlar.
Bugün ayağa kalkan ve onlarca sorununun çözülmesini isteyen gençliğin, dostlarını ve düşmanlarını iyi tanıması, birleşebilecekleri güçleri iyi seçmeleri tarihsel bir öneme sahiptir.
Aynı sorunları yaşayan, ancak çeşitli nedenlerle sessiz kalan geniş gençlik yığınlarının ana omurgasını hareketlendirmek, onlara güven vermek öncelikli görevlerden bir tanesidir.
Sendikalar, kitle örgütleri, meslek odaları, siyasi partiler, öğrenci velileri, duyarlı akademisyenler, tek tek örgütsüz tüm emekçiler, gençliğin ulaşması gereken doğal müttefikleridir.
Gençlik bir yandan kendi bağımsız ve demokratik örgütlerini yaratırken, diğer yandan müttefiklerini kazanacak bir stratejik bakışa ve taktik plana sahip olmalıdır.
Ancak burada sorumluluk yalnızca gençliğe ait değildir.
Siyasi partilerden sendikalara, demokratik kitle örgütlerinden meslek odalarına, yerel yönetimlerden muhtarlara kadar tüm kurum ve kuruluşlar gençliğin taleplerine sahip çıkmalı, onlara açık destek sunmalıdır.
Türkiye gençliği yarım asırlık bir mücadele deneyimine ve birikimine sahip olmakla birlikte, doğal yapısı gereği hata yapmaya açık bir özellik taşımaktadır.
Bu nedenledir ki sıraladığımız toplumsal örgütlenmeler açık destek sunarken, öte yandan dostça eleştiri ve önerilerle, gençliğin düşebileceği hataları ortadan kaldırmakta onlara yardımcı olmalıdır.
Gençliğin mücadelesi yükselip genişledikçe, derinleşip kitleselleştikçe bu saflaşmalar biraz daha gün yüzüne çıkacaktır.
Bu kadarı bile ‘yumurtanın yeni kulp takıcılarını’ ve ‘katırları ürkütülen’ FİNCANCILARI renkleri ve niyetleri ile ortaya çıkarmaya yetti bile.
Gençliğin bu her renkten sözde devrimci, demokrat, liberal çevreye ne ihtiyacı vardır ne de onlardan korkmasına gerek!...
Gençlik, kendi örgütlerini sağlamlaştırıp geliştirdikçe, mücadelesini genişlettikçe, müttefikleriyle buluştukça bütün bu sistemin yeni yetme, sonradan görme çanak yalayıcılarına söylemesi gereken en anlamlı söz ‘Cümlenize hodri meydan!’