havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Emekçi Kadınlar Günü

2660
Yarın 8 Mart!...
Dünya Emekçi Kadınlar Günü!..
Dünyanın bütün coğrafyalarında, bütün ülkelerde farklılıklar göstermekle birlikte; kadınların, özellikle emekçi kadınların sorunları katlanarak büyüyor.
Ayrımcılığın, eşitsizliğin, baskı ve sömürünün, şiddetin her türlü sonuçlarına kadınlar katlanıyor.
Ancak kadına yönelik tüm bu olumsuzlukların sonuçları yalnızca kadınları etkilemiyor.
Şiddet ve zulüm geriye dönüp onun temel kaynaklarından biri ve uygulayıcısı olan erkekleri de vuruyor.
Nasıl ki ‘başka ulusları ezen bir ulus özgür olamaz’sa; kadını ezen, ona şiddet uygulayan, onu ikinci cins durumuna indirgeyen erkekler de özgür olamaz!..
Esas olarak sınıflı toplumların ortaya çıkardığı bir sorun olan ‘kadın sorunu’, özünde emekçi kadın sorunudur. Emekçi kadın sorunu ise genel emekçiler sorununun ‘özel’, ‘özgün’ en temel yönlerinden birini oluşturmaktadır.
Tersinden söylersek tüm emekçilerin sorunları çözülmeden, emekçi kadınların sorunları; emekçi kadınların sorunları çözülmeden tüm kadınların sorunları çözülemez.
Tek cümle ile ifade edersek: kadınların kurtuluşu bütün insanlığın kurtuluşu olacaktır.
Biriken yalnızca sorunlar değildir!...
Biriken ve büyüyen aynı zamanda kadınların mücadelesi, dayanışması ve kararlılığıdır da!...
Özellikle bugünlerde hiç hesaba katılmayan, Kuzey Afrikalı ve Ortadoğulu kadınlar; sokaklarda, meydanlarda diktatörlere karşı diğer emekçilerle birlikte saf tutmaktadırlar.
Buralarda yakılan ateş, bütün dünya kadınları gibi ülkemiz kadınlarını da ısıtmakta, etkilemekte ve hareketlendirmektedir.
İşte bu nedenledir ki; egemen siyasetin ve erkek egemen kültürün utanmaz, arlanmaz savunucuları, kadınlara karşı daha saldırgan bir dille onları aşağılama çabalarını artırmışlardır.
Profesör ünvanlı bir zevat, kadın giyimini bir tahrik unsuru olarak değerlendirip pespaye düşüncelerini ifade etmekten çekinmemektedir.
Bu adama eğer anladıysa, algı yeteneği varsa, en anlamlı yanıtı ‘hacda bile tacizin yaşandığını’ söyleyen başı kapalı kadınlar vermiştir.
Bir başka zırva örneği de sermaye beslemesi, sahibinin sesi olmaktan öte bir değeri olmayan, erkek egemen düzenin şekilsiz objesi Engin Ardıç’tan gelmiştir.
Sözde, solcu kadınlara özünde ise tüm kadınlara ve devrimciliğe karşı kinini, nefretini sunmak isteyerek, efendilerinden ödül kazanma yalakalığından başkaca bir anlamı yoktur bu tutumunun…
Bilirsiniz ardıç kuşunun bütün gübreleri ardıç ağacına dönüşmez. Bazı gübreleri ise bir pislik olarak hayatın ve rüzgarın karşısında ezilir, yok olur, savrulur ve ömrünü bir pislik olarak tüketir.
Bu sene 8 Mart öncesi kadın cinayetlerinin arttığı gözleniyor.
Mağdur kadınlar ilgili kurumlara; savcılıklara, güvenlik güçlerine tehdit altında olduklarını beyan etmelerine rağmen, can güvenlikleri sağlanamıyor, sokak ortasında cinayetlere kurban gidiyorlar.
Tüm bu olumsuzluklara karşı 8 Mart birleşmenin ve mücadele etmenin tarihsel birikimini ve deneyimini sunuyor.
Yarın tüm kadınlar ve bu sorunu kendi sorunu kabul eden erkekler, tüm yurtta olduğu gibi Çanakkale’de de alanlarda olmalıdır.
Üye sayısının önemli bir bölümü kadın emekçilerden oluşan KESK’in Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne karşı alacağı tutum önemlidir.
20 yıldır 8 Mart’ların merkezinde olan KESK’in yarın da alanlarda olmasını umuyoruz.
Çanakkale’nin sosyal ve toplumsal dokusunun demokratikleşmesinde 8 Mart ve benzeri günlerin önemini bir kez daha vurgulamalıyız.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü birliğimizi, mücadelemizi artıran bir gün olsun!...