havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

BM-Çocuk Haklarına dair sözleşme ve Durak Çocukları….

2570
 
Haberi izlemişsinizdir; İstanbul’da gecekonduları yıkılan altı aile, bir otobüs durağına yerleşmiş. Televizyon kameraları, gazeteciler durağa üşüşmüşler; sorular soruluyor, flaşlar patlıyor… Özellikle  çocuklar muhatap alınıyor. Arkada hüzünlü bir müzik ve ve bitmeyen sorular.

Şaşkın, ürkek çocuk gözleri… soğuktan ve korkudan titreyen sesleriyle soruları yanıtlamaya çalışıyorlar… “-Evimiz olursa üç gün uyuyacağım”
Soruyu soranların dokunaklı sesleri ve açıklamalarını izliyoruz.
Toplumun vicdanına sesleniyorlar…
Çocuklar ebeveynlerinin kucaklarında küçülüyorlar

Programı izleyince, “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi”’ne ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine bakma gereği duydum. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, BM tarafından 20.11.1989 tarihinde kabul edilmiş, Türkiye ise bazı maddelerine çekince koyduğu SÖZLEŞME’yi  27.01.1995 tarihinde Resmi Gazete’de  yayınlayarak yürürlüğe sokmuştur.

Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne gönderme yaparak; Sözleşmeyi imzalayan taraf devletleri “-Çocukların özel ilgi ve yardıma ihtiyacı olduğunu” ilan ederek sorumlu kılmıştır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme; “Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul ederek” diye devam ediyor.
BM-ÇHDS kısaca ve öz olarak çocuğun korunması sevgi ve saygı görmesi, esenliği ve onurunun korunmasını taraf devletlerin önüne bir yükümlülük olarak koymaktadır.

Sözleşme’nin ikinci maddesi “Taraf devletler bu sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt eder”.

Bir ülke uluslar arası sözleşmelere imza koymuşsa, özellikle çocuklara ilişkin “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”’yi yürürlüğe sokmuşsa, o çocukların, otobüs durağındaki sefaletlerinin yaşanmaması gerekirdi. Çocukların ve ailelerinin bu dramı yaşamamaları gerekirdi.

Gecekonduları çocukları ve ailelerin başına yıkanlar, altına imza koydukları bu sözleşmeleri bilmiyorlar mıydı? Çocukların korunmasının yalnızca kendi ailelerin bir sorunu değil, aynı zamanda yönetenlerin, devletin bir sorunu olduğunu neden unutuyorlardı…?

Bu olay, yönetici erk’in toplumun geleceği olan çocuklara nasıl baktığının da çok çarpıcı bir örneğini sunmaktadır.

Bu yeni bir kategoridir; Durak Çocukları kategorisi….