BİR ‘Dolarlık’ ŞİRKET!
Değerli okurlarım, sandığa 25 gün kaldı.. Muhalefet partileri propaganda tekniklerini uygularken görüntüsel simge olarak dolarları, avroları havalara atıp uçuşturuyor!..Bu görüntüler bana konu ile pek ilgisi olmayan bir fıkrayı anımsattı! Ayrıca, iki ‘hodri meydan’ ve seçmen davranışına ilişkin bir önerimi paylaşmak istiyorum.
***
Küçük bir kasabada genç bir adam işini kurdu. Yıllar içinde bir dükkandan, tüm Amerika’ya yayılan bir zincir yarattı. Adam bir gün hastalandı ve hastaneye kaldırıldı. Adam 3 yetişkin çocuğunu yanına çağırdı ve onlara bir görev verdi:
“içinizden biri kurduğum şirketimin başına geçecek. Hanginizin hak ettiğine karar vermek için, her birinize 1’er dolar vereceğim. Bu bir dolarla aldığınız şey bu akşam geri döndüğünüzde odamı bir uçtan bir uca doldurmalı.”
Çocukların üçü de kente gidip parasını harcadı. Akşam geri döndüklerinde babaları sordu:
“Birinci çocuğum, 1 dolarla ne yaptın?”
Çocuk yanıt verdi:
“Arkadaşımın çiftliğine gittim, bir dolarla iki balya saman aldım.” Sonra saman balyalarını getirdi, açtı ve savurmaya başladı. Oda bir anda samanlarla dolmuştu. Ama samanlar babanın söylediği gibi odayı bir uçtan bir uca dolduramadı.
Adam sordu: “Peki ikinci çocuğum, sen paranla ne yaptın?”
“Yorgancıya gittim. İki yastık aldım.” Çocuk yastıkları içeri getirdi, açtı ve tüyleri tüm odaya dağıttı. Tüm tüyler yere düştü, oda yine dolmamıştı.
“Sen üçüncü çocuğum, sen paranı ne yaptın? Diye sordu adam.
“Senin yıllar önceki dükkanın gibi bir dükkana gittim. Dükkan sahibine parayı verdim ve bozmasını istedim. Dolarımın 50 centini çok değerli bir şeye verdim. Kırk centini kentimizdeki iki hayır kurumuna bağışladım. Böylece bir onluğum kaldı. Bununla iki şey aldım.”
Çocuk elini cebine atıp bir kibrit kutusunu ve bir mum çıkardı. Işığı kapatıp mumu yakınca oda mumun yaydığı ışıkla dolmuştu. Oda samanla ya da tüyle değil, bir uçtan bir uca ışıkla dolmuştu. Baba büyük bir mutlulukla güldü ve:
“Şirketimizin başına sen geçeceksin, oğlum” dedi. “Çünkü yaşam hakkında çok önemli bir şeyi, ışığını yaymayı biliyorsun.”
***
Hodri Meydanlar!
Geçtiğimiz hafta sonu, F.GÜLEN Cemaatine yakınlığı ile bilinen Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur MERALyolsuzluk ve rüşvet operasyonunun Türkiye’ye büyük zarar verdiğini belirterek Başbakan R. Tayyip ERDOĞAN’A hodri meydan çekti!
Erdoğan’ın “İNLERİNE GİRECEĞİZ.. İNLERİNE…” sözlerine karşılık Rızanur Meral’in; “Yakın gelecekte kimlerin inlerde yaşadığını,kimlerin saklanacak in arayacağını, kimlerin müsvedde kimlerin asıl olduğunu herkes görecek.” Sözleri yenilir yutulur cinsten değil!!!
*Öyle gelişiyor ki bu kavga karakolda bitecek gibi!..
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, tam da bu iklimde seçmen ben kimim sorusunu kendisine sormalı.. Seçmen kim mi?
İşte yanıt:
-“Her şey size bağlıdır. Bir düşü bir çiçek uyandırabilir. Bir ormanı bir ağaç başlatabilir. Bir gülümseme bir arkadaşlığı, dostluğu başlatabilir. Bir tokalaşma bir ruhu canlandırabilir. Bir gülüş sıkıntıyı yenebilir. Bir dokunuşşevkati anlatabilir. Bir adım her yolculuğu başlatabilir. Bir kalp, bir vicdan
neyin doğru olduğunu bilebilir. Bir kişi, çok büyük bir farkı yaratabilir.
Bir oy bir ulusun yaşamını değiştirebilir.”
O nedenle, “Ben olsam ne olur, olmasam ne olur” demeyin..Sizin çok büyük anlamınız var.
*HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN…