havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

‘AÇILIM’ ve İKİ ÇİZGİ...

2103
Siyasi geçmişinin ve örgütsel şekillenişinin temel söylemlerinden birisini, ‘Kürt yoktur!’ propadandası üzerine oturtan çevreler, bugün, içeriksiz tutumlarını, ‘ vatan/millet’  eksenli gürültülü, öfkeli haykırışlarla sürdürüyorlar… Biliyoruz, anlıyoruz ve bunu geçiyoruz…
Ve yine, ‘ müesses nizam’ın’  eli raporlu, statükonun ‘asli’ sahipliğine soyunan siyaset erbabınıda biliyoruz ve geçiyoruz…
Şimdi dönelim, aylardır tartışılan ‘ açılım’, konusuna…
A.K.P Hükümeti, ‘Kürt sorunu’ diye tanımlanan sorunu çözme iddiası ile, bir dizi toplantılar ve zikzaklarla ilerliyor.
‘Amerikan projesi’ diyenler, ‘ülkenin ve milletin birlik ve beraberliğinin parçalanması’ olarak tanımlayanlar…
Ve bu ‘açılımı’ ucundan, köşesinden destekleyenler…
Kuşkusuz ki, özellikle de son beş-on yıldır ABD’nin Kafkasya ve Ortadoğu’ya olan ilgisi daha bir yoğunlaşmıştır.
Bu çerçevede ve bilinen diğer nedenlerle ‘Kürt sorunu’ konusunda da etili olmak istemektedir.
Ancak, bu noktada ABD ilgisine tepki duyanlar, Türkiye’nin askeri, mali, diplomatik ve ekonomik konularındaki Amerika müdahalesini görmezden geliyorlar.
Neyse, konuya dönersek…
Kürt sorununun çözümünü isteyenler ve özellikle Kürt ve Türk emekçileri bu iki farklı yolu dikkate almak zorundalar…
Birincisi; Kürtleri Amerika’nın bölgesel çıkarlarına eklemleyen ve halkçı olmayan nokta…
İkincisi; eşit haklara dayalı, Kürt ve Türk emekçilerinin çıkarlarını, gönüllü ve özgür, demokratik birlikteliğini geliştiren ve sağlayan halkçı çözüm…
Bu iki farklı yol ve yöntemin kavranması son derece yaşamsal öneme sahiptir.
Kürtlerin kimlik, anadil ve diğer kültürel haklarının tanınması sanıldığı ve şoven çevrelerin iddia ettiği gibi bölünmenin değil(!), birlikte yaşamın unsurlarını geliştirecektir.
Nasıl ki, evli çiftlerin ‘boşanma hakkı’ aile kurumunu yıkmaya, ortadan kaldırmaya değil, evlilik kurumunun daha özgür temellere oturtulmasını hedefliyorsa… Kürt halkının taleplerinin karşılanması, ‘ dilllerinin tam hak eşitliği’ evrensel ilkesine uyulması, bölünme ve ayrılma duygusunun değil; kardeşlik ve birlikte yaşama duygusunu geliştirecektir.
Yasaklar ve yok saymalar, halklar arasında düşmanlaşmayı geliştirdiği gibi emperyalist politikaların müdahale zeminin genişlemesine ve etkinleşmesine olanak sağlamaktadır.
Gelinen nokta, eskiye dönüşün, yok saymanın zor olacağı bir noktadır.
Süreç, tüm zorluklarına ve engellerine rağmen çözüm yolunda ilerlemektedir ve ilerleyecektir.
Asıl sorun, çözüm yolunda ilerleyen güçlerin, emperyalist çıkarlara mı eklemleneceği, yoksa, Demokratik Türkiye yolunda eşit, saygın ve gönüllü birlikteliğin yaratıldığı bir ülke olma yolunda mı ilerleyeceğidir.
Türk emekçilerinin tutumu, bu noktada belirleyici bir öneme sahip olacaktır.