havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

12 EYLÜL ve SİVİL ANAYASA...

2006
12 Eylül dönemi,hafızasını yitirmemiş her yurttaşın anımsayacağı gibi;bütün örgütlerin tasfiye edildiği,en küçük muhalif sese bile tahammül edilmeyen;idam,işkence,faili meçhul(!)cinayet,gözaltında kayıp,zulüm ve baskının “günlük olaylar” halini aldığı bir dönemdir.
Dönemin hukukunu(!) belirleyen,cuntacı Evren’in “Asmayalım da besleyelim mi ?..” sözü olmuştur.
Devamında yaratılan “anayasal / yasal düzen”i Evren’in söylediği “asma / kesme” mantığı şekillendirmiştir.
ABD “icâzetli” cuntacılar,Türkiye’yi bir “korku imparatorluğu”na çevirerek,özellikle de emekçi halk üzerinde bir zulüm ve zorbalık rejimi kurmuşlardır.
İzleri, üzerinden çeyrek asırdan fazla bir süre geçmesine rağmen silinemeyen;bir baskı, zorbalık ve hukuksuzluk rejimi…
İşte bugün,değiştirilmek istenen,bu dönemin;12 Eylül’ün anayasasıdır.
Ve deniliyor ki; “artık  ‘siviller’ bir ‘sivil anayasa’ yapmalıdır.”
“Sivillerin” bir “sivil anayasa” yapması sözü,kulağa hoş geliyor.
Ama sorun,ifade edildiği kadar basit bir sorun değildir.Sorun,anayasayı kimin yaptığından / yapacağından daha çok, “nasıl bir anayasa ?” sorunudur.
Hele, bizde örneği çok görüldüğü gibi; elbiseleri sivil,kafaları “üniform” olan “anayasa yapıcıları” söz konusu ise,durup kırk kez düşünmemiz gerekir…
Darbe çağrısı ve çığırtkanlığı yapan,nice “ünlü siviller” gördü bu ülke!..
Paşaların kapısında dokuz / onbir nöbetine soyunan,olası bir darbeden mevki-makam bekleyen nice siviller ve “sivillikler” görüp yaşadık.
Türkiye burjuva-“sivil politikacılar”ının; “sivillik” adına,demokrasi ve hukukun üstünlüğü adına,başarılı bir sınav verdiği söylenemez.
Bugün de,yapılan anayasa tartışmaları genel olarak “teknik” ve “biçimsel” yön ve konularda yoğunlaşmaktadır.
“Sivil Anayasa” söylemi veya tanımlaması, “ucu açık” ve “içerik” konularında fazlaca fikir vermeyen bir özellik sunmaktadır.
Oysa daha net,açık bilgi ve tartışmalara ihtiyaç vardır.
Toplumun ihtiyaçları,gelişme dinamikleri ve yönelimini doğru algılayarak;hukukun üstünlüğünü egemen kılacak,demokratik öz ve niteliklere sahip bir anayasa…
Örgütlenme ve ifade özgürlüğünü; sağlık, eğitim, çalışma haklarını sağlayan,insan hakları adına kazanılmış tüm değerleri güvence altına alacak bir “hukuk sistemi”ne zemin ve çerçeve oluşturacak bir anayasa…
Toplumsal,sosyal,kültürel tüm farklılıkları;genel hukuk zemininde eşitleyen ve tüm bunları güvence altına alan bir anayasa…
Yoksulların,ezilenlerin ve bir bütün olarak emeğin;her türden hak ve özgürlüğünü sağlamaya yönelik bir anayasa…
“Sözde” değil “gerçekten” ve “özde” demokratik bir anayasa…