havadurum

Turizm’de yerel yönetimin hizmetleri belirleyicidir

Çanakkale turizmini değerlendiren İl Kültür ve Turizm Müdürü Şinasi Haznedar, tanıtım eksikliğine vurgu yaptı. Haznedar, bir yerin turizm kenti olabilmesi için öncelikle yaşayanı için mükemmel bir yer olması gerektiğini söyledi.

582
Çanakkale turizmini değerlendiren İl Kültür ve Turizm Müdür Şinasi Haznedar, tanıtım eksikliğine vurgu yaptı. Çanakkale’nin, dünyaya kendini yeterince sunamama, tanıtamama sorunu ile karşi karşiya olduğunu ifade eden Haznedar; Çanakkale’yi bütün bu çok yönlülüğü ile uluslar arası arenada, fuarlarda yeterince tanıtır adını duyurursak eminim her geçen yıl Çanakkale turizmde gelişecektir” dedi. Çanakkale’nin birkaç günü hatta geceyi çok rahatlıkla doldurabilecek zenginliğe sahip olduğunu da belirten Haznedar, bir şehrin turizm kenti olabilmesi için yerel yönetime önemli görevler düştüğünü söyledi.
 
Olay: Çanakkale Turizm Kenti mi?
 
Şinasi Haznedar: Çanakkale turizm, ticaret, tatil kenti. Bir turizm kenti tarifini yapmaz ve bunda mutabık kalmazsanız turizm kenti diyebilirsiniz. İnsanların tatile, dinlenmeye gediği ve ziyaret aldığı bir kentseniz Türkiye’de kolaylıkla bir turizm kenti nitelemesi yakıştırılabilir. Bu açıdan bakarsak Çanakkale turizm kenti. Bu açıdan bakılınca 81 ilin 70’i turizm kenti oluyor. Adaları, bozulmamış doğası, sakinliği, batıya yakınlığı, Avrupa kapısı olması nedeniyle gerçekten çok zengin kültürel varlık envanteri nedeniyle Çanakkale’ye turizm kenti yakıştırılabilir.
 
Olay: Turizm de Çanakkale beklenen ilgiyi görebiliyor mu?
 
Şinasi Haznedar: Bu ilginin bir tarifi ve sonu yok. Çanakkale’ye 500 bin turist geldiğinde iyi turist alıyorum derim. Bu sayı arttığı zaman da bu ifadeyi kullanabilirim. 5 Milyon turist gelmeye başladığında niye 10 milyon gelmesin vizyonu için uğraşmaya başlarsınız. Turizmde konaklama, alt yapı, sosyal ihtiyaçlarını karşılamak kaydı ile ne kadar turist gelirse şikayet olmaz.
 
Olay: Çanakkale turizmi abartılıyor mu?
 
Şinasi Haznedar: Abartıyor muyuz? Bunu bilmiyorum. Çanakkale bir turizm kenti nitelemesine sahip olunmasının bütün yanlarını taşıyor. Çanakkale Boğazı, iki tane adası ile ağır sanayi olmadığı için korunmuş doğaya sahibiz. 5000 yıllık mitolojik tarihe sahibiz. Dünya kültür ailesinin değerlerden biri Troya antik kenti burada. Tarihi mekan olarak dünya mitoloji yanlılarının çok önem verdiği Kazdağı, Çanakkale sınırları içerisinde. Her türlü termal zenginliğe sahibiz. Batıklar, sörf, deniz, kum, güneş, sakinlik, huzurlu ortam, kaos karmaşa sunmamız bir yeri ziyaret etme düşüncesi ile yola çıkanların tercih sebebi olacak ayrıntılar. Bunlar Çanakkale’de fazlası ile var. Bazı yerlerde turizm unsurlarından biri olur ona gidilir, Çanakkale çoklu seçenek sunan bir kent. Aklınıza ne gelirse Çanakkale’de bulabilirsiniz. Bu da kentin tercih sebebi olması yönünde artı teşkil ediyor. Çanakkale bu yanlarına rağmen yeterli ziyaretçi alıyor mu tartışılır. Bunu tartıştığımızda buradaki sorunun bizden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.  Bunun bir tanıtım, küresel aileye kendini yeterince sunamama yeterince tanıtamama sorunu ile karşı karşıya kaldığımızı ben çıkartıyorum. Çanakkale’yi bütün bu çok yönlülüğü ile uluslar arası arenada yani fuarlarda yeterince tanıtırsak yeterince adını duyurursak eminim her geçen yıl Çanakkale üste koyacaktır.
 
Olay: Çanakkale’yi destinasyon olarak görebilir miyiz?
 
Şinasi Haznedar: Çanakkale tarih, kültür, mitoloji gönüllüleri için zengin bir bölge. Onun için destinasyon. Çanakkale’de konaklama ya da gecelemeye karar verenler burada bu işi yapanlar değil. Büyük tur operatörleri İstanbul’da bunu belirliyor. Konaklamada, gecelemede bir kentte kalmada aslan payını İstanbul ve güney kesimlere planlıyorlar. Çanakkale’de bir ya da daha fazla gün ve geceleme olabilecek zenginlik ve değerler yok değil diye bu gerçekleşiyor değil. Bu konaklama meselesi organizasyon şirketlerinin Çanakkale’de değil İstanbul’da olmalarının bunda büyük rol sahibi. Çanakkale’de kendi ölçeğindeki acentelerde kendilerine İstanbul’dan biçilen bu role ve geceleme sayısına razı gelmek zorunda kalıyorlar. Çünkü tur paketlerini sunan organize eden Çanakkale’de bu işi yapan acente ve tur şirketleri değil. Çanakkale neresinden bakarsanız bakın birkaç günü geceyi çok rahatlıkla doldurabilecek zenginliğe sahip. Bir gün ada diğer gün şehitlik sona Assos, Kazdağları, Truva, neresinden bakarsanız bakın Çanakkale transit değil başlı başına konaklamayı tanımayı, öğrenmeyi gerektirecek kadar bir zenginliğe sahip. Bu planlama meselesi.
Çanakkale’nin bu yanını ve kentin daha çok ziyaretçi geceleme istediğini İstanbul’daki büyük tur organizatörlerine karşılıklı bilgilendirme ile diyalogla anlatmak gerekir. Bu sorunun böylesi bir yöntemle mesafe kat edeceğine inanıyorum. Valimiz Güngör Azim Tuna’nın Emitt fuarı hemen sonrası İstanbul’da Titanic otelde Çanakkale’ye ziyaretçi getiren büyük organizasyon acenteleri ile yaptığı bir toplantı vardı. Bu toplantı verimli oldu. Valimiz, Çanakkale’deki toplantının Haziran ayında gerçekleştirecekti. Karşılıklı olarak buranın acenteleri ile turizm iş yapanları İstanbul’da bu işin karar vericileri ile bir araya gelip öneri alıp verme toplantısı gerçekleştirdi. Biz bunu yapacağız. Bu tür ilişkilerle daha fazla konaklama daha çok geceleme daha çok ziyaretçi için mesafe kat edileceğini düşünüyorum.
 
Olay: Çanakkale’de oteller ve yatak kapasitesi yeterli mi?
 
Şinasi Haznedar: Mevcut statükoyu muhafaza ettiğinizde bu yatak sayısı ve otel sayısı yeterli olur. Dünyanın bütün turizm kentlerinde yatak arzı muhtemel gelebilecek potansiyel üzerine kurgulanır. Her zaman için arz talebin üstünde olarak kendini orada hazır tutar. Bu bakımdan Çanakkale’de turizm işi yapanlar kentin geleceğini turizmde gördüklerinden bu yönde kuvvetli düşünceye sahip olduklarından otel konusundaki yatırımlarını fazla tutuyorlar. Yeni oteller yapılıyor. Bir beş yıldızlı otel daha olacak. Butik otel sayısı bir hayli fazla. Bozcaada, Gökçeada da yapılanlarda var. Bizden görüş isteyenlerde oluyor. Bunlar, Çanakkale’nin turizmde cazibe merkezi olduğunun işareti.
Otelcilik turizmin en dinamik karşılanması gerekli hizmetlerinden biri. Bir yere gidildiğinde orayı rahat ve huzurlu tanımak istiyorsanız arka planda konaklama sorununuzun olmaması gerekiyor. Bu sorunun yaşandığı bir ortamda insanların gönül rahatlığı ile oraları keşfetmesi, tatil yapması mümkün değildir. Turizm içinde tek ölçüt konaklama, otel değildir. Karavan, çadır günübirlik gibi bir çok alternatif konaklama çeşitleri vardır. Ana eksen oteller marifetiyle yürütüldüğü için Çanakkale’de nitelikli oteller var. Otel sahipleri kendi verdikleri hizmetin Çanakkale tanıtımının asli zemini olduklarını bildiklerinden hem hizmet sunma hem de otellerin eksikliklerini tamamlamada eksiksiz konaklama mekanı sunmada çok titiz davranıyorlar.
 
 
Olay: Turizm çok konuşuluyor. Konuşmakla varamadığımız bir turizm kenti mi var?
 
Şinasi, Haznedar: Çanakkale’de insanlar turizmi olur olmaz söz konusu ediyorlar. Sanayi kenti olmaması diğer alanlarında uzmanlık gerektirmesi nedeniyle örneğin tıbbı konuşamazsınız uzman olmanız gerekir. Ama Çanakkale’de kime mikrofon tutarsanız tutun herkes turizmi rahatlıkla ruhsat sahibi gibi konuşabiliyor. Turizmi en az konuşan kültür turizm müdürü olarak benim. Ben ve kurumum dışında herkes hüküm veriyor. Bundan şikayetçi değilim ama biraz da insanların en kolayına geldiği alan olması nedeniyle herkes aklına geleni söylüyor.  Doluluk oranlarında nispi düşme var diye bir şeyleri eksik yapıyoruz diyemeyiz. Dünyanın her yerinde doluk yazın artar kışın düşer. Konuşanların bir kısmı bu işin yatırımını da yapanlar. Bu işin yatırımını yapanlar konuşma hakkına da sahip.  Hem iş hem daha iyi tanıtım. Bunlar birbirini besleyen şeyler. Siz kentinizi daha iyi tanıtırsanız, hizmetlerinizi daha eksiksiz, daha mükemmel  hale getirirseniz daha çok ziyaretçi alırsınız. Daha çok artı değer olarak size döner. Çanakkale kendini ne kadar tanıtırsa, bilinir kılar, tercih coğrafyasına dönüştürürse toplumun bütün kesimleri turizmci, ticaret yapan eğitim kurumları, üniversite bürokrasi, herkes istifade eder. Herkesin yarını dünden daha iyi olur. Bu geri dönüşü pozitif olan bir gayrettir. Herkesin her şeyi konuştuğu ortamlar güzel ortamlardır. Özgür ortamlardır. Ben sadece Çanakkale değil Türkiye’nin son on yılda daha çok ziyaretçi almasını ülke çapinda ziyaretçi sayının artmasını son 10 yılda Türkiye’nin yaşamakta olduğu istikrara bağlıyorum. Daha çok açık toplum olma yönündeki çabasina da bağlıyorum. Daha çok demokrasi, daha çok demokratikleşme noktasındaki taleplerinin samimiyetine ve fazlalığına da bağlıyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinden hiçbir ziyaretçi veya turist riskli bölgelere, istikrarsız bölgelere can güveliği olmayan her daim savaş olasılığının yüksek olduğu huzur olmayan bölgelere ziyarette bulunmak istemez. Tekil birkaç münferit olay dışında Türkiye, son on yılda yaşamış olduğu huzur ve istikrar ülkesi nitelemesiyle de kendisine çok sayıda yabancı ziyaretçinin gelmesine vesile oluyor. Gelenlerden bir kısmı da farklı bölgelere gidelim derken Çanakkale’ye Bozcaada , Gökçeada’ya gidelim dendiğinde bizde kendi arz ölçeğimizde payımız alıyoruz.
 
Olay: Turizmin önünü açacak proje ne olabilir?
 
Şinasi Haznedar: Bunun sihirli anahtarını o kentte yaşayanların kendilerinde görüyorum. Bir şehir kendisini gerçekten çok temiz, çok eksiksiz kent gibi bir kent olmayı yakıştırıyorsa ve bunun çabasını ısrarla sürdürüyorsa o kent ziyaretçi alır. Biz bu çaba ve uğraşımızı Çanakkale’ye çok insan gelsin  diye yapmamalı ve yürütmemeliyiz. Gerçekten dünyanın en önemli kültür varlıklarından birine sahibiz. Troya’nın kıymetini bilmeliyiz ve bunu dünya’ya arz etmeliyiz. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Ama bu birkaç bürokrat, devlet aklı ve temsilcileri ile olmamalı. Bu kentte yaşayan 100 bin insan demeli ki, dünya kültür mirasının en önemli hazinelerinden biri benim kentimin sınırı içinde. Yakın tarihimizle çok ilgili dünya tarihi ile de ilgili olan savaştan barış çıkarma mücadelesinin adı olan Gelibolu Yarımadası tarihi milli parkı benim kentimin sınırları dahilinde. Bu sadece beni değil Fransız, İngiliz, Yeni Zelanda, Avustralya’ya kadar küresel dünya ailesinin bir kısmını da yakından ilgilendiriyor. Onun için ben hem sahip çıkmalı hem de dünyanın farkındalığına sunmalıyım. Yollarım, denizim, doğam, Kent mobilyaları, park, şehirciliğim, şehir planlama, ulaşım, sağlık hizmetleri, termal zenginlik, tümü gerçekten benim sahip olduğum zenginlikle uyumlu olmalı diye bu kenti donatırsak dünya ilgisini ister istemez çekeceğiz. Bunu öncelikle bu kentte 12 ay 365 gün yaşayanlar olarak bizler hak ediyor olmalı ve inanmalıyız. Yılda 15gün buraya gelen için değil 365 gün kalan için bu kenti mükemmel hale getirdiğimizde dünya ölçeğinde ilgi çekecektir. Her yönü ile mükemmel bir kenti görme sırasına girecektir.  Bir coğrafyada düzenlemeyi, güncelleştirmeyi yabancı ziyaretçi için değil kendimiz için yapmalıyız. Öznesi bu kentin yaşayanları olmalı. Yoksa birkaç tane bürokrat, kültür müdürü, valilik ısrarı çabası ile bir kent kendisi istemedikten sonra dünyanın farkındalığına kendini sunamaz. Sokaktaki insan, üniversitedeki öğrenci, ticaret erbabının hepsi Çanakkale tanıtım misyoneri, kültür turizm müdürü ya da kurum çalışanı bilinci ile hareket etmesi gerekiyor. Müdürün fuarlara gitmesi ile sınırlı farkındalık elde edilir.
Bir kent kendini sporundan yemek kültürüne, yaşam tarzından doğayı sahiplenmesine kadar kültürünü dünya’ya ben buyum demedikten sonra o kentin marka olmasının çok imkanı yoktur. Çanakkale’de önce ben yaşıyorum benim kentim güzel olmalı çünkü 365 gün bu kentte ben nefes alıp yaşıyorum diyebilmeli. Sahillerimizin denize girilebilir olması 20 günlüğüne buraya ödünç gelenler için değil önce kendimiz, aile ve çocuklarımız için istemeliyiz. Dünya kültür mirası Troya’yı elbette dünya farkındalığına sunmalıyız. Ama önce benim kentimde ben o kadar çok değer veriyorum ki müze yaparak dünya farkındalığına sunuyorum demeliyiz. Eko-turizmin bütün yönlerini yerine getirerek. Kent altyapı hizmetlerini kesiksiz tamamlayarak sizi ziyaret edenlerin buradan memnun ayrılmasını sağlayabilirsiniz. Sizin yaşayanlar olarak şikayet ettiğiniz, sizin yaşadığınız yerde eksiklik bulduğunuz bir yer için bir başkası niye güzel desin, niye başkaları eksiklik bulmasın. Sokaklar sizin içinde güzel olmalı, sahil sizin içinde temiz olmalı. Siz her mevsimi ile bu kenttesiniz. Turizm birazda bu demek. Bir kent yaşam alanına sahip çıktığında o kent hem farkındalık yaratıyor hem bilinir oluyor. Bazı kurumların daha çok taşın altına elini koyma gerekliliği oluyor. Bir kente mükemmellik eksiksizlik atfettiğimiz bütün bu hizmetlerin  yerine getirilmesini gerçekleştiren kurumda yerel yönetim, belediyedir. Bir kentte yerel yönetim hizmetlerinin açık ara mükemmelliği yada eksikliği o kentin turizm noktasında belirleyiciliğine neden olur. Siz her bakımdan alt yapı, yollar, şehir planlaması dış cephe giydirmeleri gibi konularda gerçekten acınası durumdaysanız çok fazla turizmden bir şey beklemeniz haksızlık olur. Eskişehir, Prag, Viyana için söylenenler ortada. Çünkü size mükemmellik sunuyor. Bunun birinci derecede gerçekleşmesine vesile olan genelde bir kent makyajının sağlayıcısı kurum yerel yönetimdir.
Paylaş