havadurum

"Tüm grup üyelerini katliamı görmeye çağırıyorum.."

1794

 Eski Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Şube Başkanı ve İl Özel İdaresi CHP Grubu üyesi Hicri Nalbant, İl Özel idaresi Eylül ayı Meclis Toplantısında Atikhisar’da yaşananları aktardı. Çanakkale’nin tek içme ve sulama suyu olan Atikhisar Barajı Havzası içerisinde altıncı şirket Kanadalı Alamos Gold tarafından yapılmak istenen altın madeni işletmesi çalışmalarının hızlandığı belirtti.Çanakkale’nin içme suyunu nereden temin edeceği konusunda ciddi sıkıntılar yaşayacağını belirten Nalbant, GSMR için dava açtıklarını açıkladı. Davada istene belgelerin Valilik tarafında verilmediği eleştirisinde bulunan Nalbant; “Biz, dava açacağız. Bu ruhsatın hangi gerekçelerle verildiğini bilmemiz ve mahkemeye sunmamız lazım” dedi. Şirketin, Belediye Başkanı başta olmak üzere, maden faaliyetlerine karşı çıkanları rahatça tehdit ettiğini ifade eden Nalbant, ülkeye sömürge ülkesi şeklinde muamele ettiğini söyledi. Nalbant, İl Özel İdare’deki tüm grup üyelerini Cuma günü bölgeye çağırarak, yaşanan katliamı görmelerini istedi. İl Meclis toplantısında söz alarak Atikhisar’ı gündeme taşıyan Nalbant konuşmasında; “Bildiğiniz gibi Atikhisar Barajımız, Çanakkale’nin tek içme ve sulama suyu barajı. Bir yedeği yok.  Tek barajımız. Eğer bu baraj kirlenirse, suyu nereden buluruz düşünmek bile istemiyorum. Bu barajın su toplama havzasında maden şirketi altın çıkarmak ve işlemek üzere çalışmalarını yıllardan beri sürdürüyor. Yargı süreci devam ediyor. Ancak son dönemde çalışmalar biraz daha hız kazandı, yeni birde gelişme oldu. Çanakkale İdare Mahkemesi’nin verdiği karar Danıştay’dan geri döndü. Biri Çanakkale Belediyesi’nin diğeri de ZMO Çanakkale Çevre Meclisi ve Kazdağı Madradağı Belediyeler Birliği’nin olmak üzere açtığı davaların ikiside aynı gerekçelerle geri döndü. Bu arada İdare Mahkemesi, Danıştay’ın bozma gerekçeleri doğrultusunda yeniden ‘tehkik’ yapma, konuyu yeniden inceleme kararı aldı. Eylül ayının 21’inde olay mahallinde işletmenin yapılacağı alan içerisinde Çanakkale İdare Mahkemesi’nin belirlediği bilirkişiler ile keşif yapılacak” dedi. 

“Mahkemece istenen belgeler neden verilmiyor?”

GSMR’nin verilmesini yargıya taşındığını belirten Nalbant, mahkemece istenen belgelerin kendilerine verilmediğini belirterek; “Burada daha önce Şahinli’dede daha önce böyle bir karar vardı. Önceki Valimiz GSMR vermişti. Konuyu yargıya taşımıştık ve yargı süreci devam ediyor. Meclis üyesi olarak ruhsatın onaylı örneğini açacağımız davaya taraf olması için şahsıma verilmesini talep ettim ve dava açtık.  Valilik ruhsatı verince bunun üzerine tekrar aynı yolu izleyerek ‘bilgi edinme yasası kapsamında’ açacağımız davaya esas olmak üzere bilgilerin tarafıma verilmesi için başvuruda bulunduk. Bu kez ne olduysa bilgiler tarafımıza verilmedi. Sadece çok kısa biz yazıyla ‘GSMR verilmiştir’ denildi. Biz, dava açacağız. Bu ruhsatın hangi gerekçelerle verildiğini bilmemiz lazım. Dava açıldı ama eksik açıldı. Mahkemenin istediği belgeler geldikten sonra biz ek iddialarda bulunacağız. Türkiye Cumhuriyeti, Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devletidir. Biz, başımız sıkıştığımızda, haksızlığa uğradığımızda hakkımızı hukuka arayacağız. Siz hukukun önünü tıkıyorsunuz. Bu, Türkiye’de Hukuk’un geldiği noktayı göstermek açısında önemli ve düşündürücü. Ülke giderek baskı altında yönetilmeye çalışılıyor. Şu anda utanılacak bir iş mi yapıldı? Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyuna karşı bir suç mu işlendi?diye kafamızda soru işaretleri kaldı. Eğer belgeler verilmiş olsaydı bu soru işaretleri kalmayacaktı” dedi. 
 
“Şirket bizlere, sömürge ülkesi gibi davranıyor”
Nalbant; “Atikhisar Barajı’nda işletme yapan altın şirketi Kanadalı Alamos Gold şirketi. Adı Doğu Biga diye geçen diğer şirketler bu şirketin taşeron şirketleri. Yasa gereği ülkede kurdurmak zorunda olduğu şirketler. Bizim muhatabımız bu Kanadalı şirket. Bu şirket, şimdi Toronto Borsasında pirim yapıyor. En cazip işletmenin burası olduğunu söylüyor. Şirket için bu böyle olabilir ancak, Çanakkale için bir ölüm fermanıdır. Şirket Orman GenelMüdürlüğü’ne  talimat veriyor. ‘Balaban Yangın Kulesi’ni kaldırın,ben size kuleyi taşıyayım’ diyor. Kule sorgusuz sualsiz kaldırılıyor. Özel İdare’ye gelerek Kirazlı Yolu’nun değiştirilmesini istiyor. Yeni yol yapacağını söylüyor ve ağaç katliamlarına başlıyor. Gidip gördük. Yolun yapılacağı alandaki bütün ağaçlar kesildi. ‘Mahkeme kararını bekleyin, kesmeyin’ dediğimiz halde, Orman Genel Müdürlüğü belirttiğimiz şirketin emrinde kurulmuş gibi ağaçları kesmeye devam etti. ‘Yol yapılacaksa Özel İdaremiz yapsın’ diye buradan söyledik. Bu yolu şirket kullanacak. Yeni yapılan yol çalışmaları sürüyor” dedi.
 
“Şirket bizlere, sömürge ülkesi gibi davranıyor” 
Son olarak bölgeye yeni bir şirketin daha geldiğini belirten Nalbant;.Bu yeni şirkette sondaj çalışmaları yapıyor. Yani verilen ruhsat sonrası bir şirket daha sondaj çalışmalarına başlamış. Eğer vicdanınız varsa,gidelim ve vahşetin yaşandığı bölgeyi Cuma günü yerinde izleyelim. Başka gruplar gelmezse bile CHP grubu olarak gidip bu vahşeti yerinde göreceğiz. Ancak amacımız birlikte görmek. Bu konu Çanakkale halkına duyuruluyor. Şirket orada açıklama yapanları Belediye Başkanıda dahil olmak üzere tehdit ediyor. ‘Halkı kin ve nefrete teşvik ediyorlar, gerçek dışı beyanlarda bulunuyorsunuz, hakkınızda dava açacağız’ diyorlar. Kanada’ya gitsek ve oranın bir Belediye Başkanı hakkında tehditler savursak, bu şirketi anında terk ettirirler. Şirketin yaptığı bu densizlik ‘sanki burası sömürge ülkesi onlar istediğini yaptırır’, şeklinde. Gelişmeler bunu gösteriyor. Ormana girip yaptırıyorlar. Özel İdareye gidip yolu değiştiriyorlar. Çanakkale’de yüz bin şehit vererek bu topraklar kurtuldu. Bir tane kıçıkırık şirket elini kolunu sallayarak bu dağlarda her türlü katliamı yapacak, birde tehditler savuracak. Bunun kabul edilebilir bir yanı yok. Gerçekleri defalarca söyledik” dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş