Küçük yaşlarda bize öğretilen ve hala küçük yaşlardan itibaren öğretmeye devam ettiğimiz yanlış bilgilerin başında "terliyken su içilmez" öğretisidir.
Oysa su asıl terliyken alınmalıdır.
Aslında su her an, her yerde ve her zaman içilmelidir.
Ama terliyken su içilmesi bir zorunluluktur.
Terliyken su içilmez bilgisi yanlış bir bilgidir. Terlemek demek su kaybetmek demektir. Dolayısıyla kaybedilen su hemen yerine konması gerektiğinden terliyken su içilmelidir.
Terin geçmesini beklemek demek kaybedilen suyu yerine koymamak demektir.
Suyu yerine koymamak demek ilk etapta vücuttaki metabolik faaliyetin zorlanması anlamına gelir. Bunun nedeni ise sıcaklığın artması, mineral yoğunlaşması, basınç yüksekliği ve böbreklerde üre / kreatin yükselmesi şeklinde kendini gösterir.
O halde "terliyken su içilir"...
Terliyken içilmemesi gereken şey soğuk sudur. Soğuk su vücut ısısı artarken, soğuk su verilmesi bir ilk savunma düzeneği olan bademcikleri uyarır ve boğaz şişmesine neden olur..
Bademciklerin iltihaplanması ve uzun süreli enfeksiyon başka hastalıkları tetikleyebilir.
Özetle terliyken su verelim, hatta içilmesini sağlayalım ama soğuk su vermekten kaçınalım...
Ayrıca su içme konusu da su içmek kadar önemlidir her defasında içilen su miktarı 100cc` yi geçmemelidir. Fazla su mide basıncı ve mide düzeneğini bozar.
Egzersiz ve oyun sırasında sayılı yudum ile su alımı daha sağlıklıdır.
İçilecek sıvı konusu da çok önemli bir meselemizdir. Su kaybında yerine konması gereken öncelikle ve acil olarak saf sudur.
Kimileri mineral kaybettiğini düşünür.
Oysa su kaybedilir mineral yığılması olur.
Mineral kaybı çok uzun eforlarda meydana gelir.
Vücuttaki su ve elektrolit dengesi meselesinde öncelik suyundur. Acil yerine koyulması gereken sudur. Mineral kaybı veya dengesi iyi beslenildiği durumlarda ve normal eforlu sporlarda kolay kolay bozulmaz
Kaynak; Futbol’da eğitim
