havadurum

Tabip Odası "altın"cı basını topa tuttu

Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Nihat Gülhan, altıncılara destek veren yerel gazeteleri topa tuttu. Gülhan; “18 Mart 1915’de emperyalistlerin gemilerindeki Amiraller gibi dağlarımızda, su kaynaklarımızda, ırmaklarımızda, vadilerimizde, ormanlarımızda ve meralarımızda arsızca dolaşanlar, ve şehrimizdeki işbirlikçileri, bir kez daha bu sularda Nusrat’ın bıraktığı mayınlar gibi Çanakkale’de onurlu insanların ve yurtsever sivil toplum örgütlerinin yürüttüğü mücadeleye toslayacaklardır” dedi.

493
 
Kazdağları’nda çevre felaketlerine neden olan Kuzey Biga Madencilik tarafından Çan`ın Çekiçler Köyü’ne 14 bin adet fidan dikilmesini sert bir dille eleştirenÇanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Nihat Gülhan, fidan dikimini çarpıtarak altıncılara çanak tuttuğunu iddia ettiği yerel gazetelere de tepki gösterdi. Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kenan Kaynaş, Çanakkale Halkevi Başkanı Mehmet Öztürk ile çevrecilerin yer aldığı basın açıklamasında konuşan Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Nihat Gülhan; “18 Mart 1915’de emperyalistlerin gemilerindeki Amiraller gibi dağlarımızda, su kaynaklarımızda, ırmaklarımızda, vadilerimizde, ormanlarımızda ve meralarımızda arsızca dolaşanlar, ve şehrimizdeki işbirlikçileri, bir kez daha bu sularda Nusrat’ın bıraktığı mayınlar gibi Çanakkale’de onurlu insanların ve yurtsever sivil toplum örgütlerinin yürüttüğü mücadeleye toslayacaklardır” dedi.
 
“Kalemşörlerden sipariş manşetler”
Bir yandan altın madeni arama faaliyetlerinin Biga Yarımadası’ndaki yaşam kaynaklarını yok ederken, diğer yandan ise üç maymunu oynayan kesimlerin bağımsızlıklarını yitirmiş bir kısım medya ve onun kalemşörlerin sipariş manşetleriyle, efendilerine her gün yeni mesajlar verildiğini söyleyen Gülhan; “Afrika’nın birçok bölgesinde, Latin Amerika’nın birçok ülkesinde yıllarca yaşanan doğa ve insan katliamlarının benzeri doğal kaynaklarımız, toprağımız, havamız ve sularımız üzerinden ülkemizde de uygulanmaya çalışılıyor. Son yıllarda Çanakkale’de, Biga Yarımadası’nda yükselen çevreci ve doğa haklarını savunan mücadele, kamuoyunda kazandığı meşruiyet ve onurlu bilim insanlarının, yurtsever meslek örgütlerinin, yaşam alanlarını ve yaşama haklarını savunucuların çabaları, bilindik ve alışık olduğumuz yöntemler ile kırılmaya çalışılıyor. Atikhisar Barajı su toplama havzası, su rezervleri üzerinde ( Kirazlı Bölgesinde), Ağı Dağı’nda Karamenderes ve Kocabaş Çayının doğduğu ve beslendiği kaynaklar üzerinde yapılan altın madeni arama faaliyetleri Biga Yarımadasında yaşayan, bu toprakların ürünleri ile beslenen insanların yaşam kaynaklarını yok eder iken, bir yanda üç maymunu oynayan kesimler diğer yanda bağımsızlıklarını yitirmiş bir kısım medya ve onun kalemşörleri sipariş manşetler ile, efendilerine her gün yeni mesajlar veriyorlar” şeklinde konuştu.
 
“Kötü niyet”
Sondaj aşamasında yüz binlerce ağacı katledenleri, işletme aşamasına geçildiğinde ise milyonlarca ağacı yok edecekleri belli olanları çevre dostu, yaşam dikicileri gibi göstermeye kalkışmanın kötü niyet olduğunu ifade eden Gülhan; “Geçtiğimiz günlerde “Alamos Goldun Sesi” gazetesine yenileri eklenmiş, bu gazetelerde “yaşam diktiler” “proje üstüne proje” “Sayın Vali istedi yaptık” türünden haberler yayınlanmıştır. Daha sondaj aşamasında yüz binlerce ağacı katledenleri, işletme aşamasına geçildiğinde ise milyonlarca ağacı yok edecekleri şimdiden belli olanları çevre dostu, yaşam dikicileri gibi göstermeye kalkışmak kötü niyet ve karanlık ilişkilerden kaynaklanmıyorsa düpe düz cahilliktir. Basının bu davranışı işledikleri ve işleyecekleri suçlara ortak arama telaşı olarak dikkatlerimizden kaçmamaktadır. Sözde ağaç dikme törenine Çan Belediye Başkanı ve Çan AKP İlçe Başkanının onur konuğu olarak bundan önce Çan Kızılelma köyünde olduğu gibi katılmaları siyasi iktidarı suçüstü yapmıştır. Çan merkezinden akan tatlı su çeşmelerini bile yok edecek şirketin sözde törenine katılmak ayrıca düşündürücüdür. Çan, Çanakkale ve tüm yöre halkı toprağı ve suyu üzerinde oynanan oyunları mutlaka görüyordur. Daha da acı olanı milyonlarca orman ağacını yok edecek projeyi kamufle etmek amacıyla düzenlenen sözde ağaç dikme törenine ormanları korumakla görevli bir bakanlığın taşra kuruluşu Çan Orman İşletme Müdürlüğü yetkililerinin katılıyor olmasıdır” diye konuştu.
 
“Halka yalan söylemek suçtur”
Altıncıların etkinliklerini çarpıtarak haber yapan yerel gazetelerin suç işlediğini kaydeden Gülhan; “Sermaye-basın (mütareke basını)-iktidar üçlüsünün ülke kaynaklarının ve doğanın talanında sergiledikleri işbirliği sağlık, eğitim, özellikle enerji , sanayi ve madenler üzerinde kendini bir kez daha ortaya koyuyor. Enerji dağıtım ihalelerine giren basın kartelleri, madencilik sektöründe geniş alanlarda arama-işletme ruhsatlarına sahip gruplar kamuoyunun malumu iken, son günlerde Çanakkale Yerel Basınında da çok çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Milli Mücadele zamanında emperyalistlerle işbirliği yapan Mütareke Basınını çağrıştıran haber ve yayıncılık anlayışı “Altıncı Şirketlerin Sesi” şeklinde giderek yükseliyor ve yayılıyor. Halka yalan söylemek suçtur, kamunun zararına faaliyetlerde bulunmak ve yayıncılık faaliyetinde bulunmak da suçtur” dedi.
Paylaş