havadurum

Mobbing iddiaları artıyor, sendikalardan tepki büyüyor

2653
Öğretmen ve çalışanlara kötü davrandığı , çalışan ve velilere mobbing uyguladığı, okulda keyfi uygulamalarda bulunduğu, oda ve sınıfları kendi özel isteğine göre düzenlediği, ihtiyaç olan giderleri velilerden talep ettiğigibi hakkında birçok suçlama bulunan Ticaret Borsası İlkokulu Müdüresi görevine devam ediyor. Hakkından suçlamalar saymakla bitmeyen müdüre hakkında daha önce inceleme başlatılmış müdüreye yönelik suçlamalar gazetemiz Çanakkale OLAY`da yer almıştı. Onca suçlamaya rağmen görevine devam eden ve keyfi uygulamalarını sürdüren müdüreye tepkiler dinmek bilmiyor. Dün, Türk Eğitim Sen Yönetim Kurulu üyeleri Ticaret Borsası İlköğretim Okulu önünde basın açıklama yaparak tepkilerini dile getirirken, Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından da yaşananlara dair açıklama yapıldı. Yapılan açıklamalarda tüm suçlamalara rağmen, müdürenin keyfi uygulamalarını sürdürdüğü, baskı ve mobbinglere devam ettiği ifade edilirken; "Okul müdürü kim tarafında korunuyor..." denildi. Yetkililerin göreve davet edildiği açıklamalarda; "Çanakkale Eğitimi için biran önce Ticaret Borsası İlkokulu Müdürü görevden uzaklaştırıp soruşturma yapılmasını talep ediyoruz" ifadelerine yer verildi. 
 
"Yapılan zulmü protesto etmek için buradayız"
Türk Eğitim Sen Yönetim Kurulu tarafında okul önüne yapılan açıklamada; "Bugün burada Çanakkale Ticaret Borsası ilkokulu Seçil Cesur`un öğretmenlerimize yaptığı zulmü alkışlamak için değil protesto etmek için buradayız. Bir insanın egosuna bir Çanakkale`nin en güzide okulu Ticaret Borsası İlkokulu kurban edilemez. Defaten arkadaşlarımıza yaptığı mobbinglerle ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğüne şikayet etmemize rağmen bugüne kadar ilgili okul müdürüyle ilgili hiçbir şekilde işlem yapılmadı. Şu anda hakkında yapılan incelemede de bir haber çıkmadı. Niye savsaklanıyor? Neden okul müdürü Seçil CESUR korunuyor? Kimler koruyor? Siyasiler mi İl Milli Eğitim Müdürlüğü mü? Kim koruyor? Lütfen ilgili okul müdürünün yaptığı mobingi, zulmü bir an önce bitirmek için derhal görevden el çektirilmesi ve soruşturmanın selameti açısından daha uygun olacağını düşünüyoruz. Ben buradan Çanakkale Valimize sesleniyorum. Sayın valimiz Ticaret Borsası`nda zulüm var. Eğitim çalışanına işkence var. Devletin malı kötü kullanılıyor. Öğrenci velileri isyanda. Lütfen bu isyana bu sessiz çığlığa kulak verin ve ilgiliyle ilgili işlemleri ivedikle başlatın. Biz Türk Eğitim-Sen olarak bu konuyu her hafta basında işleyeceğiz. Sonuç alana kadar. Eğer sonuç alamazsak Milli Eğitim Bakanlığına ilgili birimlere ve ulusal basında da bu konuyla ilgili bir mücadele vereceğiz. Mutlu öğretmen, mutlu nesiller demektir. Ticaret Borsası İlkokulu`nda öğretmenler mutlu değilse veliler mutlu değilse öğrenciler mutlu değilse okulda başarı olmaz. Çanakkale Valisini göreve davet ediyoruz. Çanakkale Eğitimi için biran önce Ticaret Borsası İlkokulu Müdürü görevden uzaklaştırıp soruşturma yapılmasını talep ediyoruz" denildi. 
 
"Defalarca yapılan şikayetlere rağmen değişen hiçbir şey olmuyor"
Eğitim Sen Çanakkale Şubesi tarafında yapılan yazılı açıklamada; "Ticaret Borsası İlkokulu müdürü Seçil Cesur ile ilgili iddialar bir türlü gündemden düşmüyor. Daha önce de yerel basına yansıyan ve hakkında inceleme başlatılan Seçil Cesur okulda öğretmen ve hizmetlilere karşı kabul edilemez tavırlarına/uygulamalarına devam ediyor. Öğretmenler kendisi ile ilgili yetkili mercilere defalarca sözlü ve yazılı şikayet oluşturdukları halde müdüre hanım görevine devam ediyor ve okulda değişen hiçbir şey olmuyor. Öğretmenler huzursuz, veliler mutsuz. Çocuklar kaliteden mahrum. Şimdi asıl soru şu: Seçil Cesur kim tarafından ve neden korunuyor. Zira okulda çalışan farklı sendika üyesi öğretmenlerin çoğuyla yaptığımız görüşmelerde şunları dile getiriyorlar: Okul müdürü 3 yıldan beri bu okulda çalışıyor. Geldiği günden beri sadece makam odasını düzenleyip 3 kez koltuklarını değiştirmiş, odasını dayayıp döşedikten sonra bir kenara çekilmiş herkesi kendi halinde bırakmıştır. Okulun eğitim ve öğretimle ilgili kısmı ile ilgilenmiyor, sadece görsel çalışmalara, fiziki görüntülere süslemelere önem veriyor. Dersliklerin eğitime hazır hale gelmesi için çaba göstermemiş işi öğretmen ve veliye yüklemiştir. Akıllı tahtalardaki internet bağlantı kablosu ve elektrik kablosu gibi çok elzem ve ucuz malzemeleri bile temin etmeyip; eksikleri dile getiren öğretmenlere de: "velilerinize söyleyin alsınlar" demiş sorunlarıyla ilgilenmemiştir. Sınıf askısı, sınıf dolabı, çöp kovası, dezenfektan ve aparatı , kağıt havlu, el sabunu, tuvalet kağıdı, ıslak mendil, fotokopi kağıdı ve daha nice diğer birçok malzeme araç gereç duyarlı veliler tarafından alınmıştır. Öğretmenler de olumsuz tepkiyle karşılaşmamak için bu konuda kendisinden herhangi bir talepte bulunmaya çekiniyor. Okulun deposunda dolap, kitaplık, askılık gibi malzemeler çürürken " Bütün sınıf dolapları vs. tek tip olacak, kötü görüntü oluşturuyor diye "sınıflara farklı renk askılık takılmayacak" gibi bir tavırla uzun süre sınıflara malzeme konulmasını engellemiş, velilerden para toplanarak sınıflara tek tip dolap yaptırılmasını istemiş. Bu konuda velilerle bir çok kez karşı karşıya kalmıştır. Okula ait kullanılabilir malzemeleri de çürümeye terk ederek kaynakları israf etmiş ve maddi zarara sebep olmuştur. Öğretmenlere, okul çalışanlarına ve velilere karşı kaba, sert ve kırıcı tutumu ile iletişim kurmayıp her şeyi emirlerle yürütmeye çalışıyor. Herkesi ayağına çağırıyor. Seminer çalışma dönemlerinde öğretmenleri tek tek odasına çağırarak imza attırıp yoklama yapıyor. Her biri neredeyse 30 yıllık olan birlikte çalıştığı öğretmenlerine güvenmiyor. Sindirmeye bıktırmaya çalışıyor. Herkesin kendi keyfi uygulamalarına riayet etmesini, her dediğine sorgusuz tamam denmesini bekliyor. Bunu yapmayanları baskılarla bıktırıyor. Baskılarına dayanamayan bazı öğretmenler; çocukları 3.sınıfı bitirmesine rağmen bir yıl daha dayanamayıp bırakmak zorunda kalıyor. Ya emekli oluyor ya da tayin istiyor. Bu öğretmen değişikliğinden öğrenciler çok kötü etkileniyorlar. Kalan öğretmenler de ilk fırsatta emekli olmayı ya da bu okuldan tayin istemeyi düşünüyor" denildi. 
"Öğretmenler çalışmak istemiyor"
Okul müdüresi hakkında yapılan suçlamaların yer aldığı açıklamada, "Okul müdürü öğrencilerin yanında öğretmene bağırıyor ve küçük düşürüyor. Yanlış uygulamalarına ses çıkaran öğretmenleri odasına çağırarak azarlıyor adeta sorguya çekiyor. Bu nedenle öğretmenler isteksizce okula geliyor. Hatta "okul kapısına kadar neşeyle gelip kapıda hızımız kesiliyor" diyerek konuyu kısaca özetliyorlar. Okul Müdürü kendine yakın görmediği öğretmenlere psikolojik baskı uyguluyor. Açığını kollayıp arkadaşlarının yanında azarlıyor, okulda huzur ve güven ortamını sağlaması gerekirken bizzat bozuyor. Bu tavır öğretmenler arasında iş barışının bozulmasına ve tartışmalar çıkmasına sebep oluyor. Özel eğitim sınıfı olarak kullanılması gereken odayı boş bırakıp penceresi olmayan, karanlık, küçük, lavabodan bozma bir odayı özel eğitim sınıfı yapmıştır. Buna itiraz eden öğretmenle tartışıp bildiğini yapmaya devam etmiş ancak velilerin şikayeti sonucu sınıfı değiştirmiştir. "Neden velilerin haberi oldu da şikayet ettiler" diye öğretmene kin beslemektedir. Nitekim öğretmen mevzuata uygun olarak teneffüste dinlenme hakkını kullanırken öğretmenler odasında herkesin içinde kendisine bağırıp hakaret etmiş ve haddini fazlasıyla aşmıştır. Aynı şartları taşıyan ve her şeyiyle aynı konumda olan bir başka öğretmene ses çıkarmamaktadır. Öğretmenler arasında ayrımcılık yapıyor. Öğrencileri dördüncü sınıfı bitirip ortaokula geçen bir öğretmene normalde tekrar birinci sınıfları vermesi gerekirken ve tüm Türkiye`de uygulama bu şekilde iken o sınıfı vermemiş, okula yeni atanan ve daha önceden tanıdığı başka öğretmene vermiş, öğretmen istemediği halde onu zümrelerinden ayırmıştır. Defalarca bunun sebebi sorulduğu halde açıklık getirememiş "Ben müdürüm sınıfı istediğime veririm" demiştir. Bu da öğretmenler arasında adalet duygusunu zedeliyor, iş barışını bozuyor. Okuldaki çalışma huzuru, ekip olma, kurum kültürü oluşmasına engel oluyor, verimi düşürüp gerginlik oluşmasına sebep oluyor. Kurul toplantılarında öğretmenleri azarlıyor. Sorun yaşadığı öğretmeni velisine şikayet ederek veliyi öğretmene karşı kışkırtıyor. Öğretmen veli diyaloğunu bozarak eğitime zarar veriyor. Hizmetlileri sürekli aşağılıyor, hakaret ediyor, insan yerine koymuyor. Hizmetliler işlerini kaybetme korkusuyla ses çıkarmıyor. Geçen yıllarda sürekli azarladığı kadrolu bayan hizmetlilerin birçok kez ağladıklarına öğretmenler şahit olmuşlar. Müdürün tavrı nedeniyle okuldan ayrılmışlar. Uzun süre tüm okul sadece bir kişi tarafından temizlenmiş ancak çok yetersiz olmuştur. Tüm öğrenci ve öğretmenler kirli sınıf ve tuvaletleri kullanmışlar. Kendisi her gün okula geç geliyor. Bu nedenle sabah kendisi ile görüşmek isteyen öğretmen ve veliler saatlerce kapısında onun gelmesini bekliyorlar, ya da görüşemeden gidiyorlar. Çevresine de "Benim küçük çocuğum var. Sabahları geç gelebilmek için Milli Eğitimden izinliyim. Yazılı iznim var" diyerek geçiştiriyor. Eğer böyle bir izin varsa diğer devlet memurlarına niye yok? İzin alamayanların çocukları ne olacak? Bu ayrıcalığı nereden geliyor? Yoksa kendisi bunu bir müdür ayrıcalığı olarak mı görüyor? Özellikle bazı günler erkenden gelip öğretmenlerin okula geliş saatlerini dakika tutarak kağıda yazıyor, kurul toplantılarında isimlerini okuyarak rencide ediyor. Kendine yakın gördüğü öğretmenlere hiç ses çıkarmıyor. Ama kendisi dilediği saatte geliyor. Bu nedenle öğretmeler arasında huzursuzluğa sebep oluyor" denildi. 
 
"Veliler okula desteğini kesti"
Açıklamada devamla; "Bozuk olan fotokopi makinesinin tamirini yaptırmıyor. Çoğunlukla bozuk olduğundan bazı öğretmenler fotokopilerini kırtasiyeden çektiriyor. Geçen sene kendi hazırladığı Okul Aile Birliği yönetim listesine kendi emrinde çalışan norm fazlası sınıf öğretmeninin başkan seçilmesini sağlamış ve tüm sene boyunca her istediğini yaptırmıştır. Bu sene de kimseye duyurmadan bizzat kendisi liste hazırlamış ve tek liste ile seçimin hemen yapılmasını ve seçilmesini dayatmıştır. Ancak bu Okul Aile Birliği listesine toplantı esnasında çoğu veli ve öğretmen tarafından itiraz edilip yeni liste oluşturulunca ve bu listedeki isimler seçilince çok öfkelenip toplantıya gelen velilere kızmıştır. Kendi hazırladığı listeye oy vermeyen ve bu uygulamasına karşı çıkan velilere "ben müdürüm, müdürle böyle konuşamazsınız. Sizi savcılığa şikayet ederim" diye tehdit edip tartışma çıkarmıştır. Bu olay toplantıya katılan tüm öğretmenler ve velilerin gözü önünde cereyan etmiştir. Okula destek vermek için işini bırakıp okula gelen duyarlı velileri daha ilk günden tehdit ederek eğitimin en büyük destekçilerini küstürmüştür. Bu nedenle çoğu veliler okula desteğini kesmiş, mecbur kalmadıkça okula gitmek istemiyorlar. İstediği liste seçilmeyince yeni seçilen Okul Aile Birliği başkanı ve üyelerine çok kaba ve saygısız davranışlar gösteriyor. Okul ortamında onlarla tartışıyor. Çalışma heveslerini kırıyor. Okulda birçok boş oda var. Okul Aile Birliğine çalışma odası vermiyor kolaylık sağlamıyor, istifa etmeleri için psikolojik baskı uyguluyor. Onlara "Derdiniz iş yapmak değil işleri engellemek" diyerek daha 2 ay bile olmadan tüm heveslerini kırmış veliyi okula küstürmüştür. Bu da tüm veliler arasında büyük huzursuzluk yaratıyor. Velilerin bu konuda çok şikayetleri olduğu ve öğretmenlere üzüntü ve kaygılarını ifade ettiklerini söylüyorlar. Böyle devam ederse veliler çocuklarını bu okuldan alacaklar. Öğretmenler bu durumdan çok rahatsız olduklarını velilere karşı mahcup olduklarını ifade ediyorlar. Okul Aile Birliği kaynaklarını yine kişisel beğeni, hırs ve dayatmaları doğrultusunda kullanılması için baskı uyguluyor. Okul Aile birliğinin alabileceği ve önerdiği perdeleri kabul etmiyor. Aile birliğinin bütçesini aşan kendi beğendiği 6000 tl değerinde perdeler alınmasını istiyor. Bu konuda okul aile birliği yönetimi ile sorun yaşıyor, velilerin okula desteğini ve heveslerini kırıyor. Bugüne kadar okulda eğitim-öğretimin kalitesini, öğrenci başarısını arttırmak için hiçbir şey yapmamış, bütün enerjisini öğretmenlerin ve çalışanların üzerinde baskı oluşturmak için kullanmıştır. Hiçbir konuda içerikle ilgilenmiyor, her şeyin sadece dışardan nasıl gözüktüğüyle ilgileniyor, her dolabın, her kapı kolunun, her panonun, her çöp kutusunun aynı gözükmesi gerektiği gibi garip ve sağlıksız uygulamalarda bulunuyor. Hiçbir karar alma sürecine öğretmenleri dahil etmiyor., hiçbir konuda kimsenin görüşüne başvurmuyor, uygulamalarının tartışılıp konuşulmasına izin vermiyor. Sorun çözmek yerine sorun çıkarıyor, bizzat kendisi bir soruna dönüşüyor, herhangi bir konuda kendisiyle aynı görüşlere sahip olmaya öğretmenlere kin güdüyor, mobbing uyguluyor, selam vermiyor ve olumsuz ithamlarda bulunuyor, küsüyor, adil davranmıyor. Kin güttüğü öğretmenlerin açığını arıyor. Fırsat kolluyor, bir iki yıl önce yaşanmış en ufak sorunu bile tekrar ortaya sürerek yeniden tartışma çıkarıyor, öğretmenlerin verimini düşürüyor. Okulda sürekli asabı ve asık bir yüz ifadesiyle bulunurken, eğitim öğretim ortamıyla hiç ama hiç ilgilenmiyor. Okulun kalitesini arttırmakla ilgili hiçbir görüş, plan proje, uygulama vs ileri sürmüyor. Okuldaki odasından hiç çıkmıyor. Öğretmenlerin arasına katılmıyor. Kısaca okulda kendince küçük bir monarşi kurmuş bulunuyor. Okul Aile Birliği yönetimi okul müdürü ile ilgili problemleri İl Milli Eğitim Müdürlüğü`ne yazılı olarak iletmiş, bu konuda süreç devam etmektedir. Ve çok daha fazlası. Evet görüştüğümüz arkadaşlar aslında yazdıklarımızdan çok daha fazlasını söylediler. Biz sadece kabaca bir özet çıkardık anlatılardan" ifadelerine yer verildi. 
 
"Çözümü artık Milli Eğitim Müdürlüğü`nden değil Çanakkale Valiliği`nden bekliyoruz"
Açıklamada son olarak; "Uzun süredir bu konuyla ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü`ne bilgi, belge, şikayet ve şahit ifadeleri sunulmuş olmasına rağmen hiçbir sonuç alınamadı. Biz de bu konuda çözümü artık Milli Eğitim Müdürlüğü`nden değil Çanakkale Valiliği`nden bekliyoruz. Yüzlerce öğrenci ve onlarca öğretmen maalesef devlet okulunu kendi kişisel iş yeri olarak gören, devletin öğretmenini kendi çalışanı/işçisi olarak algılayan ve öyle yönetebileceğini zanneden, idareciliği tamamen yanlış anlamış bir şahıs tarafından yönetiliyor ya da yönetildiği zannediliyor. Kendisine, okuldaki öğretmenlerle aynı devlet memurları kanununa tabi olduğunu, kendisinin de bir emekçi, eğitimci olduğunu ve bir eğitimci gibi davranması gerektiğini, okuldaki öğrenci, öğretmen, hizmetli, memurlara bu şekilde davranmasının ve uygulamalarının suç olduğunu, görevi kötüye kullanmak olduğunu hatırlatıyoruz. Çanakkale Eğitim-Sen şubesi olarak müdür hanımın uygulamalarının bizim açımızdan kabul edilemez olduğunu ve devam etmesi halinde gerekli hukuki girişimlerde bulunacağımızın bilinmesini istiyoruz" denildi.
(Eren Aşnaz) 
Paylaş