havadurum

`Gezi çocukları` beraat etti

Çanakkale`de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan`a slogan atarak hakaret ettikleri gerekçesi ile yargılanan dört çocuk, beraat etti. Çocukların sloganlarda kullandıkları “Ampul” ve “Tüccar” kelimelerinin “hakaret” olduğu gerekçesi ile açılan davada; “Ampul müştekinin suç tarihinde genel başkanı olduğu AKP`nin amblemidir. Tüccar kelimesi de saygın bir mesleğin adıdır. Bu sözcüklerin söylenmesi hakaret suçunu oluşturmaz” denerek beraat kararı verildi.

664
Seçkin Sağlam/Özel Haber
Çanakkale`de görülen ve Türkiye genelinde “B.T.İ davası” olarak bilinen, B.T.İ. isimli bir çocuk hakkında “yola sprey boya ile yazı yazdığı” gerekçesi ile açılan dava, başka bir davaya sebep oldu. B.T.İ`ye destek olmak amacıyla yapılan eyleme katılan ve çeşitli sloganlar attıkları, kamera ve fotoğraf ile belgelenerek, atılan sloganların `hakaret` içerdiği gerekçesi ile açılan davada “Tarihi” bir karar verildi. Çocukların sloganları attıkları tarihte Başbakan ve AKP genel başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan`a hakaret ettikleri iddiası ile yapılan yargılamada, atılan sloganların hakaret içermediğine karar verildi. Sloganların atıldığı tarihte 18 yaşından küçük, Z.N.A, A.P, E.Ç ve N.P. isimli dört çocuğun yargılandığı dava geçtiğimiz hafta Çanakkale Adliyesi 3`üncü Asliye Ceza Mahkemesi`nde görüldü. Davada, “Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, B.T isimli çocuk hakkında Çanakkale Adliyesinde görülen dava sebebi ile çocuğa destek için Adliye önüne gelen grup içerisinde bulunan SSÇ`nin (suça sürüklenmiş çocukların) olay tarihinde AKP Genel Başkanı ve Başbakan olan müştekiye protesto amaçlı `ampül Tayyip` ve `tüccar Tayyip` şeklinde sloganlar attıkları anlaşılmıştır” dendi.
 
“O sloganlar hakaret suçunu teşkil etmez”
Geçen hafta görülen dava ile ilgili olarak “(Ampul) müştekinin suç tarihinde genel başkanı olduğu AKP`nin amblemidir. `Tüccar` kelimesi de saygın bir mesleğin adıdır. Bu sözcüklerin söylenmesi hakaret suçunu oluşturmaz. Kaldı ki özellikle `ampül` sözcüğü her hangi bir kişi için hakaret olarak kabul edilse bile, suç tarihinde Başbakan olan müştekiye söylenmesi siyasi eleştiri mahiyetinde kabul edilmelidir” kararı dikkat çekti.
 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ne diyor?
Kararda Türkiye`nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin ede atıfta bulunuldu. İlgili kararda; “Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu ve imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Maddesi `herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak ve kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir...kullanılması görev sorumluluk yükleyen bu özgürlükler demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliği de olarak, ulusal güvenliği, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzenin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması vaya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması İçin yasa ile öngörülen bazı biçim koşullarına sınırlamalara ve yaptırıma bağlanabilir` kuralı yer almıştır. Avrupa İnsan Hakaları Sözleşmesine aykırılık iddiası ile Avrupa İnsan Hakları mahkemesine açılan davalarda mahkeme tarafından verilen ve tutarlılık taşıyan kararlarda ifade özgürlüğü ile ilgili olarak `ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun asli temellerinden olduğu ve toplumun ilerlemesinin ve bireyin gelişmesinin temel koşullarından birisini oluşturduğu, bu özgürlüğün AİHS nin 10/2 maddesine tabi olmak kaydı ile sadece olumlu karşılanan yada kimseye saldırgan gelmeyen yada insanların kayıtsız kalabildiği bilgi ve fikirler için değil devlet veya halkın herhangi bir kesimi için saldırgan görünen, sarsıcı nitelik taşıyan yada rahatsız edici olan fikirler içinde geçerli olduğunu ve ister gerçek ister tüzel kişi olsun herkes için geçerli olduğunu, hükümet söz konusu olduğunda izin verilebilecek eleştirinin sınırlarını bir vatandaş, hatta bir politikacı için olduğundan çok daha geniş olduğunun, hükümetin yaptıklarını ve yapmadıklarını, sadece yasama ve yargının değil aynı zamanda basının kamu oyunun da yakın denetimine tabi olması gerektiğini ayrıca hükümetin üstün konumu özellikle karşıtlarının ve medyanın haksız saldırı ve eleştirilerine cevap vermek açısından başka yolların açık olduğu durumlarda cezai koğuşturmaya baş vurmaktan kaçınmasını zorunlu kıldığını` gerekçe olarak vurgulamıştır” dendi.
 
“Hakaret değil siyasi eleştiri”
4 çocuğun yargılandığı “Hakaret” davasında “Tüm bu değerlendirmeler ışığı altında olay günü kamu oyunda `gezi olayları` olarak bilinen olaylar sebebi ile yola yazı yazdığı için yargılanan çocuğa destek için adliye önüne gelen SSÇ`lerin başbakanı dolayısı ile hükümeti protesto mahiyetinde söyledikleri sözleri hakaret amaçlı olmadığı siyasi eleştiri niteliğinde bulunduğu dolayısı ile hakaret suçunu oluşturmadıkları kabul edilerek” beraat kararı verildi.
Paylaş