Gericilik, eskinin yöntemlerine sarılıyor.

Yaşı biraz müsait olanlar hatırlayacaklardır; toplumsal sisteme tepki gösteren sömürüye baskıya şiddete karşı demokrasi ve özgürlük isteyen herkese, eskiden hemen “komünist” yaftası vurulur bunun üzerinden aslı astarı olmayan suçlamalarla bir propaganda kampanyası organize edilirdi.
Bunun nedeni gerçeklerin, ancak böylesi kampanyalarla çamur atarak , kutuplaştırarak , bunun üzerinden sağlanacak bir iftira ortamından faydalanarak halk kitlerine ulaşmasını engellemekti.
Uzun yılar bu böyle süre geldi.
12 Eylül 1980 öncesinde bugünkü AKP kadrolarının temelini teşkil eden “Komünizmle mücadele derneklerinin” temel yöntemleri bu kriterle belirlenmekteydi.
“Komünizm gelirse camiler kapanır “propagandası ile başlayan bu yöntemsellik ucu açık bir şekilde yıllardır toplumu gerici propagandanın etkisi altında tutmak amacıyla kullanıldı.

760
Buradaki amaç; kendi sömürü düzenlerini sürdürmek işçi ve emekçileri vahşice sömürerek, ülkeyi kapitalist sistemin anti demokratik baskıcı cenderesi altında ezerek emperyalist sistemin bir uydusu haline getirmekten başka bir şey değildi.
Bugün özellikle gelişen halk mücadelesi karşısında, entrika komplolar noktasında oldukça gelişmiş yöntemleri kendilerine rehber edinen gerici kadrolar, özellikle onların tetikçileri yeniden aynı yöntemlere başvurmaya başladılar.
Kim oldukları bilinmeyen bu yönüyle entrikal faaliyet yöntemselliği ile hareket eden, kurulduğu günden beri ÇOMÜ bünyesindeki paralel yapının hizmetinde olmuş , bu arada tabiî ki eski dostluklar gereği AKP’ile de dirsek temasında bulunmuş bir tetikçi site Merkez Ortaokulu’nun imam hatip okuluna dönüştürülmesine karşı gelişen vatandaşların tepkisini karalamak,ötekileştirerek kutuplaştırmak adına “eskiden camiler kapanır” diye propaganda yapanlar gibi şimdi de “komünistler imam hatiplere karşı” şeklinde dezenformasyon yöntemlerine başvurmaktadırlar.
Öncelikle şunu bir kez daha belirtmeliyim ki; burada karşı çıkılan imam hatip okulları değil, eğitimin dini esaslar üzerinden şekillendirilmesi politikasının getirdiği önceliklere bağlı olarak imam hatip okullarının imtiyazlı okullar haline dönüştürülmek istenmesidir.
Bu kapsamda mahalle halkı başta olmak üzere Çanakkale’nin ilerici çağdaş insanları uzun yılardır merkez ortaokulu olarak hizmet veren bir marka olmuş okullarını istemektedir.
Karşı çıktıkları; kentin hafızasında önemli bir yeri olan okullarının elinden alınarak imam hatip okulu yapılmasıdır.
İmam hatip ihtiyacı varsa çözüm; Merkez Ortaokulu’nun imam hatibe dönüştürülmesi değil, yeni bir okulun yapılarak orada imam hatip öğreniminin sürdürülmesidir.
Bir tarihe mal olmuş benim de mezun olduğum Merkez Ortaokulu’nu istemek vatandaşın en doğal hakkıdır.
Fiziki koşular itibarıyla o bölgede bir ortaokul ihtiyacı varken, Merkez Ortaokulu’nu alıp imam hatip yaparsan bu adil bir tavır olmaz, yanlı bir tutum olur karşı çıkılan tam da bu yanlı imtiyazlı davranma halidir.
Tabiî ki bunun arkasındaki neden; siyasi iradenin laik eğitime karşı olan tavrıdır.
Bu gerçekler ortada iken “komünistler imam hatiplere karşıdır” deyip dezenformasyon yapmak bunu da getirip “boyun eğme” gibi bir sloganın bulunduğu dövizlerle açıklamak tam bir entrikadır.
Kaldı ki Merkez Ortaokulu’na komünistlerde çok doğal olarak sahip çıkabilirler.
Bunda hiç bir sakınca yoktur.
“Merkez Ortaokulumu istiyorum” kampanyasına her türlü düşünceye sahip insan destek verebilir, bundan daha doğal bir şey yoktur.
Anormal olan “Merkez Ortaokulu’mu istiyorum” kampanyasına destek verenlerin siyasi düşünceleri üzerinden yapılan dezenformasyondur.
Bugüne kadar aynı çevrelerce, sürekli aynı yöntemlerle bu kentte gerginlik yaratıldı.
Milletvekillerinden, belediye başkanına, gazetecilerden sendikacılara, çeşitli sivil toplum örgütü yöneticilerine, bilim insanlarına kadar her fırsatta karalama kampanyası düzenleyerek, hedef gösteren provokatif yayınlar yapıldı.
Kimliksiz olma hallerinin arkasına sığınarak, belirli çevrelerden aldıkları güvenle yapılan bu yayınlar gerici yapının entrikacı, yalancı, iftiracı tarzının ifadesidir.
Demokrasi barış özgürlük ve emek mücadelesinin tarihi böylesi neler görmedi ki…
Tüm engeller gibi bu da aşılacaktır, hem de çok kısa bir zamanda
Paylaş