havadurum

Demokrasi ve barış kazanacak.

Gerek ülkemizde, gerekse diğer ülkelerde olanlar; demokrasiye duyulan ihtiyacın artık ertelenemez bir durumda olduğunu gösteriyor.
Ülkemizde her gün bir gözaltı furyası ile uyanıyoruz.
Gezi parkı mücadelesi ile ortaya çıkan, halkın demokratik tepkisi karşısında; şimdi cadı avı ile yeniden korku imparatorluğunun adımlarının atıldığı günleri yaşamaktayız.
Siyasal iktidar, rakiplerini bertaraf etmek için; muhtelif komplolar ile yargının siyasallaştırılması adımlarının arkasında bir itibarsızlaştırma çabası içersinde.
Bu iklimin beslediği gericilik fütursuzca saldırılarını sürdürüyor.
Konya’da Ramazan’da alkol alan bir kişi bıçaklandı.
AKP iktidarının siyasi şovuna dönüşen iftar sofralarına izin varken, “yeryüzü sofraları” olarak adlandırılan muhalif grupların iftar etkinlikleri engelleniyor, vatandaşlar gözaltına alınıyor.
Demokrasinin ayaklar altına alındığı darbecilerin gerçek yüzü, yüzlerce Mısırlının katledilmesi ile bir kez daha ortaya çıktı.
Savaştan medet uman politikaların Suriye’deki konumuna bağlı olarak ülkemizdeki etkileri kaybettiğimiz vatandaşlarımızın acıları olarak ülkemize yansıyor.

446
Bu gelişmeler, siyasal iktidarın politikalarının bir sonucu olarak; ülkemizi her geçen gün daha çok kaosa götürmekte.
Barış ve demokrasiye duyulan ihtiyaç gün geçtikçe önemini hissettirmekte, böylesi koşullarda vatandaşın beklentileri de bu taleplerinin yaşam bulacağı tercihlerden yana olmakta.
İşte Ülgür Gökhan’ın aday adaylığı konusundaki yapmış olduğu çağrının Çanakkale halkı nezdinde yankı bulması, Çanakkalelilerin Gökhan’a vermiş olduğu desteğin arkasındaki gerçek bu.
Vatandaş böylesi koşullarda barış ve demokrasi adına güveneceği sağlam limanlarda olmak istiyor.
Bu tercih bugün Ülgür Gökhan’ın yeniden adaylığı ile kendisini hissettirdi.
Kendisine sadece partililerinin değil, Çanakkale halkının da  yoğun bir ilgisi vardı.
Bu ilgi altında, Başkan Gökhan’ın mesajları kendisine duyulan ilginin tesadüfî olmadığını kanıtlar nitelikteydi.
Ülgür Gökhan halkın taleplerine uygun olarak; onların nabzını çok iyi bir şekilde tutup “Partimizin ve özellikle Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu`nun ülkemizin daha özgür ve demokratik bir ülke olması adına verdiği mücadeleyi ve göstermiş olduğu onurlu duruşu desteklediğim için `Ben Yeniden Varım` diyorum” sözleri ile önümüzdeki günlerde üsteleneceği sorumluluğunun altını bir kez daha çizdi.
Ayrıca Gökhan, Partisine duyduğu güven ve ilkeli olmak adına vermiş olduğu mesajlar itibarıyla da göz doldurdu.
“Ancak bilinmelidir ki; bu süreç benim lehime işlemez ve başka bir aday adayı arkadaşım belirlenen yöntemle, önümüzdeki seçimlerdeki adayımız olarak belirlenirse asla bir kırgınlığa, küskünlüğe girmeden partimin adayı olan arkadaşımın Belediye Başkanı seçilmesi ve Çanakkale`de sosyal demokrat çağdaş CHP`li belediyecilik anlayışının devamı için çalışacağımı herkesin bilmesini isterim” sözleri ile parti içindeki, çatışma ve ayrımcılık tohumları ekenlere de önemli bir ders verdi.
İl Başkanı Hamza Karagöz’ün de  değerlendirmeleri önemli olup, bazılarının heveslerini  kursaklarında bırakacak bir içerik taşıyordu..
Kimse Cumhuriyet Halk Partisinde kavga ortamı beklemesin. Ellerini ovuşturup durmasın. Bayram havası içinde CHP adayını belirleyecek ve bayram havası içinde Çanakkale Belediyesine sosyal demokrat belediyecilik bayrağını dikecektir” şeklindeki sözleri ile İl Başkanı Karagöz özellikle felaket tellalcılarının yaratmak istediği kaos ortamına karşı birlik ve beraberlik mesajları verdi
Gelinen süreçte CHP, aday adaylıkları anlamında; demokrasinin gereği olarak zengin bir deneyim ve buna bağlı olarak tatlı bir rekabet yaşamaktadır.
Fakat bu yarış ve rekabetin halk üzerindeki etkilerini başta CHP örgütü olmak üzere, aday adayları ve yakın çevrelerindeki birlikte hareket  ettikleri çevreler dikkatle göz önünde bulundurmak zorundadırlar.
Özellikle milletvekilleri her aday adayına karşı eşit mesafede olmalı bu konuda bir çatışma ortamına zemin hazırlayacak yaklaşımlardan uzak durmalıdır.
Cem Belli’nin aday adaylığını açıkladığı toplantıda Milletvekili Serdar Soydan’ın  bazı açıklamaları bu konuda şık olmamış, özellikle Belli’nin açıklamasını sabote eden bir görüntü yaratmıştır.
Halkın bu konudaki beklenti ve görüşlerine saygı gösterip bu beklentilere uygun davranılması CHP’nin menfaati gereğidir.
Benim  bu konudaki gözlemlerim şu şekilde:
Halkın beklentisi; disiplinli olup, parti menfaatlerini öne çıkararak CHP’nin yıpratılmasına yol açacak söylem ve davranışlardan kaçınılması noktasında..
Aday adayları müracaatlarını yaptı, yapacaklar.
CHP açısından siyasal yaşamın deneyimli aday adaylarının demokratik bir yarış içersinde olması partiye bir dinamizm getireceği için bunun parti başarına direkt katkısı olacaktır.
Yalnız bir şartla; öncelikle örgüt. her adaya aynı mesafede olma noktasında tarafsızlığını korumalıdır.
Yine örgüt, adaylar arasındaki  mücadelenin partinin yıpratılmasına yol açacak spekülasyon ve dedikodulardan uzak bir şekilde  disiplin ile  sürdürülmesine azami dikkat göstermeli, böylesi girişimlerde bulunanlara taviz vermemelidir.
Bugüne kadar özellikle aday adaylarının taraftarı olan bazı kesimlerin AKP yandaşlarının dili ile onlar ile aynı propaganda zemininde ve hatta aynı dedikodu malzemelerini kullanarak hareket etmesi gibi bir olumsuzluk yaşanmıştır.
Böylesi bir olumsuzluğun sürdürülmesi durumunda bundan zararlı çıkacak olan adaylardan bağımsız olarak, CHP’nin kendisi olacaktır.
Herkes aklını başına almalı ilkeli ve disiplinli olarak AKP’nin işine yarayacak; provokatif davranışlardan ve dedikodudan ileri gitmeyen, disiplinsizliklerden uzak durarak CHP’nin başarısı için yoğunlaşmalıdır.
CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısını engellemek adına başta AKP’nin yandaşlığını sürdüren onların taşeronu haline gelmiş bazı çevreler uzun bir zamandır CHP içindeki çatışmaları körükleyen bir taktik ile çeşitli karalamalarda bulundular.
Özellikle Ulgür Gökhan nezdinde bazı itibarsızlaştırma politikaları üreterek amaçlarına uygun olarak kurdukları kalkan ve tetikçi internet sitelerinde müstear isimli sözde yazarlar ve bazı sözde öğretim üyelerinin de desteği ile AKP yanaşması medyanın da katkıları ile  yoğun bir  karalama kampanyası organize ettiler.
Ne yazık ki bazı partililerde aynı ağızdan hatta daha ileri düzeyde bu karalamalara ortak oldular.
Şimdi artık farklı bir süreç başlamıştır.
Aday adaylarının daha disiplinli davranma gereksimi vardır.
Bu konudaki her olumsuzluk sonuçta CHP’nin  başarısını  etkileyecektir.
AKP’nin seçim kazanma konusunda önemli bir kaygısının olduğu şu günlerdeki sessizliğinin sonuçları ortada.
Adaylık konusunda bile hala belirsizliğin yaşandığı AKP açısından böylesi negatif koşullarda bazı kışkırtma ve tertiplere gelerek çirkin ve dedikodudan öte gitmeyen kara propagandanın malzemesi olup AKP’ye prim yaptırmak kelimenin tam anlamıyla ihanettir.
Böylesi tavır ve üslup içersinde olanlar bunun hesabını veremezler ve bu kentin siyasal tarihinde kara bir leke olarak her gün bu şerefsizlikleriyle anılmaya mahkum olurlar.
Şimdi İleriye bakmak yeni hedefler ile yeni hamleler yapmak zamanıdır.
Bu hamleleri engellemek isteyen bazı çapsız ve yalandan, karalamadan öte gitmeyen propagandaları yapanları da hiç dikkate almayın.
Onların çapları yetmez;halkçı belediyecilik, birlikte yönetim; bir vizyon işidir.
CHP örgütü ile, tüm aday adayları ve AKP karanlığına karşı kentimizin aydınlık ve çağdaş yüzünü savunan herkesin şimdi tam bir dayanışma ile sorumluk alması zamanıdır.
Enerjinin bu yönde kullanılması Çanakkale halkının temel talebidir. 
Çanakkale halkı karanlıklardan arınmış, çağdaş, aydınlık, insanca bir yerel yönetim felsefesi altında yaşamını sürdürmek istiyor.
Onların bu beklentileri belirleyicidir.
Herkes sorumluluklarını buna göre belirlemelidir.
Ülgür Gökhan, İsmail Özay, Cem Belli ve diğer çıkacak belediye başkan aday adaylarına hayırlı olması dileğimle, şunu belitrmek istiyorum; halkın taleplerini göz önünde bulundurarak   içine çekilmek istendiğiniz çatışma ortamına izin vermemeniz Çanakkale halkının talebidir.
Elçiye zeval olmaz.
Paylaş