havadurum

CHP’li vekiller, “Dünya Barış Parkı”nı önerdi...

TBMM Genel Kurulu`nda, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun tasarısı görüşüldü ve kabul edildi. Kanunun yürürlüğe girmesiyle, 1973 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “Milli Park” olarak ayrılan ve tasarıyla “Tarihi Alan” olarak belirlenen alanın milli park vasfı kaldırılmış olacak.

673
TBMM`de görüşülen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun tasarısı ile ilgili görüşmelerde söz alan Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ve Serdar Soydan, konuyla ilgili çekincelerini ve kaygılarını ifade ederek, tasarının geri çekilmesini istediler. Sarıbaş, “Tasarıyla kurmayı düşündüğünüz Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığının adının, her şeyden önce, `Dünya Barış Parkı Başkanlığı` olması orada yaşayan tüm vatandaşlarımızın ortak paydası” derken, Soydan da“Çanakkale barışın kenti olmuştur. Barışın kenti Çanakkale`deki Tarihi Milli Park `Dünya Barış Parkı` olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde görüşülen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı kurulmasına ilişkin kanun tasarısı ile ilgili Çanakkale Milletvekilleri de söz aldılar. CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, kanunu “Türkiye`nin her yerini ilgilendiren, aynı zamanda, Türkiye`nin dışında tüm dünyayı da ilgilendiren önemli bir kanun” olarak nitelendirirken, “Hepinizin de çok iyi bildiği gibi, Gelibolu, doğal ve kültürel değerlerin yanında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün komutanlığında, emperyalist güçleri şaşkına çeviren Çanakkale savaşlarının yaşandığı ve nice isimsiz kahramanlarımızın yattığı çok önemli tarihî olaylara tanıklık etmiş bir yerdir. Gelibolu, 2000 yılında çıkarılan yasayla, ilk defa millî park olarak koruma altına alınmıştır. Bu yasayla, Gelibolu Yarımadası Millî Parkı`nın tarihinin ve kültürel değerleri ile orman ve bitki örtüsünün korunması, geliştirilmesi ve yönetimine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi ile Türk vatanının savunmasının ve doğal, güzel bir örneği olan, uluslararası barışa hizmet etmesi için tüm dünyaya tanıtılması amaçlanmıştır” ifadelerini kullandı.
 
“Tasarı ranta dönük”
“İlk bakışta bu tasarının ranta dönük bir tasarı olduğu görülüyor” diyen Sarıbaş, “Tasarı daha Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmeden Anafartalar Ovası, Seddülbahir ve çevresi başta olmak üzere, bölgede arsa vurguncuları, büyük holdingler, binlerce dönüm arsayı kapatmaya başladılar bile. Bildiğiniz gibi, UNESCO, Gelibolu Yarımadası`nı Dünya Mirası Geçici Listesi`ne aldı, 25 Haziranda yapılacak Meclis toplantısında ise asil listeye geçişi görüşülecek. Bu projeyi Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere de destekliyor. Bu tasarının çıkarılması için bu kadar aceleci davranmanızın sebebi UNESCO`nun Gelibolu Millî Parkı`nı Dünya Mirası Listesi`ne koyması olabilir mi? Alınacak karar sizi korkutuyor mu? Bu acelenizin sebebi nedir? Rant elde etme telaşı mıdır, yoksa altında bilmediğimiz başka nedenler mi yatmaktadır? Meclisin ana muhalefet partisi olarak bizim görüş, öneri ve tekliflerimizi dikkate almadığınız gibi, tasarıyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüş, öneri ve düşüncelerini almadığınızı biliyorum. Aldığınız görüşler varsa biz de bilmek istiyoruz.
 
“Anayasa ihlal ediliyor”
“Bu tasarının toplumsal uzlaşı kültürü doğrultusunda, daha nitelikli ve bilimsel bir şekilde hazırlanması mümkünken siz buna gerek duymadınız. Neden?” diye soran Sarıbaş, “Siz bunların hiç birini yapmadığınız gibi, tasarı ile Millî Parklar Kanunu, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanunu`yla birlikte Kamu İhale Kanunu, Orman Kanunu, Kıyı Kanunu, Kamulaştırma Kanunu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi birçok kanunu yok sayarak, aykırı biçimde geliştiriyor, Anayasa`mızın 89`uncu ve 161`inci maddelerini de ihlal ediyorsunuz. Bu tasarıyla, özel olarak çıkarılan Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanunu`nu da tamamen yürürlükten kaldırıyorsunuz. Bildiğiniz gibi, Çanakkale barışın kentidir. Tasarıyla kurmayı düşündüğünüz Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığının adının, her şeyden önce, `Dünya Barış Parkı Başkanlığı` olması orada yaşayan tüm vatandaşlarımızın ortak paydası. Tarihî alan içerisindeki tahsisler Başkanlığın kurulmasıyla birlikte bedelsiz olarak Başkanlığa terk ediliyor. Burada bulunan işletmecilerin hakları gasbediliyor. işletmeciler mağdur ediliyor, bölgede turizme yönelik hizmet sunan, pansiyonculuk yapan ve hediyelik eşya satışıyla geçimini sağlayan köylülerin bu faaliyetleri engelleniyor. Başka da bir geçim kaynağı olmadığı için köylüler mağdur edilerek -tarımla da geçinemediklerinden ve kısıtlı hâllerinden- burada insanlar göçe zorlanma ihtimaliyle karşı karşıya kalabilirler. 2015 yılı yaklaşırken Çanakkale`de 2015 Ajansı hâlâ kurulmamıştır. Bakın, yüzüncü yıl yaklaşıyor ve bununla ilgili kutlamalarda 100 bin kişilik talep olmasına rağmen hac kotası konar gibi `10 bin 500 kişilik kotadan fazla gelemezsiniz` diye buradaki misafirlerimizin de… Hazır hâle gelmeyen bir anlayış vardır. Bu kadar, sekiz ay gibi kalan bir süre içerisinde buradan bu yetkiyi alarak yetiştireceğimize inanmıyorum. Bunu aldınız, yetkileri de donattınız, her şeyi yaptınız ama 2015`e bu kafayla, bu anlayışla Çanakkale`deki Gelibolu Yarımadası`nın hazırlanması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
 
“Dünya Barış Parkı olmalı”
TBMM`sinde CHP Grubu adına Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan da konuşma yaptı. Soydan, “Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Türk milletinin en zor şartlarda ayağa kalkarak cihana karşı durduğu `Vatan böyle savunulur` sözünün içinin doldurulduğu, her metrekaresi şehitlerin kanlarıyla sulanmış, dünyanın geçilemez kabul ettiği topraklardır. Antik çağlardan bu yana önemini kaybetmeyen topraklar, Asya`nın zenginliklerini Avrupa`ya taşımanın en kısa yoludur. Bu özellikleri nedeniyle dünyada stratejik öneme sahip yerlerden birisidir. 1995 yılında, uluslararası bir fikir projesi yarışması açılması kararıyla birlikte bu savaş alanlarının `barış parkı` olması ve böyle anılması yönünde mutabakat sağlanmıştır. 1998`de Norveçli bir ekibin mimari projesi 1`inci olmuş, akabinde Profesör Doktor Raci Bademli Başkanlığındaki ODTÜ`lü bir ekip tarafından uzun devreli gelişme planı hazırlanmış ve 2003 yılında onaylanmıştır.2003-2004 yıllarında bu planın stratejisi, uygulanma öncelikleri, politikaları ve ayrıntılı alt projeleri çalışması yapılarak bütüncül, bilimsel ve evrensel ilkelerle donatılmış bir teorik belge ortaya çıkmıştır. Millî Park`ın batısı, güneyi ve doğusu sırasıyla Ege Denizi ve Çanakkale Boğazı tarafından çevrilmiş. Ancak Millî Park`ın kuzeyinde karasal sınır söz konusudur. Çanakkale`nin Eceabat ilçesinin toplam 12 adet yerleşim birimlerinden 8 tanesi Millî Park içinde kalmaktadır. Millî Park sınırları içerisinde şehitlikler, yabancı askerlerin mezarları, savaş alanları, savaş kalıntıları, tabyalar, kaleler, siperler, anıtlar, kitabeler, müzeler, tanıtım merkezleri, dinlenme noktaları bulunmaktadır. Bu kalıntılar sit alanları ve kültürel varlık olarak ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Tarihî yarımada, tarihsel ve kültürel değerlerin yanında doğal güzellikleri ile görülmeye değer eşsiz bir coğrafyaya sahiptir” dedi.
 
“Barış teması AKP ile geriye itildi”
”2002 yılından günümüze kadar bölgede AKP hükümetleri tarafından bazı fiziksel düzenlemeler yapılmıştır ancak ana tema olan `barış` konusunun yerine manevi değerlerin oluştuğu, yapılan tüm düzenlemelerde `barış` temasının geriye itildiği tespit edilmektedir” diyen Soydan, “Alana yapılan yatırımların bütçesel karşılığı çok büyük ölçeklerde olup, bunun sevk ve idaresi büyük çoğunlukla Ankara merkezli gerçekleşmektedir. Bu kadar büyük ölçekte fiziki müdahalelerin bölge için gerekliliği ise bilim insanları tarafından hâlâ tartışılmaktadır. Millî park içerisindeki yapılaşmalar, kazılar, inşaat ve yol çalışmaları sırasında tarihî ve kültürel değerlere telafisi mümkün olmayan zararlar verilmektedir. Bölgede yaşayan insanların yaşam alanları kısıtlanmış, topraklarında üretemez hâle gelmişlerdir. Son olarak Ağadere mevkisinde yaklaşık 3 bin şehidimizin bulunduğu bölgeye bir şehitlik yapılmasını beklenirken şehit mezarları üzerine Panorama 1915 Müzesi`nin yapılacak olması vicdanları sızlatmaktadır. Hükümet bu konudaki çalışmalarının bilimsel değerlerden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
 
“Barış gitti savaş geldi”
“On iki yıllık AKP iktidarı Gelibolu Millî Parkı`nda yeni bir dönem başlatmıştır” diyen Soydan, “Barışçıl ve evrensel dili tercih eden anlayışların yerini savaşı, maneviyatçı ve İslami değerleri öne alan anlayış almıştır. Bölgenin tarihî, coğrafi ve kültürel miraslarını koruma ve yaşatma anlayışından uzaklaşılmış, bilimsel plan ve çalışmalara dayanmayan yol, bina, tesisler yapılarak bölgenin betonlaşması ve tarihsel ve kültürel dokuların kaybolması anlayışı hâkim olmuştur. Görüşmekte olduğumuz tasarıyla bu anlayış yaşama geçirilmek isteniyor. Millî parka gelen ziyaretçilere gerçek dışı birçok hurafeler anlatılmaktadır. Bu tür anlatı ve hurafelerin önüne geçmek için 2003 yılında onaylanan Uzun Devreli Gelişme Planı doğrultusunda oluşturulan alan kılavuzluğu ortadan kaldırılarak, siyasi yandaş rehberlerin ve kılavuzların önü açılmaktadır. Gelibolu Millî Parkı statüsü kaldırılmaktadır. Bu alan koruma anlamında içinde çeşitli sit alanlarının bulunduğu sıradan bölgeye dönüşmektedir. Çanakkale barışın kenti olmuştur. Barışın kenti Çanakkale`deki Tarihi Milli Park dünya barış parkı olmalıdır. Görüşmekte olduğumuz tasarı geriye çekilerek, katılımcı, müzakereci ve özellikle yerel kesimleri de içine alacak bir tartışma sürecinde, Profesör Doktor Raci Bademli başkanlığında hazırlanan, 2003 yılında onaylanan Uzun Devreli Gelişme Planı`ndan yararlanılarak yeni bir yasal düzenleme yapılmalıdır” ifadeleri ile konuşmasını tamamladı.
Paylaş