havadurum

Cemal’e kalkan eller kırılsın.

Gazeteci arkadaşımız Cemal Oral önceki akşam iğrenç bir saldırıya uğradı.
Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi aktarıyor şifalar diliyorum.
Cemal Oral’ın hedef seçilmesi tesadüfî bir durum değildir.
Ülkemizde gerçeklerin halka ulaşmasından rahatsız olan, karanlıklardan beslenenler her dönem gazetecileri hedef almışlardır.
Cemal Oral arkadaşımız da bugüne kadar emekten, ezilenden, mağdurdan, insan, yaşam, çevre haklarından yana sürdürdüğü gazetecilik faaliyeti nedeniyle karanlık ve gerici güçlerin hedefi haline gelmiştir.
Daha dün gazetecilik faaliyetleri nedeniyle internet sitesi saldırıya uğramıştır.
Bununla yetinmeyen bu karanlık güçler şimdi kendisini hedef almışlardır.
Cemal Oral’a yapılan saldırı tüm basın emekçilerine yapılan bir saldırıdır.
Yalnız değilsin Cemal Oral,hepimiz şimdi bir Cemaliz.
Bu iğrenç saldırıyı yapanların takipçisiyiz; faillerini, arkasındaki güçleri açığa çıkarıp, kamuoyuna teşhir etmek şimdi hepimizin görevi.
Diren Cemal, sana kalkan eller basın özgürlüğü kapsamında sürdürdüğümüz demokrasi ve özgürlük ve emek güçlerinin mücadelesi ile hak ettiklerini bulacaktır.

856
AKP cemaat çatışmasının Çanakkale sahnesi.
Çanakkale yine kendi klasiğine uygun olarak bu çatışmayı sessizce izlerken Rektör Laçiner’in Star Gazetesi’ndeki yazısı dikkatleri bu alana çevirdi.
Laçiner’in mahcup cemaat savunuculuğu rolündeki sulh yapma noktasındaki tavrı , bu çatışmanın başlamasından itibaren bazı cemaat yanlılarının  bilinen rolü ile benzeşmesi dikkat çekti.
Laçiner, Star Gazetesi’ndeki yazısında “başından beri sakin olunmasını ve uzlaşma aranmasını tavsiye ediyorum” önerisine karşılık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Acırsanız acınacak hale gelirsiniz" değerlendirmesi aynı günde iki farklı tavır olarak yeni bir tartışmanın da farklı kutuplarını oluşturdu.
Bu iki farklı değerlendirmeye neden olan bakış açısının çok farklı zeminlerden beslendiğini söyleyebiliriz.
Yaşanılan olayların boyutunun vardığı nokta ortada iken, adeta bir savaş halinin yaşandığı değerlendirilirken taban tabana zıt olan bu iki farklı yaklaşımın  doğal olarak ideolojik kodlarındaki gerçeklerde taban tabana zıttır.
Böylesi bir durumda bir yerel gazetemizin tıp fakültesi temel atma töreninde AKP milletvekili Mehmet Daniş ile Rektör Laçiner arasında soğuk rüzgarların estiği noktasındaki gözlemi şimdi daha net olarak anlaşılmaktadır.
AKP Milletvekili Mehmet Daniş her ne kadar yapmış olduğu açıklamayla her hangi bir olumsuz durumun olmadığını söylemiş olsa bile, genel başkanlarının “acırsanız acınacak hale gelirsiniz” tavrı ile    “sakin olunması gerektiğini” söyleyen bir tavrın nasıl bir çelişkiyi barındırdığını, bu farklı anlayışların nasıl bir çatışmaya yol açabileceğini algılayabilecek düzeydedir.
AKP milletvekili Daniş’in  partisinin bu konudaki değerlendirmelerine rağmen “dostmodern” darbeden tut, paralel devlet ve çete organizasyonuna kadar ortaya konulan tespitleri herhalde görmezden gelmesi mümkün değildir.
Bu kadar ağır bir suçlamayla itham edilen cemaat ve yaşanılan savaş durumuna ilişkin  Rektör Laçiner’in sağduyu çağrısının arkasındaki niyetin ne olduğu konusunda değerlendirmeyi yapacak olan yine AKP kadrolarıdır.
Bu konuya ilişkin benim itirazım Laçiner’in “yıkılan kurumların altında sadece o veya bu kalmaz, hepimiz kalabiliriz...”değerlendirmesine ilişkindir.
Çünkü bu kavga halkın kavgası değildir.
Çöken Türkiye değil, yolsuzluk, rüşvet ve savaş düzenidir!
Batan bizim gemimiz değil, hükümetiyle, cemaatiyle, sermaye gruplarıyla egemen güç odaklarının gemisidir!
Halkın gerçeği budur.
Bu gerçeğe rağmen düne kadar kol kola olan, birbirlerinin bir dediğini iki etmedikleri, övgüler ile birbirinden bahsedip bugün birbirlerini düşman ilan eden bu kesimler, bu çatışmanın varlığını Çanakkale’de henüz pek hissettirmemiş olsalar bile, Laçiner’in yazısı ile ortaya koyduğu sağduyu çağrısının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “En ahlaksız darbe girişimine tevessül edildi. 17 Aralık Türkiye’nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. 17 Aralık komplosu, hazırlama şekli, uygulama aşaması diğer tüm darbe girişimlerini geride bırakmış, millete devlete yönelik ihanet hareketi olarak kayıtlara geçmiştir”sözleri ile anlamını yitirmiş bulunmaktadır.
Rektör Laçiner yazısındaki bu değerlendirmelerini yaparken aynı zamanada AKP’nin yaklaşımı içinde ürkek eleştirileri ile mahcup bir cemaat desteği algısını yaratmıştır.
Bu çatışmanın ileriki günlerde daha da büyüyeceği düşünülürse; Rektör Laçiner’in bu yaklaşımı önümüzdeki günlerde AKP ile yeni bir tartışmanın habercisi olarak değerlendirilebilir.
Rektör Laçiner göreve geldiğinden beri  bu kentte, fidan diken öğrenciler hakkında soruşturma açıp okula almamak, kitap okuma temsiliyetiyle protesto haklarını kullanan öğretim üyeleri için soruşturma açmak  vb. gibi bir çok ilke imza atan bir öğretim üyesi olarak şimdi de  cemaat, AKP çatışmasının Çanakkale sahnesinde yeni bir rol alması  kuvvetle muhtemeldir.
 
Paylaş