havadurum

“En hakiki mürşit rant mı?”

Çanakkale Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz’un gazetemiz Çanakkale OLAY’a yaptığı açıklamaların son bölümünü de sizinle paylaşıyoruz. Kent Konseyi’ne ve kente dair sorularımızı yanıtlayan Yavuz, kentteki “Kentsel dönüşüm” çalışmalarını ve Fevzipaşa Mahallesi’nin taşınacağı yönündeki iddiaları değerlendirdi. Yavuz, “Bu iddialara anlam veremedim” dedi.

719
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın Kentsel Dönüşüm konusunda bakanlık yetkililerine yönelik “Bu iş çocuk oyuncağı değil” eleştirilerinin ardından Çanakkale OLAY Haber Merkezi olarak Fevzipaşa Mahallesi düzeyinde düşünülen kentsel dönüşümü Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz’a sorduk. Yavuz, “Rant, bazı sektörlerin omurgası olabilir, ama insana ve insanın yaşamına, topluma, pazar ekonomisi mantığıyla bakarsak vay o zaman halimize” şeklinde yorumladı.
 
İşte Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz’un Çanakkale OLAY’a yaptığı o açıklamalar:
 
OLAY: Kent Konseyi eskiye göre gerçekten çok büyüdü. Bu büyümenin de sıkıntıları vardır değil mi? Örneğin kadro sıkıntısı gibi. Bir de eskisi gibi medyada yer almıyorsunuz. Bunun özel bir sebebi mi var?
Saim Yavuz: Son üç yılda çevre, kadın, engelli, çocuk ve gençlik meclislerimizi kurduk. Mahalle meclislerini kuruyoruz. Yürütme kurullarımızda farklı görüş ve anlayışlardan, koşuşturan emek veren 52 kişilik gönüllüler ordusu var. 11 tane çalışma grubumuz var. Bu gruplarda çalışan en az 70 gönüllü var. Fevzipaşa Mahalle Meclisimiz ve Fevzipaşa Sosyal Yaşam Evimiz var. Burada sürdürülen bir çok aktivite var. Çocuklar, gençler ve kadınlar için yürütülen kurslar var. Fevzipaşa Sosyal Yaşam Evi’mizin 30 Mart’ta, 70 kişiyle sahnelediği bir gösteri yaptık. Bütün mahalle salondaydı. Bu çalışmaları 3 personelle yürütüyoruz. Evet, sıkıntılarımızdan birisi de yeterli kadroya sahip olmadığımızdır. En az, 3 kalifiye elemana ihtiyacımız var. Çalışma yerimiz, ofisimiz yeterli değil. Bunları da zaman içerisinde tamamlayacağız. Medyatik değiliz. Medyatik olmaktan da kaçınıyoruz. “Protokol” olmaktan uzak duruyoruz. Çünkü biz aktör olmak istemiyoruz. Kentlilerin ve kurumların aktör olmasını destekliyoruz. Kendi alanlarında var olan derneklerin ya da meslek kuruluşların yerine geçmek istemiyoruz. Yani bir mimarlar odasının yapması gereken bir şeyi yapmak istemiyoruz. Aksine onlara “kent için yapmayı düşündüğünüz işlerde biz sizi destekleyelim.” diyoruz.
OLAY: Bugün kent konseyinin yürüttüğü projeler nelerdir?
Saim Yavuz: Bugün elimizde ciddi olarak iki proje var. Birincisi Ulaşım ve Trafik konusu ile ilgili. Bugün bütün kentlerin sorunu haline gelen otomobil, trafik, otoparkla bağlantılı ulaşım meselesi Çanakkale’nin de sorunu. Çalışma grubumuz bu meseleyle ilgili öncelikle durumu tespit ederek, sorunları belirleyecek ve sonrasında da önerileri içeren bir raporu ortaya koymak için çalışıyor. Konuyla ilgili kurumlar ve uzmanlıklar birlikte çalışıyorlar. Bir başka çalışma gurubumuz “Engelsiz kent” çalışma grubu. Engellilerin kent yaşamına direk katılabilmeleri için, sokaklarda, alanlarda, meydanlarda, binalarda, onların ulaşılabilirliğine, erişilebilirliğine engel olan durumlar ne bunlarla ilgili örneklemeli tespitler yapılıyor. Ve bu tespitlerin sonucunda olması gerekenlerin de yer aldığı bir rapor hazırlanacak. Hazırlanan raporlara her zaman olduğu gibi ilgili kurumlara iletilecek. Yine bir başka çalışma gurubumuz da “Seçmen Beyannamesi Çalışma Gurubu.” Yerel seçimlerde belediye başkanlığına aday olacaklara ve onların partilerine sunulacak olan “seçmenlerin, adaylardan/partilerden kent ve kendileri için beklediklerini içeren bir belge” üzerinde çalışılıyor. Takip ettiğimiz yat limanı meselesi var. Onun çalışması yapıldı, raporu sunuldu. Belli yerlerden geçti kent bu konuda tartışıyor belki de karar alıyor. Ama bir taraftan da yat limanı çalışma grubu bu durumu takip ediyor. Bunların dışında Fevzipaşanın iyileştirilmesi ile ilgili “Fevzipaşa birlik beraberlik” çalışma grubu var. Fevzipaşa`nın fiziki ve sosyal çevresiyle birlikte yaşayanların yaşam koşullarının iyileştirilmesini hedefleyen bu çalışmanın birinci bölümü tamamlandı ve bir kitap olarak yayımlandı. Belediye meclisine sunuldu. İkinci aşaması için çalışmalar belediyeyle birlikte sürdürülüyor. Çevre meclisimiz, Kazdağları ve termik santrallerle ilgileniyor. Sonuçlarının kentin havasını suyunu ve bir çok şeyini etkileyecek olan madencilik ve termik santral girişimlerine karşı, ilgili kurumlarla birlikte birçok çalışma gerçekleştiriliyor. Belgeleme ve bilgilendirme için film çalışması sürüyor. Kadın meclisi kent yaşamında kadın-erkek eşitliği konusunda çalışmalar yürütüyor. Ayrıca kadın politikası çalışmaları var. Gençlik meclisinin en önemli işlerinden birisi gençlik politikaları. Gençlik dışında oluşturulan politikalara, bizzat gençlerin katılarak karar vermelerini sağlayacak organizasyonlar ve çalışmalar yapılıyor. Çocuk Meclisi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları ilklerini yaymak ve hayata geçirmek için çalışmalar yapıyor. Engelliler Meclisi, bir yandan “engelsiz kent” çalışmalarına katkı veriyor, bir yandan da engellilerin “yapabilirliklerini” geliştirmek ve göstermek için sanatsal eğitim çalışmaları yapıyor. Halk Müziği korosu programları devam ediyor. Halk Oyunları çalışmaları başladı. Tiyatro çalışmaları var. Engelliler için Jimnastik başlıyor.
OLAY: Fevzipaşa Çalışma Grubu’ndan bahsettiniz. Çalışmalarından da biraz bahseder misiniz? Konuyla ilgili çok ciddi iddialar var. Fevzipaşa’nın başka bir yere (şehrin dışına) taşınacağı söyleniyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Saim Yavuz: Fevzipaşa Çalışma Grubu, Fevzipaşa Mahallesi`nin mevcut durumunu tespit eden ciddi bir çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmanın sonucunda da önerileri de içeren bir rapor kitap yayınlandı. Bu rapor, ilgili kurumlara dağıtıldı. Bununla ilgili belediye meclisinde görüşme yapıldı, onaylandı ve kabul gördü. O raporun önermeleri doğrultusunda Fevzipaşa Mahallesi`nin, yani Romanlar`ın yaşadığı o alanın iyileştirilmesi ile ilgili uygulama planları gibi çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu süreç devam ediyor. Sanırım yakın zamanda belirlenecek. Rapora göre, Fevzipaşa Mahallesi`nin yerinde kalarak iyileştirilmesi gerekiyor. Fevzipaşa Mahallesi yerinden kaldırılıp başka bir yere taşınır mı? Bilmiyorum. Gazetelerden okuduğum kadarıyla mesela sosyal konutlar denilen yerde dönüşüm projesi var. Nasıl yapıyorlar orayı? Okuduğum kadarıyla orada yaşayan insanlar, yine orada kalacaklar. Şimdiki binaları yıkılacak ve yerine yenileri yapılacak ve orada oturanlar yeni evlerinde oturacaklar bir müddet sonra. Benim anladığım, insanlar oradan alınıp başka yere götürülemeyecek. Öyle değil mi? Bugüne kadar da hep böyle oldu. Bunun adı kentsel dönüşüm mü, başka bir şey mi, o da beni çok fazla ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren kısmı Fevzipaşa’yla bağlantılı olarak söylüyorum; sosyal konutlarda yaşayan insanları alıp oradan falanca deniz kenarına götürmüyorsan ya da alıp Esenler`e götürmüyorsan, yani yaşadığı yerde, bugüne kadar oturduğu yerde yaşamını sürdürecekse Fevzipaşa için neden “onları ordan alalım şuraya-buraya götürelim” talepleri, önerileri ortalıkta dolaşıyor, onu anlamıyorum. Neden? Bu “rant” denilen şey hayatın en hakiki mürşit mi oldu? Rant, bazı sektörlerin omurgası olabilir, ama insana ve insanın yaşamına, topluma, pazar ekonomisi mantığıyla bakarsak vay o zaman halimize. Bu pazar ve ekonomisi, “kapanın elinde kalır ve güçlü gücü yetene” ilkesinde yürütülürse ki, öyle yürüyor, sonuç vahim olur. Zaten vahim olmakta, ama bu Fevzipaşa’da daha da vahim sonuçlara yol açabilir.
OLAY: Peki diyelim ki böyle bir şey oldu. Fevzipaşa’yı şehrin dışına taşıdılar. Mahalle sakinleri ne kaybeder? İnsanların yaşayacakları bir yerin tarafından tartışılması konusunda ne düşünüyorsunuz? Çanakkale’deki kentsel dönüşüm faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Saim Yavuz: Fevzipaşa oradan kalkmazsa kent ne kaybeder? Fevzipaşalı ne kaybeder? Ya da Fevzipaşa oradan kalkarsa Fevzipaşalılar ne kaybeder? Kent ne kaybeder? Tartışmasını ben yapmam. Benim oturduğum ev ve içinde bulunduğum mahalleyle ilgili tartışmayı ben yapabilirim. Fevzipaşa`yla ilgili neden sen ya da ben tartışıyoruz? Fevzipaşa’daki temel mesele orada yaşayan insanlarla birlikte konuşarak, müzakere ederek, yaşamlarıyla ilgili kararlarını kendilerinin vermesine imkan sağlayacak bir düzeneği oluşturmak lâzım. Yoksa o insanlar, kendileri istiyorlarsa mesela, “Çanakkale’yi terk edip Biga’da yaşayacağız” diyorlarsa kim ne diyebilir ki? Ama ben, oturacağım iyi bir yerde, bir kaç iyi adam, bir kaç iyi siyasi, bir kaç iyi iş adamı; orası ile ilgili plânı programı yapacağız ve diyeceğiz ki, “orasını biz böyle iyi, şöyle iyi yapacağız.” Orası manzarası, konumu iyi olan bir toprak parçası mı sadece? Orada hayatlar var, orada ölümler ve doğumlar var, gelinler var acı ve sevinçler var, kavga var, anılar var. Ve bir yaşam stili var. Bir sürü şey var orada. İnsanlar orada bunları yaşamışlar sen bunları yok sayıyorsun ve diyorsun ki “biz iyi adamlar olarak bir araya geldik böyle yapacağız kardeşim.” Dolayısıyla buradaki mesele, tartışılacak ve konuşulacak meselenin özü budur. Barbaros’ta ya da İsmetpaşa’da yapmadığın şeyi Fevzipaşa’da da yapamazsın, yapmamalısın. Öncelikle oradaki insanların kararına başvurman lazım. Onların vereceği kararı bilmeden karar vermeden ne insaniyetle, ne hukukla, ne yasayla, ne adaletle, ne vicdanla hiç bir şeyde yeri olmayan bu anlayışla Fevzipaşa’ya yaklaşılmamalıdır. Çanakkale’de kentsel dönüşüm nasıl yapılıyor, bilmiyorum. İyi mi kötü mü yapılıyor benim uzmanlık alanım değil. Benim, Fevzipaşa için söyleyeceğim şey; rant hesaplarından önce insanların ihtiyaçları, mutlulukları, talepleri gözetilerek ve de kentin bütününden kopartılmadan, kentle bütünleşik bir vaziyette orada yaşayan Romanlar`ın yaşamlarını bütün yönleriyle iyileştirmektir; duyguları ve benlikleri hariç.
OLAY: Sıkıntılarla dolu, zorluklarla dolu 9 yıl. Bu röportaj iki gün daha sürse anlatılacak çok konu var. Bu sürece baktığınızda Kent Konseyi beklediğiniz noktaya geldi mi?
 
Saim Yavuz: Kent Konseyi’nin varlık gerekçelerinden birisi hatta esası olan “katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirme” konusunda mesafe aldığımızı söyleyebilirim. Yeterli midir? Hayır. Çok mu iyi? Yine hayır, ama en azından 2006’daki yerimizde değiliz. Hem Kent Konseyi hem de kurumlar olarak. Belediyenin; hem başkan hem meclis düzeyinde, kent konseyine bakışları ve tutumları oldukça olumludur. Kent Konseylerinin bir yönetişim mekanizması olarak başarısında belediyenin tutumu çok önemlidir. Bunu başka kentleri bilerek söylüyorum. Kent konseyleri var, belediyenin bir müdürlüğü olarak çalışıyor. Kent Konseyleri var, başkanın özel kalem müdürlüğünden idare ediliyor. Belediye başkanları var “bana rakip mi olacaksınız” diye kent konseyi kurdurtmuyor, kâğıt üstünde denetçilere kent konseyi gösteriyor. Kent Konseyleri var başkanı ve yürütme kurulu üyeleri aktörleşmiş vaziyette… Çanakkale Kent Konseyi yürütme kurulunda ve meclislerimizin yürütme kurullarında daha çok “kentlileri ve sivil toplum kuruluşlarını kent kararlarına nasıl, daha fazla katabiliriz, etkin hale gelebilmeleri için neler yapabiliriz”i konuşuyoruz. “Şu projeye mi yapsak, bu projeye mi yapsak” konuşmalarını geride bıraktığımızı ve buna rağmen eksiğimizin çok olduğunu da biliyoruz.
OLAY: Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Saim Yavuz: Ben teşekkür ederim.
Paylaş