havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Kazdağları’na Saplanan Siyanürlü Hançer!.

2576
Kazdağları; hayat için gerekli elementlerin bereketli ve cömert coğrafyası…
Çınarların, çiçeklerin, böceklerin, ceylanların fantastik ve görkemli yurdu…
Mitoloji tanrılarının ve efsanelerin beşiği; görkemli ve bilge topraklar…
Berrak suların, yeşilin, mavinin ve ulaşılamaz zenginliklerin kesişim noktası…
Kazdağları; bizim dağlarımız, bizim vatanımız…
Bu topraklar şimdi ve yeniden gündemde.
Adını ve ulusal kimliklerini (!) değiştiren, hile ve desisenin ustaları emperyalist tekeller, zehirli planlarını uygulamak için an kollamaya başladılar bile…
Aldıkları sözde yetkilerle, attırdıkları imzalarla, Kazdağları’ nın bağrına siyanürlü hançerlerini saplamanın hesaplarını kitaplarını yaptılar bile…
Makineleri, zehirleri, kirli dolarları, satın aldıkları uşakları ve kuşandıkları maskeleri ile bir “yakın tehlike” olarak bu eşsiz doğa parçasını talan etmeye geldiler bile…
Hülasa, çanlar çalıyor!..
Kim, ne hakla doğanın binlerce yıllık emeği üzerinden şekillenen Kazdağları’ nı yok etmenin fermanını imzalayabilir?
İnsanın yasaları değişebilir, eskiyebilir, geçersizleşebilir ama hayatın ve doğanın yasaları sonsuza kadar devam eder.
Peki ne kalacak elimizde, Kazdağları’ nın yok edilmesinin bedeli olarak?
Kaç gram altın?
Kaç Dolar?
Kimin için bu talan?
Hangi emperyalist tekele peşkeş çekilecek bu coğrafyanın değerleri?
Hiç düşündünüz mü, bin yıllık bir çınarın değeri nedir?
Bir avuç berrak su kaç Dolar eder?
Efsanelerin karşılığını altınla ölçebilir misiniz?
Zeus’ un parasal değeri var mı?
Siz neyi peşkeş çektiğinizin farkında mısınız?
Sorun, yalnızca bir çevre sorunu ve çevrecilerin sorunu değildir.
Sorun yalnızca yöresel bir sorun değildir.
Sorun bu ülkenin bağımsızlık sorunudur.
Sorun nefes alan, su içen, insanım diyenlerin sorunudur.
Sorun, aynı zamanda bir vicdan ve ahlak sorunudur.
Sorun, bir bütün olarak hayatı, yaşamı ve bunun için gerekli olan havayı, suyu, toprağı ve insanlığın bugüne değin biriktirdiği bütün değerleri savunma sorunudur.
Yalnızca Çanakkale’ nin ve Kazdağları yöresinde yaşayan insanların sorunu değildir.
Bütün bir ülkenin, tüm insanlığın sorunudur.
Ve herkesin,  ben insanım diyen herkesin, sahiplenmesi gereken sorundur.
Ama öncelikle bu topraklarda yaşayan insanların, yerel yönetimlerin ve bütün örgütlerin sahiplenmesi gereken kapsamlı bir sorundur.
Herkesin bulunduğu yerden ve mevziden Kazdağları’ na sahip çıkması gerekli olan günlerin içindeyiz.
Kazdağları’ nı yok etme fermanını , imzalayanların imzaları silinip gidecek.Ancak Kazdağları’ nın bağrına atılan zehirli, siyanürlü imzalar ölüm, hastalık ve kötülükler saçmaya devam edecek.
Gün el ele, birlikte, omuz omuza “bu hayasız akını”, bu saldırıyı geri püskürtmek için mücadele günüdür.
Gün insana ve hayata sahip çıkma günüdür.
Kazdağları bizimdir!..