havadurum

YÜZME DÜNYASI

Sporcu olarak yapılan en büyük hata; ilerlemeyi, gelişmeyi, daha hızlı yüzmeyi seve seve kabullenip, fakat en ufak gerileme ya da duraksamada, performans olarak yerinde saymayı kabullenememek, kısa zamanda umutsuzluğa kapılmak, inancını yitirmek…

511
Yüzmede SABIR
 
Yaptığımız sporun disiplin ve devamlılıktan sonraki en önemli yapı maddesi  SABIR. Çanakkale olarak  bu konuda hem antrenör olarak hem de sporcu ve ailesi olarak gereken sabrı göstermiyoruz. Daha doğrusu göstermeyi başaramıyoruz.
 
İlk başta antrenör ve  sporcu velileri arasında  sağlıklı dirsek teması kurulamadığı için ister istemez erken beklentiler içerisine giriliyor. Özellikle sporcu velisi tarafından çok yanlış düşünceler açığa çıkıyor. “benim oğlum 1 aydır geliyor ve her gelişinde ayak vuruşundan başka bir şey yaptırılmıyor’’ ,  “diğer kulüplerin çocukları durmadan yüzüyorlar, bizimkiler ise hep oyun oynuyorlar” ya da “çocuğumdan sonra kayıt olanlar serbest yüzmeyi öğrendi, ama nedense bize hala nefes çalışması uygulanıyor” Aklıma gelen birkaç yanlış örnekti bunlar.. Öncelikle sporcu ailesi kendi çocuğunu diğer çocuklarla kıyaslama yanlışına düşmemeli. Çünkü yüzme bireysel spordur ve her çocuğun motor becerisi ya da algılama süresi çok farklıdır. Kimisi spora yatkınlığı sayesinde hareketi kısa zamanda öğrenir, kimisi de uzun tekrarlar sonucu öğrenebilir. Bütün sporcuları kısa mesafe yada sadece serbest branşını yüzen takım hiç gördünüz mü? İmkansız. Çünkü herkes yeteneğine göre, fiziksel özelliklerine göre yönlendirme alacaktır. Bu da yaptığımız sporun ne kadar bireysel  olduğunu ifade etmiyor mu?
 
Sporcu velilerin bir diğer hatası da ticari amaç ve tamamen olimpik başarı hedefi olan kulüpleri kıyaslamaları. Ticari amaç güden kulüp sporcuyu elinde tutmak için daha fazla eğlenceye yer verirken bir yandan da veliyi de tatmin etmeye çalışıyor. Ama diğer tarafta başarı hedefleyen kulüp eğitim aşamasını daha hızlı geçme çabasında, veliyi tatmin etme derdi olmayınca tamamen yapılan çalışmalara konsantre olabiliyor. Veli ile doğru ilişki kurulunca da ortaya iyi sonuçların çıkması çok da zor olmuyor.  Sonuç olarak sporcu velisi öncelikle bünyesinde bulunduğu kulübü tanıyacak, amacını sorgulayacak. Bunun bilincinde olarak yapılan çalışmaları ve antrenörünü destekleyecek. Bir başka deyişle ne için sabredeceğini bilecek...
 
Sporcu olarak da yapılan en büyük hata;   ilerlemeyi, gelişmeyi, daha hızlı yüzmeyi  seve seve kabullenip, fakat en ufak gerileme ya da duraksamada, performans olarak yerinde saymayı kabullenememek, kısa zamanda umutsuzluğa kapılmak, inancını yitirmek… Ve inancını kaybetmiş sporcuyu geri kazanmak, bir şeylerin bitmediğini anlamasını sağlamak gerçekten  çok zordur. Ne kadar çok somut örnekler önüne koysanız da , ona anlatmak istediklerinizi yaşatmadan  geri dönüşüne yardımcı olamazsınız. O yüzden en erken yaşta sporcularımıza en olumsuz,en ağır şartlara bile sabır gösterebilme yetisini kazandırmak zorundayız. Şampiyonluklara  daima ileri , daha iyisi ile yükselen grafik sayesinde ulaşılmıyor. Şampiyonluklara  gösterilen sonsuz sabır ve çalışma arzusu ile atlatılan kötü zamanlar sonrası ulaşılıyor.
 
Antrenörler olarak da elit kısımda  en kötü sporcuya  gösterilen  sabrı maalesef  ilk başlangıç aşamasındaki küçük yaş sporculara gösteremiyoruz. Fiziksel ve beceri açısından farklılar, algılama kapasitelerinin değişkenliği ister istemez antrenörleri en iyiye  doğru yönlendiriyor. Daha doğrusu 20 çocuktan 4 ünü yüzdürsem başarıdır zihniyeti hakim. Küçük düşünüyoruz, sınırlarımızı zorlamıyoruz ilk başlangıçta. Sabretmiyoruz, beklemiyoruz, acele ediyoruz!! Şunu hiçbir zaman unutmayalım bu sporda ilk önemli başarısını 7. Ya da 8. Yılında gerçekleştiren sporcular da var. TÜM YÜZME CAMİASINA SABIRLI ÇALIŞMALAR..
 
İÇDAŞ Spor Kulübü ve Çanakkale İl Spor Merkezinin sponsorluğunda gerçekleşecek olan geleceğin şampiyon kulaçlarını yetiştirmek üzere hazırlanmış Olimpik Sporcu Yetiştirme Merkezi projesinin başlangıcı geçtiğimiz hafta Çanakkale Kolejinde gerçekleşti. Amaç tüm ilköğretim okullarında 2006-2005-2004-2003 doğumlu çocukların genel taramasının yapılması ve en yetenekli kısmın oluşturulması. Proje  ile merkez ve ilçe bölgelerindeki okullardan hedeflenen yaş grubunda 2000 in üzerinde çocuk sayısına ulaşmak amaçlanıyor. Etkili slogan kullanılmış. ‘’ Geleceğe kulaç atmak ‘’ … Bu kez gerçekten kulaçlar gelecek için atılacak ..
Paylaş