“Katılımcılık, demokrasinin vazgeçilmez unsurudur”

DSP İl Başkanı Ufuk Cankaya, sivil toplum kuruluşlarının toplumda demokrasi kültürünün ve bilincinin yerleşmesinde çok önemli rol oynadığını söyledi.

898
Sivil Toplum Kuruluşları`nın önemine değinen DSP İl Başkanı Ufuk Cankaya; “Sözlerime başlamadan önce, iki gün evvel hayatını kaybeden Berkin Elvan’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Umarım artık ülkemiz çocukları bakkaldan evlerine dönerlerken biber gazı yerine eskiden olduğu gibi ekmeğin kenarını koparıp yerler. Demokratik Sol Parti olarak 16 Ocak 2014 tarihinde başlattığımız seminer çalışmalarımız çerçevesinde bu günkü konumuz 11 Ocak 2014’te belirlediğimiz üzere sendika ve sivil toplum kuruluşlarıdır. Konu ile ilgili konuşmacımız, Çanakkale kentinin yaşayan değerlerinden, tecrübeli politikacı, partimizde il başkanlığı da dahil olmak üzere çeşitli pozisyonlarda görev almış ve şu anda bilindiği gibi partimizin belediye başkan adayı Turgut Manaz’dır. Her toplumda devlet ve devletin dışında kalan bir işleyiş mutlaka var olmuştur. Bu nedenle sivil toplumun tek başına bir anlam ifade etmesi mümkün değildir. Bu mücadele tarihsel olarak çeşitli görünümlere bürünerek bugünde demokrasi bağlamında sürmektedir. Sivil toplum kuruluşları, resmi kurumların dışında ve bağımsız olarak çalışan, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kar amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üye aidatları ile sağlayan kuruluşlardır. İşçilerin, çalışma yaşamına ilişkin sorunlarını çözmek, ortak çıkarlarını ve haklarını korumak, geliştirmek için kurulan ve işçilerin, diline, dinine, rengine, siyasi görüşüne bakmaksızın ortak hak ve çıkarları birliğinde hareket eden, siyasi iktidar ve partilerden bağımsız çalışan ekonomik ve demokratik örgütlere ise sendika denir. Yani kısaca sendika, işçinin birliğini etkin bir güce dönüştüren mekanizmadır. İnsanların devletten izin almadan ortadaki sorunları karşılıklı rıza göstererek çözmeleri katılımcı bir yapının doğmasına neden olmuştur. Katılımcılık, demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Politik yaşamda devletin alanının daralması, devletin zayıflaması, sivil toplum alanlarının genişlemesi sivil toplum gücünün ve etkinliğinin artması, taban demokrasisinin güçlenmesi, yani sivil toplum örgütlerinin eylemlerinin zaman içinde yaratıcı yaklaşımlarla geliştirilmesi eğilimini doğurur. Günümüzde sivil toplum, devletin olmadığı alanı anlatmaktadır. Günümüzde artık STK’lar son yıllardaki gelişmelere paralel olarak dünya gündeminin başlıca konuları olmuşlar ve ülkemizi içinde büyük önem taşımaktadırlar. Sonuç olarak siyasal ve toplumsal anlamda çok önemli işlevleri olan sivil toplum kuruluşları, toplumda demokrasi kültürünün ve bilincinin yerleşmesinde çok önemli rol oynamaktadır. Demokrasinin gelişmesine paralel olarak sivil toplum kuruluşlarının gelişip güçlenmesi demokrasiyi sağlamlaştırmalıdır” dedi.
Paylaş