Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Şimşek, Palabıyık için çaktı!

2257
Bulutlanan gökyüzü ve çakacak şimşek değil bahsettiğim. ÇOMÜ Lapseki Meslek Yüksek Okulu Müdürü Halil Şimşek’in “Teşekkürler Hamit Hoca” başlıklı yazısı. İyi ki bu yazıyı kaleme aldın Halil hocam. Böylece Hamit Hocanın Çanakkaleliler hakkındaki hakaretlerinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağladınız.
 
Şimdilerde yandaş takımı ile birlikte, yazılanlar için özür dilemek yerine bir manipüle etmek çabası başladı..
 
İlk başvurdukları yöntem her zamanki klasik yöntem olan “öyle dememiştik” tarzı oldu.
 
Siz yazınız ile Çanakkale’nin sorunlarını gündeme getirmek için; hakaret etmek gereğinin olmadığını gösterdiniz. Demek ki hakaret etmeden de, Çanakkalelilerin özel yaşamlarını aşağılamadan da, Çanakkale’nin sorunları gündeme getirilebiliyormuş, gerekli eleştiriler yapılabiliyormuş.
 
Böyle olmasına rağmen peki Hamit hoca neden Çanakkalelileri aşağılamak yolunu seçti dersiniz? Dili mi sürçtü, yazarken beyni ile kalemi arasında bir frekans kopukluğu mu oldu? Bugüne kadar onca tepkiye rağmen özür dilemediğine göre aksine komik gerekçeler ile savunma gerektiği hissettiğine göre sorun başka bir yerde.
 
“Attığım taş suyu bulandırdı ki ses geldi şeklinde” açıkladığı savunması akıllara ‘kurbağa da su bulandırır ama kurbağa kadar hükmü olur’ benzetmesini getirdi.
 
Hamit hocanın Çanakkalelilere hakareti küçümsenecek bir konu değildir. Çanakkale’nin sorunları işin maskesidir.  Siz de Çanakkale’nin sorunlarının analizini yapan bir kişi olarak neden böylesi tanımlamalar ile hareket etmediniz Halil Hocam?
 
Sorun başka... Sorun ideolojik, sorun Çanakkale’nin “değişim” adı altında tıpkı AKP stratejileri gibi kentin yaşamsal değerlerini dönüştürme çabası.
 
Çağdaş, özgür,karşılıklı saygı çerçevesinde kentte oluşmuş yaşam tarzına müdahale etme girişiminin zemin taşlarının döşenmesi meselesi.
 
Bu taktik sadece ilimizde gündeme gelen bir taktik değil. Strateji uzmanı olarak ortalıkta dolaşan bazı kişiler bunu çok iyi bilmekteler.
 
Palabıyık, özetle bir ‘misyon’ yüklenmiştir. Yoksa bir bilim insanın toplumsal gelişim ile ilgili tespitleri değildir yazdıkları.
 
Hamit hocayı tekrar özür dilemeye davet ederek Halil hocanın tespitlerine ilişkin birkaç şey söylemek istiyorum.
 
Halil hoca Çanakkale hakkındaki bir çok eksiklikleri gündeme taşımış. Bunların bir kısmı yerel aktörlerin sorumluğundaki konular özellik ile Çanakkale Belediyesine dönük önemli eleştirileri var. Bunların Muhatabı Çanakkale Belediyesidir.
 
Her neden ise ÇOMÜ öğretim üyeleri çok seviyorlar Çanakkale Belediyesini eleştirmeyi… Çanakkale Belediyesi bu konuda bir açıklama yapma gereği duyarlar mı, onların sorunu.
 
Eleştirilerin diğer bir tarafında da merkezi iktidarın sorumluluğunda olan konular var ki; sistemsel sorunlar. Zaten batının Hakkari’si tanımı da boşuna yapılmış bir tanım değildir, bu kent için.
Çanakkale her yönü ile unutulan bir kenttir. Bu konunun muhatapları da siyasilerdir.
 
Ben de kendisine, bu konudaki tespitlerinin birçoğuna katıldığımı söyleyebilirim.
 
Beni asıl ilgilendiren konu; meslektaşlarının seslerinin kısılması noktasındaki tespitler oldu. Bu biraz işin ajitasyon tarafı olmuş olsa da; eğer ifade özgürlüklerinin önünde en küçük bir engel var ise sonuna kadar arkalarında olurum.
 
Kendi düşüncelerine karşı kamuoyunda bir eleştirisel yaklaşım olunca ifade özgürlüğümüz engelleniyor şeklinde yaklaşıp, kendi düşünceleri dışındaki engellemeler ve yasaklamalar için sessiz kalmak kelimenin tam anlamıyla iki yüzlülüktür.
 
Bugün sistemi eleştirdiği için cezaevlerine tıkılmış yüzlerce gazeteci, bilim insanı ve aydın var. Bu baskıları görmeden, tavır almadan kendi düşüncelerinin eleştirilmesi karşısında gürültü çıkaran kesimler samimi değillerdir.
 
Siz de kendi düşüncelerinize karşı Çanakkale’de gelişen eleştirisel zeminden rahatsız olmayın, bu düşüncelere karşı tahammülsüzlük demokrasinin o anda yok edilmesidir. Farklı fikirlere tahammülün olmadığı yerde ifade özgürlüğünden de bahsetmek samimi değildir.
 
Kaldı ki bugün ÇOMÜ yaratmış olduğu imkanlar ile, sağlamış olduğu yeni açılımlar sayesinde ideolojik konumuna bağlı propagandasını en iyi şekilde götüren bir boyut oluşturmuştur kendisine. Bu konuda mütevazi olmanıza gerek yok,bu kentin algı dünyasına müdahil olacak en geniş imkanlara sahip kurumu üniversitedir.
 
Böyle olmasına rağmen sizin gibi düşünmedikleri için sizleri eleştirenler için mağduriyet zırhına bürünmeden, gerçekten ifade ve düşünce özgürlüğünüz anlamında sorununuz var ise sonuna kadar destekçiniz oluruz.
 
Bu böyle biline.