Satırlarda kalmasın!..

Lapseki Hüseyin Akif Terzioğlu Anadolu Lisesindeki olaylar ile ilgili iddiaları gazetemizde okumuşsunuzdur. Haberin başlığında da belirtildiği gibi, gerçekten ürkütüyor.

666
Bir eğitim kurumuzda iddia edilen bunca olayın yaşanması, buna rağmen herhangi bir tedbir, önleyici önlem alınmaması gerçeği; sorumluların yaptıklarının yanına kar kalması durumu olayı daha da vahim bir hale getiriyor.
 
Bir öğretim yılı başından itibaren gelişen bu olaylar konusunda bir şekilde yetkililerin de bilgilendirilmesine rağmen sessiz kalınması gerçeği bir ülke gerçeği midir acaba?
Yani yandaş olma durumunun getirdiği bir korumacılık mı?
Bunların cevabını önümüzdeki günlerde bulacağız.
 
Gazetecilerin son derece önemsedikleri belki de temel aldıkları konulardan biri yazdıklarının dikkate alınmasıdır. Ne yazık ki ülkemizin sorumluluk dünyasının algısı bu konuda zaaflar ile dolu. Susmak, görmezden gelmek, temel davranış haline gelmiştir. Böylece sistem, kendi çarkını döndüren değirmene su taşıma yolunu seçmiştir.
 
Lapseki Hüseyin Akif Terzioğlu Anadolu Lisesindeki olaylar ile ilgili iddialar konusunda yazılanlar ile ilgili normal olarak yetkililerin bir açıklama yapması beklenir. Bakalım göreceğiz, ilgili müdürlük nasıl bir davranış içersinde olacaktır.
 
Yerel seçimler takvimi ve gereklilikleri
AKP, MHP’den gelen destek sinyallerini de göz önünde bulundurarak yerel seçimlerin erkene alınmasına yeşil ışık aktı. Matematik olarak mecliste MHP oyları ile bu değişikliği yapmaya muktedir hale gelen AKP hükümetinin bu iradesine bağlı olarak siyasi kulislerde 2013 yılının Ekim, Kasım ayları erken yerel seçim tarihi olarak dillendirilmeye başlandı.
 
Bu konudaki gelişme meclisin açıldığı ilk günlerde netlik kazanır.
Bu bakımdan yerel seçimlere 1 yıl kaldı demek çok yanlış olmayacaktır.
 
Zamanın bu denli kısalmış olduğu koşullarda zamanın iyi kullanılması başarı açısından şimdi çok daha önemli bir kriter haline geldi.
 
Ramazan ayı sonrasında siyasi partilerde bu konuda hareketlenmeler başlar. Bu konuda CHP’nin Çanakkale takvimi daha çok önem kazanmıştır. Çünkü diğer partilerden farklı olarak CHP, Belediye başkanlarının kendi partilerinden olduğu illerde bir seçim stratejisi belirlemişti.
 
Özellik ile mevcut başkanlarla mı, yoksa yeni adaylarla mı devam edilmesi gerektiğini belirleme konusunda bir çalışma başlatılmasının gerektiğinin altını çizerek; seçimlerden 1 yıl önce adaylarının belli olması temelinde bir yol haritası oluşturmuştu.
 
Genel Merkez tarafından belirlenen; mevcut başkanlar hakkında kamuoyu nabzının ölçülmesi için yapılacak kamuoyu araştırmaları konusu için ben henüz bir girişimde bulunulduğu duymadım.
Herhalde belirlenmiş bu stratejinin dışında bir uygulama yapılarak bu çalışma pas geçilmeyecektir.
Öte yandan mevcut başkan Gökhan’ın da artık tavrını belirlemesi zamanı gelmiştir.
 
Diğer partiler için bu konuda bir şey söylemiyorum.
Onların bu konudaki gelenekleri daha muhafazakar,adaylık konusundaki irade daha çok genel merkez tarafından kullanılmakta.
Onlar, aday belirleme sürecini en az hasarla atlatan bir yapısallık içersindeler.
 
Buradan şu yanlış sonuca ulaşmayalım; onların yöntemselliği daha uygundur şeklinde bir algı oluşmasın, tam tersi bu yöntem demokrasinin işleyişi ile çeliştiği için parti tabanını da tatmin etmediğinden dolayı kendilerine negatif etkiler olarak dönmektedir.
 
Yakınlaşan seçim zamanına bağlı olarak şu günlerde yapılacak en verimli iş; aday konusunda netliğin sağlanmasıdır. Bunu şimdiden bitiren parti, siyasal kampanyanın ısındığı zamanda bu sorun ve bunun etkileri ile uğraşmadan yarışa önde başlar diye düşünüyorum. Zaman çalışmaya başlamıştır, iyi kullanan avantaj sağlar.
Paylaş