Nalbant; “Yaşam alanlarımız yok olacak”
Orman özelliğini yitirmiş ve kamuoyunda 2-B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısını Ülkenin yaşam alanlarının yok olmasına doğru atılmış bir adım olarak değerlendirdiklerini ifade eden Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; “Bu alanların önemli bölümü yabancıların eline geçecek” dedi.
Türkiye`nin gündemini uzun süredir meşgul eden "2B Yasası" olarak adlandırılan, orman vasfını yitirmiş arazilerin satışına ilişkin kanun tasarısının, Meclis`te Orman ve Köyişleri Komisyonu`ndan geçmesi tepkileri de beraberinde getirdi. 2B kapsamında Türkiye de beş milyar metrekare pazarlanacağını bildiren Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; “ Başlangıçta masum gerekçeler orman içi köylüleri hatta orman kenarı köylüleri bu işten yararlanacak gibi düşünceler gündeme getirmiş olabilir. Ama asıl konu buradan beklenen 25 milyar dolar para var. Bu paradan birileri nemalanacak” dedi.
Nalbant şunları söyledi; “Tabi kolayca orman dışına çıkarılmış bu alanlar rant alanı olacak. Bundan da orman köylüleri çok yararlanamayacak. Çünkü onlarda bu kadar sermaye yok, kalmamış durumda. Köylü zaten çoktan tükenmiş durumda. Yabancılara bu ülkede mülk edinmenin yolları da açıldı. Eskiden yasal zorluklar vardı. Anayasa mahkemesi eskiden bu işe aleyhte karar verirken artık tasdik eder noktaya geldi. Hazır yabancılara da bu imkan sağlanmışken, umarız olmaz ama bu alanların önemli bir bölümü yabancıların eline geçecek diye düşünüyorum. Sadece bu beş milyar metrekare bir alanla da kalmayacak. Bir taraftan da ilimizde de yaşandığı gibi maden işletmeciliği nedeniyle ormanlar talan ediliyor. Yeni 2B alanları da açılmış olacak. Bu yol açıldı mı bu sefer maden işletilen alanlarda yeni 2B alanları olacak. Gelecekte rant aracı olarak görülebilecektir.
Bir başka tehlike daha var. Odunu, kerestesi, mantarı yararlandığımız kaynaklarımız hem de yaşam alanlarımız su kaynaklarımız bunlarda yok olacak. Endişeliyiz. Bu ülkenin hayrına olmayacak. Ülkenin yaşam alanlarının yok olmasına doğru atılmış bir adım olarak değerlendiriyoruz.”
