Küçük de, aynı kervanda…

Yaklaşan seçimler nedeniyle kamuoyunun dikkatlerinin en çok üzerinde olduğu parti HDP.
Demokrasi, emek, barış taraftarları AKP gericiliğine karşı yaratılacak kazanımlar açısından HDP’nin barajı aşması için seferber olurken, başta AKP olmak üzere gerici saflardaki birçok kesim de HDP’yi karalamak adına her türlü spekülasyona başvuruyor.
HDP’nin parti olarak seçimlere girip, barajı aşamaması üzerinden sürdürülen spekülasyonlar sürdürülmekte, ancak inandırıcılık noktasında hiçbir karşılık bulamamaktadır.
HDP demokrasi barış emek güçlerinin umudu olarak 12Eylül faşist darbesinin ürünü olan %10 barajını parçalayarak; yıllardır bu sayede oy hırsızlığı yapanların oyunlarını boşa çıkaracak, Türkiye’nin önünü açacaktır.

800
HDP’nin parti olarak seçime girerek barajı aşamayacağını söyleyip, bunun AKP ile işbirliği olduğunu savunanlara en sorumlu ağızdan gelen yanıt şöyledir.
HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP ile işbirliği yaptıkları yönünde yapılan eleştiriler karşısında "Hiç kimseyle seçim öncesi ucuz pazarlığımız yok, olmadı, olmayacak. Hele hele AKP gibi bir partiyle. Yarın buradan çıkıp Roboski`ye gideceğiz. Roboski`nin hesabını vermemiş bir partiyle oturup milletvekilliği pazarlığı yapıp, onlara milletvekilliği armağan edeceğimizi düşünenler kusura bakmasın alçaklık yapıyorlar. Tek kelimeyle alçaklık yapıyorlar" şeklinde bir değerlendirme yapmıştı.
Şimdi Ahmet Küçük milletvekili aday adaylığını açıkladığı konuşmasındaki aynı paralellikteki iddialarını ispatlamak zorundadır.
Bakın Ahmet Küçük nasıl bir değerlendirme yapmıştı :” Bu seçimlere girerken çok ilginç bir şey oldu. BDP, parti olarak seçimlere girme kararı aldı. 40 tane milletvekilini şuan çıkarıyorlar. Hatta akıllı davransalar 45 tane çıkarırlar. Barajı geçmeleri çok zor görünürken; neden hala deniyorlar?
Değerli arkadaşlar, bu benim görüşümdür.
Bunlar Oslo görüşmeleriyle başlayan süreçte iktidarla çeşitli platformlarda çeşitli görüşmeler yaptılar ve anlaştılar”
Demokrasi ve emek güçlerinin AKP gericiliğine karşı sürdürdüğü mücadelede ortaklık yaptıkları HDP için,  AKP ile anlaştığını söyleyen Ahmet Küçük acaba hangi konumlama içersinde olduğunun farkında mı?
Diğer bir konu seçimlere girecek partinin HDP olmasına rağmen, BDP olarak ifade etmesi; modası geçmiş algı yönlendirmesi taktiğinden başka bir şey değil.
Demokrasi ve emek güçlerinin AKP gericiliğine karşı HDP’ye destek verdiği onca sosyalist, sol kesimlerin iradesini yok sayarak, Ahmet Küçük’ ün  yapmış olduğu bu değerlendirme, demokrasi ve emek mücadelesine karşı bir saygısızlıktır.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bu şekilde konumlananları alçaklıkla suçlamıştır.
CHP milletvekili aday adayı böylesine hassas bir konuda aslı astarı olmayan suçlamalarla gündeme geleceğine, Çanakkale’de partisinin vermiş olduğu kararın parti üyeleri üzerindeki etkileriyle meşgul olup, bu konuda kafa yorarsa çok daha faydalı işler yapmış olur.
Küçük’ün “Gönül isterdi ki önseçim kararı çıksın. Ancak üyelerimiz tarafından seçilen delegeler de bütün üyelerin duyarlılıklarını taşıyarak oy kullanacaklarından hiçbir şüphem yoktur” şeklindeki yaklaşımı parti üyelerinin iradesini yok sayan kişiye özel uygulama ötesine geçmeyen delege bazlı seçime karşı olmak adına inandırıcı bir yaklaşım değildir.
Öncelikle parti örgütünün performansı, delege seçimlerinin gerçekleşme şekli itibarıyla delege sistemi ne yazık ki parti üyelerinin duyarlılıklarını yansıyacak yapıdan yoksundur.
Bu anlamıyla CHP Çanakkale’de, parti üyelerini seferber etme, onların iradelerinin yansıması noktasında gerekli adımları atmadığından ötürü, taraftarlarını 7 Haziran’da demokrasi ve özgürlükler konusunda farklı bir arayışa yöneltmiştir.
Hele milletvekili aday adayı olarak siz, HDP için bu şekilde karalamaları sürdürdüğünüz sürece bu arayış çok daha yoğunlaşacaktır.
Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum; bugüne kadar sürekli parti üyelerinin talebi ile aday olduğunuzu anlattınız.
En çok da buna üzülüyorum; artık bunu test etme imkânımız kalmamıştır.
29 Mart seçimlerinden sonra sakın ola delegelerle oldu, böyle oldu deyip işin içinden sıyrılmayın.
Bunca gelişmeden sonra sizin için durum artık ,  “ aşağıya tükürsem sakal, yukarıya tükürsem bıyık” misalidir.
Paylaş