Kılıçlar çekildi…

Kılıçların çekildiği bir ortamda dershane tartışmalarının altından bir bavul çıktı.
Bir bavulla vesayet rejimini kendi kontrolüne geçirenler bakalım bu bavuldan çıkanlar ile nasıl bir değişim yaşayacaklar.
Dershaneler üzerinden başlatılan tartışmanın eğitim sistemi ve kalitesi ile ilgili olmadığı ortaya çıktı.
AKP içindeki sorunlar artık gizlenemez bir nitelik kazandı.
Tek adam diktatörlüğünden rahatsız olan Fettullah Gülen hareketi tarafından kılıçlar çekildi.
Medya üzerinden sürdürülen bu çatışmada her gün yeni belgeler ile sürecin çirkinliğini, tarafların ilkesizliğini, istikrarsızlığını görmek fırsatı bulduğumuz gibi; bir kısım medyanın da ne kadar iğrençleştiğini kavrama fırsatı buluyoruz.

682
2004 yılındaki MGK kararlarının yer aldığı belge ile başlayan tartışmanın etkileri birinci elden  giderilmeye çalışılırken, ortaya başka gerçekler çıktı.
Altında Başbakan dahil AKP kurmaylarının imzasının olduğu MGK bildirisi; Fettullah Gülen cemaatinin örgütlenmelerine karşı bir eylem planı hazırlanarak hükümete tavsiye kararı olarak bildirilmesine hükmediyordu.
O dönem siyasi koşullarının getirdiği bir zorunlulukla başlayan savunma mekanizması iyi niyet gösterisi hamleleri olarak; Başbakanın “cemaatin mensupları, en ileri gelenleri bugüne kadar Tayyip Erdoğan’a ne getirdiler de Tayyip Erdoğan bunu geri gönderdi? Üniversitelerin hazırlanması, üniversitelerin verilmesi ile ilgili adımlardan tutunuz da birçok faaliyete yönelik yapabileceğimiz ne varsa bunları yaptık. Benden geri dönen hiçbir şey yoktur. Buna Rabbim şahittir” sözleriyle sürdü.
Başbakan, cevahiri kurtarma adına diğer taraftan baltayı da  taşa vurmuştu.
Tartışmanın bu yönü ne hikmetse es geçilmişti.
Halkların Demokratik Partisi(HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü’nün TBMM’ne sunduğu soru önergesi ile, tartışmaların özüne ilişkin gerçekçi  bir perspektif kamuoyunun gündemine taşındı.
Kürkçü soru önergesinde şu konuları gündeme taşıdı:
 1- Hükümetten ve Başbakandan doğrudan doğruya istemde bulunabilen “Cemaat” bir tüzel ya da özel kişilik midir? Kimler aracılığıyla temsil edilir? Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olduğundan bu yana kamu kaynaklarının ve kamu imkanlarının tahsisi için kendisine giden cemaat mensupları ve ileri gelenleri kimlerdir?
2- “Cemaat” adına Başbakan’dan bugüne kadar hangi taleplerde bulunulmuştur?
3- “Cemaat” mensupları ve ileri gelenleri Başbakan’a taleplerini hangi resmi/idari kanal üzerinden ve hangi resmi sıfatla sunmuşlardır?
4- AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un açıklamasında yer alan “cemaat mensubu kardeşlerimizin yapmış olduğu bütün çalışmaların önünü açmıştır” ifadesinde kastedilen “bütün çalışmalar” nelerdir?
5- Başbakandan kendi ifadesiyle  “dönen” hiçbir  “şey” olmadığına göre,  Sayın Tayyip Erdoğan Başbakan olduğundan bu yana kamu imkan ve kaynaklarıyla “cemaat”in talep ettiği hangi iş ve işlemler gerçekleştirilmiştir?
6- “Cemaat” dışında talepleri bu şekilde karşılanan başka kimler vardır? Anayasanın “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” hükmünü kayıt altına alan 10. Maddesi karşısında “cemaat”e tanınan ayrıcalıklar nasıl açıklanabilir?”
Sorulardan anlaşılacağı üzere mevcut ilişkinin derinliğiyle hükümetin cemaate karşı hizmette kusur etmeme konusunda özel bir çaba göstermesine rağmen, bugünkü tartışmanın boyutu ilişkilerde ciddi bir kırılmanın yaşandığını göstermektedir.
Fettullah Gülen Cemaati hükümet cephesinin yaklaşımını açıkladığı belgelerle samimiyetsizlik olarak nitelerken hükümet cephesinden kaçamak açıklamalar yapılmaktadır.
“Yok hükmündedir, o günün koşullarının getirmiş olduğu gelişmelerdir” derken belgeler olayları günümüze kadar getirmektedir.
Bu gelişmeler, içinde bulunan siyasal koşullara ilişkin farklı yaklaşımların ve düşüncelerin AKP içinde varlık göstermesinin sonucu olarak artçı sarsıntıları artarak sürecektir.
Yaşanan bu tartışmanın dershane gerçeğiyle hiçbir ilgisi olmadığını bir kez daha ifade edelim.
Dershane tartışması üzerinden gerçeklerin örtülmesine izin vermeyelim.
Bu sorun AKP içindeki yeni çatışmaların ortaya çıkmasının sonucudur.
Bunun kaynaklandığı nokta, gerek ülke içindeki gerekse uluslararası ilişkilerdeki AKP politikalarının gün geçtikçe daha çok tek adamcılık formatında gelişmesi, Tayyip Erdoğan inisiyatifinin her alanda kendi damgasını vurduğu, özellikle farklı düşüncelerin yok sayılması sürecinin sonuçlarıdır.
Bu çatışma AKP içinde nasıl bir hasar yaracaktır,nasıl bir dönüşüm sağlayacaktır, gelişmeleri izleyeceğiz…
Paylaş