İddiaların ardı arkası kesilmiyor

“Bu bir ceza mı ?” başlığı ile duyurduğumuz Çanakkale`de il genelinin bütün yangınlarına daha etkin ve hızlı bir biçimde müdahale etme amacıyla projelendirilen Dardanos`taki Orman İşletme Şefliği arazisi içinde bulunan Yangın Harekat Merkezi`nin, kaderiyle başbaşa bırakılması haberimiz ile ilgili olarak başta CHP’li milletvekillerinin “AKP iktidarı döneminde Çanakkale cezalandırılmıştır” tepkileri sonrasında Çanakkale’de Orman Bölge Müdürlüğü’nün kapatılması sonrasında yaşananlara ilişkin birbiri ardına çeşitli iddialar gündemden düşmedi.

947
 
Dardanos’taki merkez gibi tüm Türkiye’de 3 merkezin planlandığı, her nedense bu merkezin yapılmasının daha ihale aşamasında Balıkesir Bölge Müdürlüğü tarafından engellenmeye çalışıldığı iddia edildi. Engelleme çalışmalarının inşaatı yıktırma çabalarına kadar götürüldüğü belirtilen yangın hareket merkezi ile ilgili gündeme taşınan iddialar şöyle: “2012 Yılında inşaata ait mefruşat için 350.000 Tl olduğu halde inşaatı bitirmemeye kararlı bazı kesimler tarafından bu para kullandırılmamıştır. Oysa yerel firmalardan teklifler alınmış, yaklaşık maliyetler hesap edilmiş, iç mimarlarca projeler çizilmiş ve ihale edilmeye hazır bir program yapılmış, 18 Mart tarihine dek de bina tam faaliyette kullanıma girecek ve açılışı yapılacak derecede planlanmıştır. Gelinen nokta da 18 Mart 2013 de açılabilecek olan bina halen faaliyette değil” Çanakkale Bölge Müdürlüğü’nün kapatılması sonrasında oluşturulan idari organizasyon kapsamında bir çok usulsüzlüklerin oluşturulduğu belirtililerek; son olarak işçi alımlarında usulsüzlüklerin yapıldığı Bölge Müdürü’nün bu konuda müfettiş soruşturmasına uğradığı ve sonuçta bir şekilde üstününün örtüldüğü iddia edildi. Çanakkale’de işletme düzeyinde kalan birime Balıkesir Bölge Müdürlüğü tarafından eşit davranılmadığı iddia edilerek “Gelen imkanların çok az bir kısmı Çanakkale İşletmelerine verilmiştir. Yangın gözetleme için gelen dürbünler bile dağıtılırken hiç kulesi olmayan Balıkesir işletmesine 5 adet verildiği halde 12 kulesi olan Çanakkale İşletmesine hiç verilmediği” belirtildi. Çanakkale Orman  Bölge Müdürlüğünün kapatılması sonrasında yaşanılanlara ilişkin diğer iddialar ise şu şekilde aktarıldı: “Yetkiler kısıtlandı araba parkı küçültüldü. Yeni Bölge Müdürlüklerine araçların bir kısmı gönderildi.Mühendislerin bir takım hakları ve harcırah gibi alacaklarının tahsili zorlaştı. Bakan tarafından vatandaşların tüm iş ve işlemleri yerinden yani Çanakkale’den yürütülecek sözü verilmesine karşın,bu da böyle olmadı. Scannerlar alınarak taleplerin Balıkesir’e iletilmesine çalışıldı ama 2-3 klasörü scan edip göndermek mümkün olmadı.Dolayısıyla ormanla işi olan orman köylüsü de mağdur oldu.Balıkesir Çanakkale’ye 3,5 saat uzaklıkta ve Özellikle en uzak İşletme Müdürlüğü de Çanakkale İşletme Müdürlüğü,Çanakkale İşletme Müdürlüğünün ise iki ucu arası neredeyse 2,5 saat .Bu şartlarda Balıkesir tarafından yangının yönetilmesi mümkün değil.Bölge Müdürü ve diğer personel yangına hareket etse örneğin yangında Keşan sınırında olsa ulaşım 5 saat.Birde dozer istense artık ertesi sabaha dozer ancak yetişir.Evet Çanakkale’de yetişmiş bir yangın ekibi mevcut ve araç gereç ve ekipman açısından 10 yıl öncesine göre çok kuvvetli . Ancak her 10 yılda bir çıkan ( İstatiksel olarak) büyük orman yangınında dış destek çok önemli.Bu şartlarda ancak ve ancak yangın kendi kaderine terk edilebilir.Bunun birde Gökçeada’sı var.Eskiden Çanakkale’den direk olarak istenebilen büyük uçak ve diğer bölgelerdeki helikopterler artık Balıkesir üzerinden istenmektedir. Saniyenin önem taşıdığı orman yangınlarında lüzumsuz bir iletişim ile yangınların büyüme tehlikesi artmıştır. Birde medyatik, ancak zihni sinir yangın söndürme projeleri var.. 4x4 atv lerle Çanakkale’de yangın sönmez. Ancak ocaklara ateş düşer.Alınan  4x4 ler için personelinizi eğitmemişsiniz, aracı altına çekmişsiniz.Ehliyeti yok. Bir de üzerine motopomp ve su tankı koyarak yükü hareketlendirmişsiniz ve ağırlık noktasını değiştirmişsiniz ve bu aracı yangın gibi telaşının bol olduğu bir alana süreceksiniz. O şöför o aracın devrilmesi ile ölür ocağına da ateş düşer. Bundan daha tehlikelisi motosikletlere su tankı takılması hadisesidir. Arkasında su tankı bulunan bir motosikletin tecrübesiz bir sürücü tarafından yokuş yukarı yangına çıktığını düşünebiliyor musunuz?”
Paylaş