Gözünüz nereye bakıyor?...

“Yakıştı mı?” başlıklı haberimiz ile kamuoyuna aktardığımız, kamuoyunun bu nasıl üniversite dediği, çevreye verilen tahribata tepki gösterdiği haberimiz karşısında ÇOMÜ yandaşı medya, çevreye verilen zararı aklamak ve çarpıtmak için harekete geçti.

765
 
Yok denilen ağaçların mezar yeri burası
 
 
Yok denilen ağaçlar...
 
 
Binlerce metreküp hafriyatın döküldüğü alan...
 
Bu çarpıtma ve reddetme çabalarına karşı haberde kullandığımız fotoğraflar her şeyi çok net bir şekilde göstermesine rağmen biz iyiniyet ile bir kez daha kendilerine yapmış oldukları bu çarpıtma ve tahribatı tekrar bir hatırlatalım istedik. Olur da yanlış yapmışız, şık olmamış derler belki!
 
Haberin fotolarının iki farklı açıdan olduğu konusundaki tesbit, iddia edildiği gibi hafriyatın boş alanda olduğunu değil, bizzat boş alandan itibaren deniz kıyısı yönünde vadiye doğru yayıldığını göstermektedir. Fotoğraflarda alanın eski ve yeni halini bir kez daha dikkatlerinize sunarız. Hafriyat öncesi ve sonrasını izlerseniz doğaya verilen tahribatı çok net olarak görebilirsiniz.
 
ÇOMÜ yandaşı internet sitesi haberimiz ile ilgili şunları yazdı:” Haberin resminde ise iki farklı açı ve noktadan çekilen resimler kullanıldığı barizdi. Ancak buna rağmen bile hafriyat toprağı dökülen bölgenin daha önce boş yol kenarı olduğu görülüyordu. Oysa gazete haberi öyle bir vermişti ki kocaman bir alanda tüm doğal yaşam yok edilmiş her taraf toprak içinde kalmış gibi bir anlatım vardı.
 
O bölgenin yıllardır tamamen bomboş olduğu eski rektör Akdemir döneminde de bu bölgeye hafriyat toprağı konulduğu herkesçe biliniyor”
 
Ayrıca eski rektörün uygulamalarını kendisine kalkan yapan bu zihniyete şunu sormak lazım: "Akdemir; size atın kendinizi denize dese atar mısınız?" Bir üniversite nasıl olur da hafriyat toprağını kafası istediği gibi istediği yere atabilir ya da buna izin verir? Bu mantık ile o zaman herkes isteği hafriyat atığını boş bulduğu bir yere atsın. Kaldı kı bu konuda belirlenmiş bir prosedür var. İşte üniversite olarak topluma verilen mesaj bu iken; şimdi bin bir türlü demagoji ile yapılan yanlışı savunmaya kalkanlar bu tetikçilikleri ile kamuoyu gözünde bir kez daha teşhir olduklarını artık anlamalıdırlar. Argo sözcükler ile, yuh gibi kelimeler kullanarak hiç olmaz ise medya etiğine zarar vermeyin. Çünkü çabalarınız nafile...
 
Gelelim asparagas karalamanıza
Biraz vicdanınız var ise, fotoğraflar ile tespit edilmiş hafriyat atıklarının açıkça doğal bir ortama boşaltılması karşısında nasıl olur da bu haberi “asparagas” olarak yorumlayabilirsiniz? Asparagas nedir, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermektir.
 
Bu hafriyat atıkları o doğal ortama dökülmemiş midir? Biz mi uydurduk? Bu nasıl mantık? Tetikçiliğin bu kadarına pes doğrusu.
 
Gelelim, Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne
Büyük Çaplı İnşaat/Yıkıntı Atıklarının Toplanması ve Taşınması
Madde 16 - 2 (iki) tondan fazla atık oluşumuna neden olacak büyük çaplı tamirat ve tadilat işlemleri ile inşaat ve yıkım işlemlerinde faaliyet sahibi mücavir alan sınırları içinde ilgili belediyeye, büyükşehirlerde ise ilgili ilçe belediyesine, mücavir alan sınırları dışında ise mahallin en büyük mülki amirine başvurarak izin almak zorundadır. Bununla ilgili işlemler 23 üncü maddede belirtilen esaslara göre yapılır. Bu izin belgesinde, yapılacak tadilat/tamirat/inşaat/yıkımın türü ile oluşacak tahmini atık miktarı belirtilir. Faaliyet sahibi veya tadilat/tamirat/inşaat/yıkımı yapacak firma, ilgili belediyeye/mülki amire veya bu mercilerden atıkları toplamak ve taşımak amacıyla izin almış/yetkilendirilmiş firmalara başvurarak faaliyetin yapılacağı yere geçici biriktirme konteynerinin yerleştirilmesini temin eder. Bu konteyner yerleştirilmeden tadilat/tamirat/inşaat/yıkım işlemlerine başlanılmaz.
 
Bu yönetmeliğin ne kadarı yerine getirilmiştir, bu da ayrı bir sorun.
 
HABER MERKEZİ
Paylaş