Çuvaldızı kendine batırabilmek!

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Çanakkale’de de CHP il örgütü ,“Adaletin Kara günü” eylemi kapsamında adliye önüne siyah çelenk bırakarak 17-24aralık yolsuzluk operasyonlarının, siyasallaşmış yargı aracılığıyla üzerinin örtülmesini kınadı.
Bu son derece yerinde bir protestodur.
Yalnız böylesi protestolar ‘yasak savma’ niteliğinde, sadece genel merkez talimatını yerine getirmekten öteye geçmez ise; bu protestoların siyasal hedefler noktasında hiç bir kıymeti harbiyesi olmaz.

551
Çanakkale il örgütünün “Adaletin kara günü” protestosu böylesi bir etkinlikten öteye gidememiştir.
İlçe örgütlerinin de çağrılı olduğu bu etkinlik için katılım son derece yetersiz olmuştur.
Genel merkez tarafından bu eylemin gerçekleştirilmesine Cumartesi günü karar verilmesine rağmen pazartesi günü ilçelerden gelenleri ayrı tutarsak merkezden katılım son derce zayıf kalmıştır.
Yine etkinlik ile ilgili hiçbir detay planlanmadığından dolayı, bu etkinliğin kamuoyunda oluşturduğu hiçbir yankı olmamıştır.
Siyah çelengin arkasında yürüyen CHP’nin tanınan yüzleri de olmasa bu eylemin kimin tarafından yapıldığını bile anlamak mümkün değildir.
Kimin tarafından yapıldığını geçtik, bu eylemin ne için yapıldığı vatandaşlar tarafından tamamen bir muamma olarak kalmıştır.
Yürüyüş kortejinde ne bir pankart, ne bir döviz, ne de atılan bir slogan olmadığı için vatandaş meraklı bakışlar arasında seyrederek yetinmiştir.
Bu arada vatandaşların, yürüyüş kortejindeki insanlara bu eylemin ne için yapıldığını sormaları bu ihtiyacı net bir şekilde ortaya koymuştur.
Yine adliye önünde yapılan konuşmayı İl başkanının çevresindeki grup dışında kimse, eyleme katılanların büyük bir çoğunluğu dahi duyamamışlardır.
Bir ses düzeninin bile kurulamış olması bu konudaki ilginin hangi düzeyde olduğunun göstergesidir.
İl örgütünün desteklediği bir adayın  tanıtım etkinliği olsa idi; her şey  en ince ayrıntısına kadar yerine getirildi
Böylesi teknik sorunları bir yana koyarak, işin özüne geçelim.
Çanakkale CHP İl Örgütü her geçen gün siyasi niteliğini unutan bir örgüt olarak vatandaşlar ve kendi üyeleri üzerindeki etkilerini yitirmektedir.
Önümüzde çok kısa bir süre sonra genel seçimler var.
Siyasi partilerin başarısı kendi taraftarlarının en etkin şekilde siyasal faaliyetin içersinde alacakları rol ile doğru orantılıdır.
Bunu sağlayacak olan da örgütlerdir.
Üyelerini aktif bir şekilde siyasal hedefler ile seferber  etmeyen örgütler önderlik fonksiyonlarını yerine getiremezler.
Böylesi etkinlikleri üyelerinin ve taraftarlarının siyasi mücadeleye katılımları onların bilinçlerinin ve duyarlılıklarının geliştirilmesi için kullanmayan örgütler ne iş yaparlar derseniz, bunun cevabını ben bilemem.
Ancak böylesi örgütlerin siyasi örgütler olamayacaklarını söyleyebilirim.
Bugüne kadar bu konu Çanakkale CHP örgütü bazında birçok kez tartışıldı.
Bundan sonrasında bunları  dile getirmenin bir anlamı yok,İl örgütü kararını vermiş, ben böyleyim diyor;eleştiri ve önerilerin de ayrıca bir anlamı yok onlar için.
Bundan sonra sözüm, CHP taraftarlarına ve üyelerine olacak.
Ülkemiz her geçen gün felakete doğru hızla yol alıyor; bir yandan savaş riski ile geleceğimiz ciddi bir tehlike altında iken diğer yandan bir avuç sermayenin kazanması için her türlü değer yağmalanıyor, işçiler emekçiler, emekliler gençler, köylüler ,kadınlar azgın sömürü koşulları altında insanca yaşam koşullarından mahrum bir şekilde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyorlar.
Kapitalist sistemin doğal bir sonucu olarak;  birileri zenginliklerine zenginlik katarken halkın büyük çoğunluğu her geçen gün fakirleşmekte, asgari ihtiyaçlarını bile arşılayamamaktadırlar.
Bu çelişki daha da derinleşerek sürecektir.
Mevcut siyasal iradenin bu konuda bir çözüm üretemeyeceği artık çok açıktır.
Onlar yolsuzluklarla, rüşvetlerle kendi düzenlerini sürdürmek, yaratmış oldukları yandaşlarına yeni çıkar alanları yaratmak ile meşgul iken, insanca yaşam koşulları için verilecek mücadele bizlerin sorumluluğu olmalıdır.
CHP Çanakkale il yöneticileri, bu görevlerini unutsa da; bizler unutmamalıyız
Barış için, demokrasi özgürlükler, insanca bir yaşam için verilen mücadele alanlarında olup,
parti örgütlerini de bu mücadele için zorlamalıyız.
Önümüzdeki seçimlerde sizlerin karşısına çıkıp oy isteyecek adayları bu gözle değerlendiriniz.
Geçmişte verdiğiniz oylara sahip çıkıp, seçtiklerinizi sorgulayınız.
Ülkemiz var olma ile yok olma arasındaki uçurumda adeta bıçak sırtındadır.
 Gericiliğe, sömürüye, savaşa karşı mücadeleyi büyütmekten başka bir alternatif kalmamıştır.
 
Paylaş