Başkan Gökhan; Kimseden ses çıkmıyor

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Troia Festivali`ni değerlendirdiği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Kazdağları`ndaki altın madeni çalışmalarının Birleşmiş Milletlere ve Avrupa Parlamentosu`na da bildirileceğini ifade eden Başkan Gökhan, “Bu konuda biz gerekli belge ve bilgiyi de vereceğiz. Konuya uluslararası dikkati de çekmek lazım” dedi.

650
 
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, dün Yelken Kulüp`te düzenlediği basın toplantısında Troia Festivali`nin 50`nci yılını değerlendirdi. “Çanakkale, dünyanın en güzel köşelerinden biridir, o nedenle şanslıyız” diye sözlerine başlayan Başkan Gökhan, bu yılki festivalin sloganının ise “Şansımı seviyorum” olduğunu hatırlattı. “Bu festival 50 yıldır yapılıyor. Bu süreç içinde, bu yıl yapılan festival 50`inci yıl olması sebebiyle diğerlerinden biraz daha farklı olsun istedik” diyen Başkan Gökhan, “Hem etkinlikler açısından hem de halkın katılımı açısından çok önemli bazı kararlar aldık ve bunları uygulamaya çalıştık. Çanakkale Belediyesi ekibi, aşağı-yukarı bir yıldır bu etkinliği organize etmeye çalıştılar. Bu sene geldiğimiz noktada bütçemizi ona göre ayarladık. Hatta belediye meclisimizden bu konuda önemli bir kaynak aktardık. Sonuç itibariyle baktığımızda Çanakkale`de hem sanatçı nitelikleri hem de katıım itibariyle daha geniş alanlarda festivalin hissedilmesi noktasında farklı bir festival geçirdiğimizi düşünüyorum. Çeşitli konserler, tiyatrolar, halk dansları toplulukları, çocuklar ile ilgili etkinlikler yapıldı. Tabi bu etkinlikler olurken esas olan vurgulamak istediğim nokta şu; Çanakkale halkı bu festivali yaşadı. Önemli olan buydu. Birçok sanatçı var, farklı sanatçılar da olabilirdi. Ama burada kent halkının bu festivali yaşamış olmasıydı. Nitekim polis kayıtlarına göre bir gecede 50 bin kişinin sokaklarda olduğu söyleniyor. Bu nüfusumuzun yarısına tekabül eden bir rakam, çok önemli bir rakam. Çanakkale halkı, 5 gün boyunca her akşam sokaklarda, etkinlik alanlarında birlikte oldu. Herkes kendisi gibi daha büyük kitlelelerin aynı zevki paylaştıklarını gördü, moral buldu. Bu kentte yaşama sevincini tattı. Sonuç itibariyle Çanakkale`de bir hafta boyunca mutlu bir halk kitlesi oluştu. Bir kentte yaşama sevinci ve bunu paylaşma mutluluğu çok önemlidir. Nitekim bu yılkı festivalimizde `Şansımız seviyorum` sloganımız da vardı. Dolayısıyla festivalin halk üzerindeki yansımalarının olumlu geçtiğini söyleyebiliriz. Tabi başka bir boyutu daha var. Esnafımızın yüzü güldü. Mutluluğu yaşayan insanlar, yazın da etkisiyle kent meydanınında daha uzun süre kalıyorlar. İnsanlar sokaklarda, kafelerde, restoranlarda zaman geçirdi. Esnafın da burada kazanç elde etmesi son derece önemli” şeklinde konuştu.
 
 
“Çanakkale halkının servetini kullanıyoruz”
“Festivalin değerlendirmesini daha fazla yapmama gerek yok, bunu herkes yaşadı” diyen Başkan Gökhan, tüm masrafların Çanakkale halkından toplanan vergilerden harcandığını ifade etti. Gökhan, “Çanakkale Belediyesi yerel yönetim hizmetleri açısından yüksek bir performans göstermektedir. Bütçesiyle, yatırımları ile çok ciddi işler yapmakta. Biliyorsunuz Çanakkale Belediyesi, performans kriterleri açısından başarılı bir belediye. Bütçesinin büyük bir bölümünü yatırım harcamalarına ayırıyor. Yani, personel harcamalarına boğulmamış, cari harcamalar içerisinde kaybolmamış, işçisine maaş, ikramiye borcu olan, kamuya borcu olan bir belediye değil. Tam tersine görevlerini, zamanında yerine getiren, aynı zamanda yatırım yapan, aynı zamanda araç gereç alan, aynı zamanda gayrimenkullerini artıran, tasarruf eden bir belediye. Gördüğünüz bütün bu yatırım ve etkinliklerin dışında da Çanakkale Belediyesi, kaynaklarını artırabilen ve bunu her zaman hazır tutabilen bir belediye. Bu kaynaklar, Çanakkale halkının katkıları ile oluyor. Burada bir bütçemiz varsa, bunu harcayabiliyorsak, bunları iyi yönetebiliyorsak ve yatırımların dışında kalan noktalarda paramızı da artırabiliyorsak, bu Çanakkale halkına ait bir paradır, ona ait bir servet birikimidir. Almış olduğumuz su paraları, vergiler, harçlar, katılım payları gibi kaynaklarla yapıyoruz bütün bunları. Biz Ankara`dan gelen paranın çok daha üzerinde bir kaynak yaratıyoruz. Onun için bu yıl festivalde Homeros Ödülünü, Çanakkale halkına verdik. Çünkü 50 yıl boyunca bu festivali sürdürebilen, buna kaynak aktarabilen ve bunu paylaşan Çanakkale halkının bu ödülü hak ettiğini biliyoruz” dedi.
 
Festivalin maaliyeti; kişi başı 12 lira
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, festival maaliyeti spekülasyonlarına da cevap verdiği açıklamasında “Biz hiç bir zaman, (Bizim kaynağımız yok, Ankara`dan para gelmiyor) gibi bir zerzenişte bulunmadık. Gözyaşı falan dökmedik. Biz çünkü sürekli yatırım yapan, bütçesini doğru ve yerinde kullanan bir yerel yönetimiz” dedi. “Herşeyin olumlu olduğu, kaynakların yerinde kullanıldığı bir kentte, kent insanının 5 gün boyunca dört dörtlük bir festival yaşaması hakkıdır diye düşünüyorum” diyen Başkan Gökhan Gökhan, “Bütün bu etkinliklerde, genel toplamdaki harcama 1 milyon 300 bin liradır. Şöyle bir hesap yapıyorum. Harcanan para 1 milyon 300 bin lira, bu kentte 111 bin kişi yaşıyor. Bu aşağı-yukarı kişi başı 12 liraya geliyor. Yani kişi başı 12 liraya, Sezen Aksu`yu izledik, Kerem Görsev`i izledik, Anadolu Ateşi`ni izledik, Volkan Konak`ı izledik, tiyatroları, halk danslarını izledik. Herhalde Çanakkale halkı bu hakkını helal ediyordur. Geçen gün Sezen Aksu konseri vardı yine, biletleri 250 liraydı. Sadece Sezen Aksu değil festivaldeki tüm sanatçılarla birlikte kişi başı, 11 lira 70 kuruş. Bu bir festival, bir konser değil. Bunu karıştırmamak lazım. (Bu stadyumda yapılsaydı) deniyor. Statta yapılırsa bunun adına konser denir, ama biz festival yaptık. Festivalde amaç, insanlar bir araya gelmesi, omuz omuza, kol kola coşkuyla, dağıldıktan sonra hep birlikte Kordonboyu`nda yürümesiydi. Dolasıyla `artık, Cumhuriyet Meydanı`na sığmıyoruz` eleştirisine katılıyorum, doğrudur. Ona bir itirazım yok, ama bunun çözümü stadyum değil, en kısa sürede örneğin Hamidiye Tabyaları`nın halka açılarak oranın bir etkinlik alanı haline getirilmesidir. Coşku bu şekilde olur, oturarak olmaz. Ben bu noktada halkımızın çok önemli bir bölümünün bu etkinliklerden memnun olduğunu varsayıyorum. Çanakkale halkının mutlu olmasından dolayı ben de mutlu oldum. Umarım önümüzdeki yıllarda daha farklı, daha özgün festivaller yapılabilir. Artık bu seviyenin üstüne çıkmak lazım. Biz mi oluruz, başkası mı olur bilemem ama, Çanakkale halkı bu festivalin üzerinde bir festivali talep edecektir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 
“Başarılı bir belediyeyiz”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, gazetecilerin sorusu üzerine açıklama yaparak peformans kriterleri ve bu kriterlerin aday belirleme yöntemi olarak kullanılıp, kullanılmayacağı konusunda da açıklama yaptı. “Performans kriterleri konusunuda Türkiye çapında içişleri bakanlığı değerlendiriyor olmalı” diyen Başkan Gökhan, “Çünkü, tüm belediyelerin faaliyet raporları, içişleri bakanlığına gidiyor. Onlar bu değerlendirmeleri yapıyorlar. Partiler de oradan bunları alıyorlar. Ben çok iyi biliyorum ki, Cumhuriyet Halk Partisi, oradan aldı. Çünkü, genel merkez mevcut CHP`li belediyeler açısından performans değerlerini bizlerle paylaştı. Çanakkale Belediyesi CHP`li belediyeler arasında ikinci sırada. Performans kriterlerinin iki önemli ayağı var. Birisi yatırım harcamalarının bütçedeki payı, toplam gelirler içindeki öz kaynakların oranı. Her ikisinde de ikinci sıradayız, birinci sırada Muğla. Aday belirlemede de bu kriterler olacak. Çünkü bir kitapçık var partimizin yayınladığı, 2014 yerel seçim stratejisiyle ilgili, orada da bahsediyor” dedi.
 
Soydan`ın açıklamalarına cevap vermedi
Bir gazetecinin “Benim Belediye Başkanım İsmail Özay`dır” diyen CHP`li vekil Serdar Soydan`ın açıklamalarını hatırlattığı Başkan Gökhan, “Takdir sayın milletvekilime ait. Ona benim söyleyecek birşeyim yok. Öyle arzu etmiştir ve söylemiştir. Takdir kendilerine ait. Benim yorumlama yetkim ve hakkım yok. Partimizin kitapçığında adayın nasıl belirleneceği konusunda nelere dikkat edileceği noktasında maddeler var. Aday belirleme konusunda henüz bir netlik yok. Ama 2014 yerel seçimleri ile ilgili mevcut belediye başkanları ve nüfusu 100 bini geçen belediyelerin baz alındığı kitapçıkta iki kıstas dikkat çekiyor. Bunun biri performanslar, bir diğeri de kamuoyu araştırmaları. Bunun dışında, bunlar varken hangi yöntemlere başvurulacaktır, tüm üyelerle ön seçim mi olacaktır, eğilim yoklaması mı olacaktır, resmi ön seçim mi olacaktır, o konuda bir bilgi yok. Muhtemelen Eylül`ün 8`indeki parti meclisi toplantısında iki kötü netleşecektir. Benim bildiğim olay bu. Onun için bekleyeceğiz, göreceğiz. Elbette ki genel merkezin kararı esastır” dedi. Soydan`ın sözlerinin parti suçu olup olmadığı yönündeki soruya ise Başkan Gökhan, “Ancak sayın milletvekilimizin sözleri ile ilgili yorum yapmak istemem. Bunlara benim yorum yapmam doğru değil. Ben bir belediye başkanıyım. Benim önümde 7 aylık bir süreç var. Ben Çanakkale halkına karşı olan görevlerimi yapmak zorundayım. Parti içi veya partiler arası siyasi çekişmenin içine girersem, Çanakkale halkı, tarafından pek hoş karşılanmaz. Yatırımları etkiler, personeli etkiler. Biz aday adayı olarak müracat ettik, benim için orada bitti. Bunun sonunda hangi yöntem ile nasıl, kimin tarafından ne yapılacağı benim dışımdadır. Ben parti yöneticisi değilim, belediye başkanıyım. Zaten ben aday adayı olduysam, yöntemi ne olursa olsun, aday belirleme yöntemini kabul etmiş sayılırım. O yöntemler konusunda yetkili olmadığım için bir şey söylemek istemiyorum. Sayın milletvekilinin sözleri ve davranışı ile ilgili takdir kamuoyunundur. Sonuçta orada tek ben yokum, bir başka aday adayı arkadaşımız daha var. Sayın Cem Belli de var. Onun da hak ve hukukunun korunması gerekir. Onun için ben şuanda adaylık konusunda yorum yapma durumunda değilim” dedi.
 
“Ne TSO`dan, ne ÇOMÜ`den, ne borsadan”
Çanakkale, kent vizyonu olarak belirlenen, “tarım, turizm, eğitim ve kültür şehri olma” özelliklerinin altın madeni ve termik santral yatırımları ile çelişki içinde olup olmadığı yönündeki soruya “Bu çok ciddi bir çelişkidir” diyen Başkan Gökhan, “Turizm dediğimiz noktada temel turizm varlığımız Kazdağları. Burada siyanürle altın işletmesine karşı verdiğimiz mücadelemizin temel dayanağı bu. Sadece turizm değil tabi, tarım da bunun içinde. Ama bu konuda ilgili hiç kimse, resmi kurumlardan, bizim dışımızda hiç kimse, açık ve net tavır almıyor. Ne resmi kurumlar, ne Ticaret ve Sanayi Odası, ne üniversite, ne Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekilleri, hiç kimse tavır almıyor. Böyle bir şey yokmuş diye bakıyorlar. Bunun nedenlerini de anlayabiliyorum. Çünkü altıncıya dokunmak yukarıya dokunmak demektir. Ona kimse cesaret edemiyor. Yukarıdan kasıt, Ankara`dır, iktidardır, bürokrasidir. Bu konuyu sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ettik, dikkat çektik. Fakat bugüne kadar bu konuda hiçbir gelişme olmadı. Hatta insanları alıp oraya buraya ziyarete de götürdüler. Hatta altıncıların uçaklarıyla bakanlar geldi, Ticaret Odası`nın odalarında ikili görüşmeler de yapıldı. Bunun bir biçimde mücadelesinin daha yüksek bir perdeden sürdürülmesi gerekiyor diye düşünüyorum” dedi.
 
“Kazdağları Avrupa`ya taşınıyor”
“Kazdağları, bir doğal mirastır. İnsanlık mirasıdır, bunu da gözardı etmemek lazım” diyen Başkan Gökhan, bu konudaki gelişmelerin Birleşmiş Milletler`e ve Avrupa Parlamentosu`na taşınacağını ifade etti. Gökhan, “Birleşmiş Milletlere de yazacağız. Birleşmiş Milletler özellikle UNESCO ile doğal varlıkları koruma anlamında çalışma yapıyor. Kazdağları özelliği olan bir dağ, flora ve faunası noktasında özellikleri olan bir dağ. Bu konuda detaylı bir rapor yazıp, buradaki gelişmeleri de anlatıp, BM`nin ilgili birimine göndermek istiyorum. Yine Avrupa Parlamentosu`nda Yeşiller tarafından gündeme getirilmesi için belge ve bilgi de vereceğiz. Konuya uluslararası dikkati de çekmek lazım. Ancak maalesef bu konuda bir sessizlik var, hem termik için hem altın madeni için. Dün termik kurulması mücadele edenler, bugün başka termik olmasın diye çevreci kesiliyorlar, baskılar yapıyorlar, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Yani komedi üzerine komedi. Bunu köyün delisi gibi sırf biz dillendiriyoruz. Resmi olarak, STK`ları bunun dışında tutuyorum. Özellikle Çevre Platformu`ndaki arkadaşlar, üzerlerine düşeni yapıyorlar. Borsadan da ses çıkmıyor, hiçbir yerden ses çıkmıyor” dedi.
 
“TSO`dan farklı sesler çıkıyor”
resmi kurumlardan ses çıkmadığına ısrarla vurgu yapan Başkan Gökhan, Yat Limanı konusunda yine ÇTSO`yu eleştirdi. Başkan Gökhan, “Ticaret ve Sanayi Odası`ndan farklı sesler çıkıyor. Yine geçen gün sayın vali ile bir toplantı sırasında sayın başkan, daha önce cevabını vermiş olduğumuz, belgelerle ortaya koyduğumuz bazı konularda, yine eski tezlerini savunmuş. Ben de sayın Vali`ye gidip bir dosya ile arz ettim. Dedim ki; `durum öyle değil, böyledir` oturdum anlattım. Hatta önümde bir metin var, `Çanakkale`ye yat limanı kazandırmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk. Yüce rabbim katında bunu vazife bildik` diye. Yüce rabbim, kime Amerika`da hastane tarif ediyor. Bazılarına da bunu tarif etmiş herhalde, yat limanını. Bunlar yanıltıcı bilgiler. `Belediyenin stratejik planında Barbaros Mahallesi`nde yer almasına rağmen bugüne kadar hiçbir şey yapılmayan bu konuda biz Çanakkale halkının, Barbaros Mahallesi sakinlerinin büyük desteğini gördük` diyor. Yani Çanakkale`ye yat limanı yapılınca sadece Barbaros Mahallesi yararlanacak gibi bir anlayış, nasıl bir anlayışsa? `Ancak yöneticilerimize ve konseylerine`, sanki Kent Konseyi benim konseyimmiş gibi, `Çanakkale`nin deniz kıyısında olduğunu anlatamadık` diyor. `Kıyı haritaları yokmuş, bizzat yaptırdık, iki buçuk ay imzalanmasını bekledik` küllüm yanlış. Neresinden baksanız, yanlış. Daha önce 50 kere söyledim. Çanakkale Belediye- Başkanlığı olarak benim stratejik planımda ve vaadler kitapçığımda yer alan bu sahilde bir yat limanı olabilir mi? Hatta balıkçı barınağı ile beraber, sadece yat limanı da değil. Bu konuda Mart 2009`de seçildim, 2009`un hemen aralık ayında hazırlayıp Ulaştırma Bakanlığı Limanlar ve Hava Meydanları Genel Müdürlüğü`ne bunun yapılması için eski Tekel Şarap Fabrikası ve Akfa Fabrikası`nın kıyı kesiminde bir yat limanı ve balıkçı barınağının yapılması konusunda gerekli incelemenin yapılarak tarafımıza bilgi verilmesi demişim. Oradan da bize cevap gelmiş, Temmuz 2010`da, 7 ay sonra. Demişler ki; `Yazınızı aldık. Ancak bakanlığımızda yürütülen bu talep, balıkçılık, kıyı yapıları durum ve ihtiyaç analizi çalışması ile turizm kıyı yapıları master plan çalışması sonuçları çerçevesinde değerlendirlecek.` Daha sonra bunun ekine haritalar ve imar planlarını koymuşuz. Hani diyor ya; `Kıyı haritaları bile yoktu.` Hepsi var, ekine de koymuşuz. Beklenen plan bizim planlarımız 1/2000 plandır. Bunun planlarını 1/1000 yapalım dedik ve o süreyi TSO geçirdi. O planlar gelir gelmez imzaladık, geri gönderdik. Bu konuda meclise geldiğinde İmar Komisyonumuz buranın imar plan tadilatının yapılacağı yerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, müsadesinin alınacağı yerin Ulaştırma Bakanlığı olduğunu ifade etti, yanına tebliğileri ve yasanın o maddelerini koyduk gönderdik. Bu konuda bile halen `yapmadılar, etmediler, geçirmediler` die konuşmanın manası yok” dedi.
 
“Aday olursam rakibim Bülend Engin olabilir”
“Biliyorsunuz bir gazeteye ilan vermişlerdi, Barbaros Mahallesi`nde şirketin yüzde 51 hissesinin belediye verileceğini taahhüt eden bir söz üzerine bir kelime üzerine açılan davada, savcılıktan takipsizlik kararı çıktı” diyen Başkan Gökhan, aday olması halinde karşısında Bülend Engin`in olmasının kendisini memnun edeceğini ifade etti. Gökhan, “Çünkü haklıyım. Çanakkale Belediyesine bir hibenin verilmiş olması söz konusu değildir. Küllüm yanlış. Ne benim böyle bir talebim oldu, ne de böyle bir taahhüt oldu. Bunu böyle anlatıyorum, ama `yeni gelen sayın valinin bilgisizliğinden yararlanarak, kandırmaca yapabilirmiyim` diye düşünülüyor. Ben de gittim sayın valiye durumu belgeleri ile açıkça izah ettim. Siyaset yapmak isteyen, siyaseti önce dürüst yapmayı öğrenecek. Siyaset biraz da dürüstlük işidir, söyleneni anlama işidir. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı siyasetin tam da içinde. Çünkü geçmişten bugüne kadar yaptığı uygulamalar, Barbaros Mahallesi muhtarını da eline bir anket vererek, anket yaptırması sonra da bunu basın yoluyla, iki sayfa gazete ilanıyla belediyeyi kötüleyen bir ilanla ortaya çıkmasına ben siyaset yapmak derim. Başka ne denebilir ki? Eğer ben aday olursam, rakibim Bülend Engin olabilir, hiçbir sakınca yok, memnun olurum. Ama bütün bunların cevaplarını da hazır edecek tabi. Çanakkale Kent Konseyi`ni küçümsemek kimsenin haddi değildir. Yetki ve sorumlulukları yasalarla belirlenen bir kurumdur. Bu kurumu yok varsaymak, onu aşağılamak kimsenin haddi değildir. Aday olacaklar Kent Konseyi hakkında biraz bilgilenirlerse, hata yapmaktan kaçınmış olabilirler, yoksa daha zor bir durumda kalabilirler” dedi.
Paylaş