“Hokkabaza bak...”

Son günlerde Çanakkale Madenciler Derneği Başkanı Nurettin Ahi’nin başlattığı hokkabazlık tartışmasıyla gereksiz yere Çanakkale gündemini meşgul ettiğini belirten Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Filiz Tekin; “Nurettin Ahi 2002 yılında Oktay Ekşi’nin yazdığı bir yazıyı (yazının içindeki bazı bölümleri kasıtlı olarak çıkararak) yayınlaması ile başladı. Hokkabaza bak… Altın tekellerinin devlete ödediği devlet hakkı madencilik yasasına göre % 4`dür. Eğer madeni yerinde işlerseniz % 50 si ödenir. Yani % 2 dir. % 2 de ödenirken madencinin beyanı esas alınır. Türkiye’de altın işleten uluslar arası her tekelin ismi Türkçe olan bir taşeron şirketi vardır. Taşeron şirketin ürettiği cevheri ana şirket satın alır. Yani satıcı ve alıcı aynı şirkettir.Burada da beyan esastır. Şirket ne kadar ürettim derse devlet onu kabul etmek zorundadır. Böyle bir alış verişten elde edilen gelirin % 2 si devlet hakkı olarak ödenmektedir. Ayrıca Türkiye ‘de 50 milyon liralık yatırım yapan şirketlere çalıştırdığı işçilerin sosyal güvenlik primlerinin % 50 si başlangıçta devlet tarafından ödenmektedir. Şirketin tükettiği enerjinin, ulaşım giderlerinin, akaryakıt giderlerinin % 50 side şirkete acil kaydıyla iade edilmektedir. Buradan baktığımızda 50 milyon liralık yatırımın % 67 si yani yaklaşık 35 milyon tl si altın şirketlerine destek olarak geri verilmektedir. Olayı bu yönü ile incelediğimizde devlete ödenen devlet hakkının % 2 ninde çok altında olacağı açıktır” dedi.

 

 

Maden Yasası`nın sömürge yasası olduğuna dikkat çeken Tekin, 2004 yılında bugünkü iktidar tarafından çıkarılan bu yasaya dayanarak özellikle son günlerde çok sayıda ruhsat verildiğini söyledi. Ülkenin ruhsat ruhsat satıldığını ileri süren Tekin, sorumlusunun da bu günkü siyasi iktidar olduğunu ifade ederek; “Madenciler Derneği Başkanı Nurettin Ahi Belediye Başkanı sayın Ülgür Gökhan a makamında yaptığı ziyarette devlet hakkının % 71 olduğunu söylemiştir. Hokkabaza bak… Şu anda yürürlükteki maden yasası uluslar arası tekeller tarafından bizim ülkemizinde içinde bulunduğu dünyanın 130 dan fazla ülkesine dayatılmış, dikte ettirilmiş bir yasadır. Bu yasanın yürürlükte olduğu Somali, Tanzanya, Kenya , Papuayenigine vb. gibi ülkeler bir dönem kendi kendilerine yeter iken şimdi yoksullukla boğuşmaktadırlar. Doğal kaynakların sömürülmesi sonucu gelinen nokta burasıdır. Nurettin Ahi nin arzuları gerçekleşirse Türkiye’nin sonu da bu ülkeler gibi olacaktır. Maden yasası sömürge yasasıdır. Bu yasa gereği ülke dışına çıkardığımız altınlar 314 dolardan satılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti altının onsunu 1400 dolardan yani kendi altınlarını sattığı fiyatın yaklaşık 5 katı fiyatla ithal etmektedir.Bor madenlerinde de sömürünün oranı daha yüksek aradaki fark nerede ise 19 kattır. Yani bu yasa yüzünden ülkemiz sömürülmektedir. Oktay Ekşi sözü edilen yazısının bir bölümünde Türkiye’de 8 bölgede 6500 ton altın bulunduğundan söz etmekte, 70 milyar liralıkta altın geliri olacağını belirtmektedir.90 lı yıllarda biz bu yalanı bir çok kişiden dinlemiştik. Türkiye’nin dış ticaret açığının altınlar sayesinde kapanacağını , borçların ödeneceğini belirtenler bunun doğru olmadığını gördüler. O günden bu yana borçlar kapanmak yerine Türkiye’nin iç ve dış borçları katlanarak artmaktadır. Oktay Ekşi’nin bu yazısını hatırlayınca Hokkabaza bak… diyoruz. Sömürge yasası maden yasası 2004 yılında bugünkü iktidar tarafından çıkarılmıştır. Bu yasaya dayanarak özellikle son günlerde çok sayıda ruhsat verilmektedir. Yani ülkemiz ruhsat ruhsat satılmaktadır. Sorumlusu da bu günkü siyasi iktidardır” diye konuştu.