“Halkın milletvekili olacağım”

Seçim sürecine girildiğinden bu yana, Çanakkale`de gitmediği ilçe, belde ve köy bırakmayan CHP`li Muharrem Erkek, partililerle ve vatandaşlarla görüşecek, sorunlarını ve halkın önerilerini dinledi. Seçim çalışmasını, demokrasi, özgürlükler ve laiklik üzerine kurgulayan, toplumun hak ve hukukunun korunması noktasında demeçler veren Erkek, ülkenin demokratikleşmesinin en önemli adımı olarak siyasetin demokratikleşmesi tezinden hareketle, yeni, insan odaklı ve toplumcu bir anayasa, barajların ve sınırların olmadığı bir siyasi partiler ve seçim kanununun gerekliliğine vurgu yapıyor.

611
CHP aday adayı Avukat Muharrem Erkek, dün gazetemiz Çanakkale OLAY`a yaptığı açıklamalarında, ülke gündemi ve sorunlarını ilişkin açıklamalarda bulunarak, `nasıl bir milletvekili?` sorusunu cevapladı. “Cumhuriyet Halk Partisi delegelerinin desteği ile, sonra da Çanakkale halkının takdiri ile seçileceğime inanıyorum” diyen Erkek, “Seçilirsem, Çanakkale Milletvekili olarak; ülkemde barışı tesis etmek için, özgürlükler için ve laiklik için, sosyal devlet, sosyal adalet için mücadele edeceğim” ifadelerini kullandı. “Ülkemizin demokratikleşebilmesi için, öncelikle siyasetin demokratikleşmesi gerektiğini çok iyi biliyorum” diyen Erkek, “Türkiye, önümüzdeki dönemde; yeni anayasasının yanında, mutlaka ve mutlaka yeni bir siyasi partiler kanunu ve yeni bir seçim kanunu yapmak zorundadır. Yoksa Türkiye, özgürleşemez, demokratikleşemez. Biz, çok partili sisteme geçtiğimiz 1946`dan beri, yaklaşık 70 yıldır sorunlar yaşıyoruz. Eğer, demokrasi ve özgürlükler konusunda samimi isek, gerçekten ülkemizi demokratikleştirmek istiyorsak, gelin yeni bir seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu yapalım. Siyasi partilerin aday adaylarını, parti tabanıyla, üyeleri ile birlikte, delegeleri ile birlikte seçmen belirlesin. Gerçekten `milli irade`yi parlamentoya taşıyalım. Barajları, sınırları kaldıralım, temsilde adaleti sağlayalım. Bunları yapalım, bunları yapmak zor değil, önemli olan bunları yapacak iradenin meclise taşınmasıdır. O irade mecliste olursa, o irade hükümette, parlamentoda olursa, Türkiye, kısa zamanda çok büyük adımlar atar. Biz, kendimizi düşünerek siyaset yapmayacağız. Siyaset bir güç mücadelesi değildir. Siyaset, topluma ve ülkeye hizmet etme işidir, gönül işidir, özveri işidir. Görev aldığımız dönemde, çok çalışıp, siyaset aracılığı ile Çanakkale`miz için, ülkemiz için ve toplum için doğru olan adımları atmalıyız. Siyasetin ve demokrasinin önündeki engelleri hep birlikte kaldırabiliriz. Sivil, insan odaklı anayasa yapabiliriz, hak ve özgürlüklerin istisnalarla zedelenmediği, sınırsız bir şekilde güvence altına alındığı çağdaş bir anayasa yapmalıyız. Türkiye, o zaman barışı da sağlayacak, demokrasisini de geliştirecek ve ekonomik olarak da büyüyecek” ifadelerini kullandı.
 
“Susan silahın yerine, devreye hukuk ve demokrasi girmeli”
Hukuk ve demokrasinin önemine değinen CHP`li Erkek, “Tabi ki, bağımsız ve tarafsız yargı çok önemlidir” diyen Erkek. “Bakın Ukrayna`yı takip ediyoruz. Orada bir bakanlar kurulu toplantısında bir bakan ve bakan yardımcısı gözaltına alındı. Mahkeme kararı ile, başbakanın da olduğu bakanlar kurulu toplantısında, `rüşvet ve yolsuzluk` iddiaları sebebi ile geldiler, gözaltına aldılar. Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele kararlı olunmalı. Ama bunu yapabilmek için bağımsız bir yargıya ihtiyaç var. Bağımsız ve tarafsız bir yargı olmadan, demokrasiyi, özgürlükleri hukuk güvencesi ile sağlamlaştırmadan, barışı tesis edemezsiniz. Bakın `silahlar sustu` deniyor. Peki devreye ne girecek? Devreye hukuk ve demokrasinin girmesi gerekiyor. Demokrasimizi geliştiremezsek, bağımsız ve tarafsız bir yargı yaratamazsak, hiçbir şeyi başaramayız. Ben bir hukukçu olarak bu konuda ciddi mücadele vereceğim” dedi.
 
 
“Dosya değil, halkın çıkarlarını takip edeceğiz”
“Ama bizim öncelikli sorumluluğumuz Çanakkale olacak” diyen Erkek, “Biz, tabanımızdan, delegelerimizden aldığımız güçle oraya gideceğiz. Gittikten sonra, parti içi demokrasi konusunda da sonuna kadar mücadele edeceğiz. Önümüzdeki süreçte, tüm adaylıklarda, hem delegelerimiz hem üyelerimiz, tüm partililerimiz oy kullanacak. Parti içi demokrasiyi geriye değil, ileriye götüreceğim. Delegelerimizin ve üyelerimizin hak ve hukukunu koruyacağım. Biz bir örgüt partisiyiz. Örgütümüzün tamamı harekete geçerse, örgüt bir bütün olarak çalışırsa, biz başarılı oluruz. Biz bunun bilincindeyiz. Onun için üyemizin de hak ve hukukunu koruyacağız. Önümüzdeki süreçte parti içi demokrasi, hiçbir kısıtlama olmadan Çanakkale`de yaşayacak. Siyaseti ilkeli yapacağız. Biz birileri gibi, imar dosyası takip etmeyeceğiz. Sayın genel başkanımız hep söylüyor, her yerde söylüyor; `benim milletvekillerim ihale takip etmeyecek, dosya takip etmeyecek` diyor. Biz de seçilirsek, Çanakkale`de imar dosyası değil, kamu yararının takipçisi olacağız. Biz halkın çıkarlarının takipçisi olacağız, dosya takip etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
“Her ilçemiz için dosyamız hazır, biz hazırız”
“Biz partililerimize ve halka yalan söylemeyeceğiz. Hesap verebilir olacağız” diyen Erkek, “Kamuoyunun ve parti tabanının önünde hesap vereceğiz. Bugün Türkiye`de `rüşvet ve yolsuzluk` konusunda iktidarda olanlardan, hesap sorulabilmesi mümkün mü? Böyle bir irade var mı? Ne yargıda var ne emniyette var ne de sivil toplumda var. Hep söylüyorum; özgür birey, özgür basın, bağımsız ve tarafsız yargı, şeffaf yönetim ve hesap sorulabilen siyasetçiler. Biz ancak ülkemizi böyle geliştirebiliriz, ekonomimizi böyle büyütebiliriz, demokrasimizi de böyle yerleştirebiliriz. Artık, samimi olmalıyız. Siyaset, bir meslek değildir. Siyaset toplum için yapılmalıdır. Toplum için siyaset yapacağız, çok çalışacağız. Çanakkale`nin hak ve hukukunu koruyacağız. Çanakkale, çok ciddi çevre sorunları ile karşı karşıya. 1/100 binlik plan, Çanakkale`yi belirsiz bir geleceğe sürükleyebilir. Biga Yarımadası`ndaki termik santraller, Kazdağları`nda ki altın madenciliği, Boğazda yapılması düşünülen tersaneler, boğaz köprüsü gibi sorunları ve belirsizlikleri var. Biz Çanakkale`de sağlıklı bir büyüme istiyoruz. Biz Çanakkale`de, tarıma dayalı sanayi ile, orman ürünleri, su ürünleri ile, meyvecilik, sebzecilikle büyümek istiyoruz. Bakın Lapseki ve Bayramiç bizim meyve depomuz. Ama bir tane bile meyve suyu fabrikamız yok. İlçe ilçe dosyalarımızı hazırladık. Gelibolu`da Saros Körfezi kıyısındaki köylerin, balıkçı barınağı sorunundan tutun, Gökçeada`nın içme suyu hattı soruna, Biga`mızın, Çan`ımızın, Yenice`mizin sorunlarına kadar, Çan`daki devlet hastanesindeki, Ezine`deki devlet hastanesindeki yetersizliklere kadar bütün sorunları takip ediyoruz. Bunu da bir ekiple birlikte yapıyoruz. Bu ekibin içerisinde akademisyenler de var, partimizin içinden çok değerli arkadaşlarımız, meclis içinden arkadaşlarımız ve sivil toplum örgütlerinden arkadaşlarımız var. Çünkü siyaset bir ekip işidir, kadro işidir” şeklinde konuştu.
 
“CHP tüm dinamikleri ile bir bütün olacak”
“Biz seçilirsek, siyasete yeni bir anlayış getireceğiz” diyen CHP Milletvekili aday adayı Avukat Muharrem Erkek, “Ben seçilirsem, benim milletvekilliği yaptığım dönemde, il yönetimleri, ilçe yönetimleri ve yerel yönetimler bir ahenk içerisinde birlikte çalışacaklar. Hep söylüyorum; birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Kırgınlıkları ve küskünlükleri kesinlikle ortadan kaldıracağım. Partide birlik ve beraberliği sağlayacağım. Bunu sağlayabilecek irade de bizde var. biz, ilçelerin içişlerine müdahale etmeyeceğiz. İlçe örgütlerimiz, kendi ilçeleri ile ilgili bütün kararları onlar verecekler. Bir ilçede kim yönetici olacak, kim ilçe başkanı olacak, kim belediye başkan adayı olacağına ilçe örgütlerimiz karar verecek. Biz yalnızca onlara destek olacağız. Biz yalnızca parti içi demokrasi işliyor mu? Ona bakacağız. Önümüzdeki dönemde CHP`yi, Çanakkale`deki herkes bir bütün halinde görecek. Parti içi demokrasiyi, adaleti ve barışı tesis edeceğiz, hep birlikte çalışacağız. Ayrımcılık yapmayacağız. Biz ilkeli siyaset yapacağız, kesinlikle olmaması gereken düzeylere inmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
“AKP korkuyor”
“Türkiye`nin gerçekten özgürlüklerde çoğalmaya ihtiyacı var” diyen Erkek; “Bugün en küçük bir demokratik gösteri, bir hak arayışı büyük bir şiddetle bastırılıyor. Bu bir korkunun ifadesidir. AKP korkuyor, Erdoğan korkuyor. Yolsuzluklar ve rüşvetle de onun için mücadele edemiyorlar. Yargı önüne çıkmaktan korkuyorlar. Hesap vermekten korkuyorlar. Çünkü kirlendiler. Bakın Ukrayna`da bir başbakan, bakanını adalete teslim edebiliyorsa, aynı şeyi Erdoğan da yapmalıydı. Ama yapamadı. Çünkü, kendi de işin içinde. Her şeyi cemaatin üstüne yıkarak sıyrılamazsın, her şeyi birlikte yaptınız. Eğer `kandırıldık` diyorsanız, `biz safız` diyorsanız o zaman istifa edin. Çünkü bu ülkeye `saf` insanlar yönetmemeli. Bu ülkeyi, basiretli, nitelikli, akıllı insanlar, dürüst, ahlaklı insanlar yönetmeli. Onun için ifade özgürlüğünü, alabildiğine genişleteceğiz. Hiçbir ifadeden korkmayacağız, ağır eleştirileri dahi kabul etmeliyiz. Siyasetçiler, devleti yönetenler böyle olmak zorundadır. Başka türlü bir ülkede demokrasiyi geliştiremezsiniz” ifadelerini kullandı.
 
“Barış sürecini de oy hesapları ile yönetiyorlar”
“Gezi olaylarında gencecik insanlar can verdi” diyen Erkek, “Bu ülkede her gün, her yerde bir olay yaşanıyor. Barış yok, hoşgörü yok. Umudumuzu kaybettik, mutlu bir ülke değiliz. Bunu tekrar sağlamak zorundayız. Çocuklarımıza, böyle kaygılarla dolu, mutlu bir gelecek bırakamayız. Çocuklarımıza, sağlıklı çevre, toprağı ile, havası ile suyu ile güzel bir çevre ve demokratik, özgürlükle dolu bir toplum bırakmak zorundayız. İfade özgürlüğünden korkmayacağız. Toplantı ve ifade özgürlüğü bugün demokrasilerde en temel haktır. Bireylerin ve toplulukların, her türlü demokratik protestoyu yapma hakkı vardır. Bakın bugün `içgüvenlik` adı altındaki paket gündemde. AKP hiçbir konuda samimi değil. Barış istemiyor. Barış sürecini bile tamamen oy hesapları ile yönetiyor. Şimdi milliyetçi oyları alabilmek amacıyla, `barış süreci` dediği süreçte masaya oturduğu insanlara hakaret etmeye başladı. Ama bu ülkenin milliyetçileri de bu ülkeyi seven aklıselim insanlar. Birlikte görüştüğü, masaya oturduğu insanlara şimdi hakaret ediyor. Artık bu ülke bu oyunlara gelmemeli. 13 yıldır iktidarda olan AKP parti devleti haline geldi, hala mağdur portresi çiziyor. Buna kesinlikle izin verilmemeli. AKP siyasetten zenginleşmiş kadrolarla ülkeyi mağduriyete sürüklüyor. Herkes bunun bilincinde olmalı, anayasada düşünce, basın, ifade ve toplantı özgürlüğünü de güvence altına alınması için mücadele etmeli. Başka türlü, huzur, barış ve hoşgörü gelmesi mümkün değil. Ülkeyi kutuplaştıran, ülkeyi bölen, insanları birbirinden nefret eder hale getiren bu anlayıştan Türkiye kurtulmak zorunda. Türkiye, bu yönetim anlayışını, bu zihniyeti de hak etmiyor. Asıl iktidardan düştüklerinde göreceksiniz neler yaşandığını, nasıl savrulduklarını, menfaatleri çatıştığında, 8 Haziran`da nasıl kavga ettiklerini göreceksiniz” ifadeleri ile açıklamasını tamamladı.
Paylaş