ZİHİNLERİN AT GÖZLÜĞÜ ? ÖNYARGI

Önyargı bireylere, düşüncelere, belirli bir insan topluluğuna ya da nesnelere ilişkin olabilir. Önyargılar kişinin, topluluğun ve nesnenin karşısında olmak ya da yanında olmak biçiminde ortaya çıkabilir.

9521

 Ama genellikle olumsuz, yani karşı olmak biçimi ağır basar. Önyargılar bazen de acele karar vermekten kaynaklanır.

Bir iki tecrübeden hemen genel geçer bir hüküm çıkartılır. Bir elma yersiniz ekşi, sulu, kokulu ve tatlı gibi birçok izlenime sahip olusunuz. Fakat her elma aynı değildir. Birçok insan birbirine elma muamelesi yapar ve sonunda yargılar oluşmadan önyargılar oluşur.
 
Eğer önyargılar davranışa dönüşür ise, artık bunun adı dışlamadır. Yani önyargı bir tutum, dışlama ise bir davranıştır. Önyargı bazen belli gerekçelere ve ön bilgilere dayansa da, haklı gerekçesi olmadan diğerlerinin kötü olduğunu düşünmek, önyargının nefret boyutudur. Ön yargı bir taraf tutma biçimidir. Sakız gibidir, bir kez bulaştı mı uzar gider, yapışır kalır ve çok şişerse suratınıza patlar.
Anne baba olarak çocuklarımızla ilgili önyargılarımızı düşünmeye ne dersiniz? 
İlk aklıma gelenlerden birkaç tanesini yazmak istiyorum;
Bu çocuk zeki ama çalışmıyor.
Bizim çocuk hiperaktif.
Yine ödevlerini yapmamış, hemen bilgisayara oturmuş.
Yine geç kalacak.
Bu sınavdan kesin kötü not alır.
Sessiz duruyor, kesin bir suç işledi.
Bu çocuk adam olmayacak, kime çekmiş bilmem.
Bir kardeşine bak bir de sana bak…. 
Gülümseyerek okudunuz belki ama yukarıda yazdığım önemli bir bir kavram ; “Dışlanma” yı düşündüğümüzde, çocuklarımızın hakkındaki önyargılarımız onları dışlamak anlamına gelmez mi?
Çocukların gelişim süreçlerini, çevresel faktörleri ve anne babalık tarzımızı dikkate almadan onlar hakkında önyargılı düşünmek onarılması zor duygusal yaralar açmak değil midir?  
Önyargıdan kurtulabilmenin tek yolu empatik düşünme eksersizleri yapmaktır. “Ben olsam ne hissederdim” sorusunu daha fazla sorabilmektir. Empatik düşünmenin zihne hiçbir zararı olmadığı gibi, insanlara ve düşüncelerine saygı gösterebiliyor, değer verebiliyor olmanın meyvelerini “Saygı gösteren saygı görür” mantığı ile yiyebilmek kadar güzel bir şey var mıdır?
Önyargısız günlere…..