Kadınlar “yaşamak” için mücadele ediyor

Türkiye’de kadın cinayetleri, her geçen gün çözülemeyen bir sorun olarak yer almaya devam ediyor. Kadınlar, birçok farklı nedenden dolayı –sanki cinayetin bir nedeni olabilirmiş gibi- hayattan koparılıyor ve haberlerde birkaç gün kalıyor.

4 Ekim tarihinde, iki genç kız öldürüldü. Ve ne yazık ki 4 Ekim'den yana, sayı artmaya devam ediyor.

4 Ekim’den bu yana, sosyal medya kısmında birçok yorum var. Bazıları kadın cinayetlerini lanetlerken, bir kesim öyle ifadelerle geliyor ki gördükçe kanım donuyor. “Erkek bunu yaptıysa kız kim bilir neler yapmıştır…” diyenlerden, “Ee oraya isteğiyle gitmiş zaten” diyenler… Bazı yorumları buraya yazamıyorum bile. Katilin fotoğraflarını kullananlar, idolüm diye paylaşanlar, katili övenler… Aslında, her kadın cinayetinden sonra alışkın olduğumuz görüntüler ama her seferinde yine mide bulandıran ifadeler bunlar. Bu yorumları yapanın vicdanını sorgulamayı geçtim, çevresi nasıl tepki vermiyor, nasıl müdahale edilmiyor bilemiyorum. Kadın cinayetlerinin zaten önüne geçemiyoruz, ancak öven katil sevicilerin de cezasının ne olacağını da bilemiyoruz. Anonim hesaplar altında atılan bu yorumlar, her seferinde başka bir kirli zihni gözler önüne seriyor.

Bu tarz yorumlarda bulunan insanları korkutabilecek bir ceza olsa, belki neredeyse hiç görmeyeceğiz. Ama bu yorumlar cezasız kaldıkça her kadın cinayetinin ardından bir neden bulma çabası devam ediyor. Hatta bazen sorun, “değerlere uygun bir şekilde yetiştirilmediğine” kadar gelebiliyor. Hakaretleri saymıyorum bile.

Her kadın cinayetinin ardından, bir neden aranıyor. Hangi saatte nerede olduğundan, kıyafetlerinden, hayat tercihlerinden dolayı bir neden bulunması için uğraşılıyor. Bu yorumları yapan kişilerin nasıl kanı donmadan, vicdanı sızlamadan böyle düşünüyor anlayamıyorum. Bir insanın ölümü hak etmesi için nasıl bir neden olabilir?

Cinnet geçirerek kızını öldüren babalardan, kedileri besliyor diye öldüren komşulardan, katil akrabalardan, şüpheli ölümlerden, eski sevgililerden… Birçok cinayet var. Ne zaman bir çözüm bulunacağı sorusunun ise cevabı yıllardır yok.

Kadınlar geçmişte eşit haklar için mücadele ederken artık yaşamak için mücadele ediyor. Eski sevgilisi tarafından öldürülmemek için mücadele ediyor, ailesi tarafından “namus yüzünden” öldürülmemek için mücadele ediyor, tanımadığı birisinin kendisini öldürmemesi için mücadele ediyor.

Buna nasıl “gerçek” bir ceza verileceği konusunda ise herkes sessiz. Bunu görebildiğimiz örneklerden biri de sosyal medya üzerinden bir kadını tehdit eden şahısların “birkaç ay yatar çıkarım” düşüncesi ile hareket etmesi. Biliyor ki yaptığının tam karşılığını asla bulamayacak. Ona bu cesareti veren bir güruh var ve yaptığı suça rağmen cesaret bulabiliyor. Ve ne yazık ki bunun önüne geçilemiyor da.

Dilerim ki, tüm kadınlarının “yaşayabildiği” bir dünya, ütopya olarak kalmaz.