Yuh olsun!
Sağlıkta devrim diyerek geldiğimiz yere bakın.
Bakıma muhtaç, kimsesiz, hasta bir vatandaş vicdanlarını “sağlıkta devrim” dedikleri aldatmaca çarkının dişlilerinin arasında kaybedenler tarafından hastanede kapı dışarı edilerek kendi kaderiyle baş başa bırakıldı.
Gelin şimdi siz inanın; sağlık ile başlayıp, gelişmişlik adına her boyutta söylenen süslü laflara
Yok ,dünyanın 17.büyük ekonomisine sahipmişiz, yok ekonomimiz son derece başarılı bir şekilde yönetiliyormuş, refah seviyemiz her geçen yıl yükseliyormuş …
Bakıma muhtaç, kimsesiz bir vatandaşına bile sahip çıkmayan bir ülkede bu sözlerin ne anlamı olabilir ki?
Hastanede kapı dışarı edilen kimsesiz, hasta, bakıma muhtaç bir vatandaşın olduğu bir ülke, dünyanın 1. büyük ekonomisi olsa ne yazar…
Sistem öylesine yıkıcı etkilere sahip ki; bazılarının vicdanlarını dahi kurutmuş.
Yaratılmak istenen insan modeli böyle, gerçek böyle; din, , ahlak, vicdan hepsi hikaye ….
Şimdi yetkililer bin bir dereden su getireceklerdir.
Şöyle oldu, böyle oldu, sorumlular cezalandırılacak, falan…
Bu senaryo bu ülkenin ne yazık ki klasiği haline geldi.
Neden mi?
Çünkü kapitalizm vahşidir, ayakkabı kutularına istiflenecek dolarlarından başka bir şey düşünmez.
Kapitalist sistemde, insanın hiç bir değeri yoktur, emeğinin sömürüldüğü bir meta haline dönüştürülmüştür.
Kapitalist sistem, insanı ‘kullan at’ şeklinde etiketlemiştir.
İşte bundan dolayı Çanakkale Devlet Hastanesi’nde kimsesiz, bakıma muhtaç hasta bir vatandaş, sokağa bırakılmıştır.
Sistemin temsilcisi ve savunucularının bu konudaki savunmaları tamamıyla formaliteden ibaret olup, benzer birçok olay yaşanmaktadır, yaşanacaktır.
Her birinde de aynı sahneleri göreceğiz;”vicdan sahibi” bürokrat rolündeki bir işbirlikçi sahne alacak; aynı nakaratları tekrar edecektir.
Her şey beklenir!
Bu sistem sahtekârlık yalan, entrika üzerinden varlığını sürdürmektedir.
Evrensel Gazetesi’nden Özer Akdemir, yaşamsal değerlerimizi yok edecek maden şirketlerinden birinin sahtekârlığına ilişkin çok önemli bir habere imza atmış.
Kazdağlarında, Havran bölgesinde bakır ve molibden madeni olarak ruhsatlandırılmış maden şirketinin yurt dışında altın üretimine ilişkin sunum yapması, altın üretimine ilişkin şirketlerine ait tanıtıcı çalışmalarda bulunması sonrasında foyası ortaya çıkan maden şirketinin geçmişinde de hakkında ileri sürülen bazı iddialar için, şimdi “her şey beklenir” yorumları daha bir anlam kazandı.
Havran’ın Tepeoba bölgesinde maden sahasının bitişik alanlarında 2012 yılında çıkan bir yangın sonrasında bölgeye yapılan bir inceleme gezisinde, içlerinde Çanakkale Milletvekili
Serdar Soydan’ın da bulunduğu heyet, yangının maden şirketi tarafından bilinçli olarak çıkarıldığını iddia etmişlerdi.
Bakır madeni olarak ruhsat alıp, altın üretimi yapan bir maden firmasından her şey beklenir.
Bu yangınla ilgili olarak diğer bir dikkat çeken gelişme de yangının söndürülmesi için maden atık havuzundan alınan suların kullanılması sonrasında yaşanan balık ölümleri ve bölge insanının yaşadığı sağlık sorunları için orman bakanının sadece “7 adet balık ölümüne rastlanmıştır” açıklaması olmuştu.
Bugün devlet hastanesindeki yöneticilerin sokağa terk ettikleri kimsesiz vatandaş için söylediklerinin bir başka versiyonu o gün bakan tarafından dile getirilmişti.
Sistemin tüm bu çarpıklıklarını aklamak adına görev üstlenenler nasılda insanlıklarını yitiriyorlar değil mi?
Bu halk her geçen gün sizleri daha iyi tanıyor bunu unutmayın.
Biraz vicdanınız varsa halk düşmanı politikalara alet olmayın.
İnsan olun, onurunuzla yaşayın.
Meydanlarda atılan bir slogan vardır;”simit sat onurunla yaşa “diye.
Anlayana ithaf olunur…