Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Yorum sizin!

1661
Daha kısa bir süre önce, AKP Çanakkale Milletvekili ve Çanakkale Belediye Başkanlığı adaylığı için kesin gözüyle bakılan Mehmet Danış bir açılış töreninde yaptığı konuşmada Kazdağları’nda “bir dalın dahi kırılmasına izin vermeyeceklerini” belirtmişti.
Bu sözler henüz çok yeni iken Bayramiç Kurşunlu köylülerinin tepkileri gündeme geldi.
Köylerinin 150 metre uzağında kurulmak istenen maden ocağının başlattığı ağaç katliamının, köylülerin direnmesi ile engellendiğini gazetemizde okumuşsunuzdur.
Tribünlere oynama adına verilen sözlerin içinin boş olduğu bir kez daha, ne yazık ki acı bir olay sonucu ortaya çıktı. 
Kurşunlu Köyünde yaşanan çevre katliamı için köylülerin taleplerini sizlere aktarmak istiyorum.
Tarafıma ulaşan bir mail ile Kurşunlu köylüleri şunları iletiyorlar, onların bu çığlığına kulak verelim.
Yaklaşık 15-20 yıldır bölgemiz köylerinde faaliyet gösteren, Yeşilköy, Gedik ve Mollahasanlar köylerinde maden ocağı açan, Kazdağı eteklerinde bulunan bu köylerde binlerce ağaç kesip gerilerinde kocaman çukurlar bırakan maden firması halihazırda köyümüz Kurşunlu da faaliyete başlamış, ilk etapta orman müdürlüğü tarafından killik tepe mevkiinde işaretlenen 760 ağacın kesme işlemlerine 22.10 2013 tarihiyle start vermiştir(bahsi geçen tepe üzerinde binlerce ağaç bulunmakta olup peyderpey hepsinin kesimi gerçekleştirilecektir ve bu tepe köyümüzün hanelerine yaklaşık 150 metre uzaklıkta yani köyümüzün içerisindedir.) Kurşunlu Köyü halkının gayretleriyle kesim işlemleri kısa sürelide olsa durdurulmuştur. Şu ana kadar 25-30 ağaç kesilmiştir. Kesim esnasında köy halkı tapulu arazilerden de ağaç kesildiğini beyan ederek itiraz etmiş hatta işaretlenmemiş ağaçlarında kesildiğini öne sürerek mücadelesine devam etmektedir. Bu kıyımı durdurmak ve yaşam hakkımızın elimizden alınmamasını sağlamak adına sizlerden destek bekliyoruz. Bizlere yardım ediniz”
Bir dalın kesilmesine bile engel olacaklara duyurulur.
 
Her gün bir skandal
 
Gün geçmiyor ki ÇOMÜ’de skandal bir olay yaşanmasın; şimdi de İl İnsan Hakları Kurulunun gündeminde.
Belki de hiçbir üniversiteye nasip olmamıştır, şimdiye kadar İl İnsan Hakları Kurulu tarafından personele uygulanan mobbing iddiaları nedeniyle soruşturmaya uğramak.
Yine bugünlerde Tıp Fakültesi inşaatına bağlı olarak yapılan ağaç kesimleri dikkat çekiyor.
Bugünün penceresinden  gözüken; personeline baskı yapan, ağacını kesen,bir ÇOMÜ yönetimi görüntüsü var.
Bakalım yarın neler göreceğiz.
Ben yazmaktan yoruldum. Onlar tüm bu olumsuzluklara imza atmaktan geri durmuyorlar.
Böylesi bir hırs ve azim neyin uğruna acaba, bilim adına olmadığı çok açık belli.
 
“Parasız sağlık hizmeti” ile övünenler
 
 
Özel hastanelerde ödenecek %200 lük ilave ücret uygulaması yürürlülüğe girdi.
Her fırsatta özel hastaneleri bile halkın kullanımına açtıklarını belirterek övünç kaynağı yaratanların övünçleri için tek bir neden var; patronlara para kazandırmak.
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri, bu soygun olayını bakın nasıl açıklıyor; “Yurttaşın ödediği, GSS primini ödemek yetmiyor, katkı payı ödemek de yetmiyor, SGK’nın ödediğinin iki katı da cepten ödenmek zorunda bırakılıyor. Devletin 629 TL ödediği bademcik ameliyatına siz cebinizden özel hastaneye ayrıca 1.258 TL ödüyorsanız, devletin 1.510 TL ödediği prostat ameliyatına siz ayrıca 3.020 TL ödüyorsanız kimin kimi “soyduğu” açık değil mi?”
 
Yaşananlar bunlar, yorum sizlerin!