YGS’deki Şifre Skandalı! ve “Sun Microsystems!”

 

Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı(YGS)’de yaşananlara konunun uzmanları anlam vermekte güçlük çekiyorlar. Onların da böyle cinlikler karşısında şaşkına döndüklerine tanık oluyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek hinoğlu-hinliklerle karşı karşıyayız!..
Öğrencilerin ve velilerin kafası allak-bullak oldu. Bundan böyle öğrenciler; “ders çalışmak” yerine, “Şifre” arayışına gireceklerdir! Gençlerimize yapılabilecek daha büyük bir kötülük olamaz. Artık gençlerimiz bir sınavı; hilesiz-şaibesiz yapma becerisi gösteremeyen yöneticilere nasıl güvenecek. Bu tam anlamıyla bir skandaldır!..
* Lafa gelince; “ - geleceğimiz, güvencemiz gençlerimiz” diyerek onlarla övünürüz.
Ama, onlar bu skandalı yaşatan yöneticilerine asla güvenmeyecekler. Onlara, genç yaşlarında bu travmayı yaşatanları unutmayacaklar. Merak ediyorum; ÖSYM’nin sözde yetkilileri (!) yataklarında rahat uyuyabiliyorlar mı?
Bu nasıl sınav yapmaktır ki; sınav soru kitapçıklarının bir özel şifreleme yöntemiyle şifrelenerek, sınava giren bazı adaylara çıkar sağlandığı iddiaları söz konusu olabiliyor!..
Henüz KPSS’deki hırsızlık aydınlatılamamışken, şimdi de “YGS şifre skandalı” ÖSYM’ye olan güvensizliği ve kuşkuyu ayyuka çıkarmıştır.
Eğitim uzmanları ne diyor:
- Deneyimsizlik, işbilmezlik, işgüzarlık hataları doğurmuştur.
- 1milyon 700bin kitapçığın tümünde hatalar var!

 

Sevgili okurlarım, 1milyon 700bin öğrenci ve velisinin uğradığı bu büyük ucube! haksızlık, ancak bu şaibeli sınavın iptali ile giderilebilir. Gelecek ve umutları karartılan gençlerimizden özür dilenmelidir. Bu da yetmez. ÖSYM Başkanı Ali DEMİR zaman yitirmeden istifa ederek bedel ödemelidir. Ancak, bu yöneticilerden böyle bir davranış beklemek ham hayaldir (!).. O nedenle tümüne “yazıklar olsun!!!” diyorum.
Bu köşeden Sayın Savcılarımıza bir çağrıda bulunuyorum:
- Anayasanın 24. maddesinin son fıkrasında belirtildiği gibi, “Kimse… , dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.”hükmü var. Ancak, bazı Savcılarımız Anayasanın bu hükmünü adeta görmezden gelerek görevlerini yapmamışlar ve bazı siyasilerin bu anayasal suçu işlemelerine yıllarca maalesef seyirci kalmışlardır. Öyle umuyorum ki; eşitsizlik kurbanı olan pırıl pırıl gençlerimizin haklarının yenmesine, Sn. Savcılarımız bu kez seyirci kalmazlar!..

 

Değerli okurlarım, sınavlarda “şaibe-hile” yapılabiliyorsa, 12 Haziran seçimlerinde de “hile” yapılabilir diyerek bu haftaki makaleme başladım. Bu konuyu 7.5 ay sonra yeniden dikkatinize getirme gereksinimini duydum. 25 Ağustos 2010 tarihinde kaleme aldığım “Sabıkalı Yazılım(Bilgisayar Programı)!..”başlıklı yazımı bir kez daha okumanızı salık veririm.
* 60 gün sonra yapılacak olan seçimde “şaibenin- hilenin”, “oy hırsızlığının!..” önüne geçmek için yapılması gerekenleri kendimce özetlemeye çalışacağım.
· Söz konusu firma Amerikan yazılım ve data firması: “Sun Microsystems”
· Bu program. 2000 yılında W. Bush’un 2. kez ABD Başkanı seçilmesini sağlamıştı! Florida Eyaletinde kullanılmıştı. Eyalet Valisi Bush’un kardeşi idi. Ayni firma Yunanistan’da ki seçimler için katıldığı ihaleyi kazanmasına karşın; Yunanistan Muhalefet partilerinin, “Amerika’da ki seçimlere hile karıştırdığı” savlarına tepki göstermeleri nedeniyle zamanın Başbakanı Karamanlis ihaleyi iptal etmek zorunda kalmıştı.
· Temmuz 2007 seçimlerinin sonuçları, anımsıyorsunuz; akşam saat 19:30’da açıklandı! Oysa, “elektronik oylama” yapılan ülkelerde bile seçim sonuçları bu kadar hızlı ilan edilemiyor. Ama, bize adeta “ışık hızıyla” açıklama yapılmıştı(!)..
· YSK’ ya yapılan itirazlar ise “seçimin sonucunu etkileyecek bir maddi hataya rastlanmamıştır!” anonsuyla reddediliyordu.
· 2002 ve 2007 Genel seçimlerinde kullanılan, sabıkalı “Sun Microsystems Firması”nın programı kesinlikle terk edilmeli ve eski sisteme dönülmelidir. Aksi halde, bu şaibeli firmanın “veri tabanına sahip olması” İl veya genel bazda seçim sonuçlarını tartışmalı hale getirecektir. Bu firmanın elektronik sisteminin güvensizliği ve dışarıdan kolayca müdahale-yönlendirme ve manipülasyonlara açık olduğu bilindiği halde; bunun kontrol ve denetiminin “hilesiz” yapılabileceğini düşünebilir misiniz?

Muhalefet partileri, sandık başlarında görevlendireceği gözlemcilerini istedikleri kadar eğitsinler. Onlar görevlerini tam bir disiplin içinde yapsalar da, bu “sabıkalı – şaibeli” firmayla seçimler yapılmamalı. YSK’nın kararlarının da kesin olduğu düşünüldüğünde, seçim sonuçlarının hayli tartışılacağını şimdiden öngörmek için kahin olmak gerekmiyor!..
Tıpkı, bu firmaya karşı Yunanistan’da ki gibi tüm muhalefet partileri, STK’lar, Üniversiteler, Sendikalar üzerine düşen sorumluluklarını anımsayarak tepkilerini ortaya ivedilikle koymalı, ülkemize ve geleceğimize sahip çıkmalıdırlar.
Aksi halde “Atı alan Üsküdar’ı çoktaan geçmiş olacaktır!..”

 

* Yedibuçuk ay önceki makalemin finalini yinelemenin tam zamanıdır.
 Bir Kızılderili Atasözü :
“Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.”