Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Yeter artık…

2114
“Çok okuyan mı , çok gezen mi bilir?” sorusuna kendi adıma bir cevap bulabilmiş değilim. Fakat gördüğüm bazı fotoğraflar sonrasında ‘gören daha çok tepki verir’ şeklinde bir sonuca ulaşmış bulunuyorum.
 
Ramazan nedeniyle Ezine ilçemizde AKP ekipleri bir kamyonetin arkasına yükledikleri yardım paketlerini halka dağıtıyorlar. Bunu da sosyal paylaşım sitelerinde boy boy yayınlayarak yardım denilen o karşılıksız eylemi ne kadar dejenere ettiklerinin farkında değiller herhalde!
 
Hele bir fotoğraf var ki; ülkemizin sadaka toplumuna dönüştürülme gerçeğinin belgesi olmuş adeta.
AKP’li kadınlar yardım dağıttıkları vatandaşlarımızı kayıt altına alarak bir nevi fişliyorlar, nüfus kağıtlarındaki bilgilere kadar ayrıntılara girerek.
 
Zannediyorlar ki veya öyle umut ediyorlar, yardım paketini ver, vatandaşın oyunu kap.
 
İşin içersine böyle bir menfaat ilişkisi girince otomatikman bunun bir kaydını tutmak gerekecektir.
AKP’li kadınlarda tamda böyle yapıyorlar.
 
Peki bu olayı basit, münferit bir olay olarak ele alabilir miyiz?
 
Tabiî ki hayır, bu durum ülkemizde siyaset yapmanın hafifliğinin bir belgesidir.
 
Halkımızın içinde bulunduğu ekonomik zorlukları istismar ederek gerçekleştirilen bu durum; halkın sadaka kültürü meyveleri ile bağımlılaştırılması girişimlerinden başka bir şey değildir.
 
Özet ile bazı değerlerin istismarı üzerine kurgulanmış böylesi girişimler karşısında insan olmanın onuruna sahip çıkmak adına hepimizin sorumlukları olduğunu unutmayalım. Bu girişimleri karşılıksız bırakalım, kolileri de paketleri de onların olsun. Bizler en temel yaşam haklarımızı ve sosyal devlet olmanın sorumlulukları kapsamında talep ederek insanca onurlu bir girişim içersinde bulunalım. Sadaka kültürü ile onurlarımızın teslim alınmasına izin vermeyelim.
 
Bu bir tercihtir; onurlu yaşamak ya da teslim olmak.
Bütün bunların dışında çok basit bir gerçeği de sizler ile paylaşayım.
Yardım ve dayanışma bizlerin köklerinde olan bir gelenektir.
Bu işin de bir yolu yöntemi vardır.
 
Henüz çok yeni; basına da yansıyan ÇASİAD tarafından dağıtılan yardımlar var. Nasıl yapılıyor; muhtarlar vasıtasıyla, sosyal yardımlaşma vakfı vasıtasıyla... Çünkü ÇASİAD vatandaştan oy hesapları yapan bir kuruluş değil.
 
Vatandaşın oyunu kapmak için yardım yaparsanız; kaldı ki bu aynı zamanda devletin imkânları vasıtasıyla sürdürülerek vatandaşın teslim alınması hedeflenmektedir. Böyle olunca da AKP’nin verdiği görüntüler gibi sahneler ile karşılaşır bir de bunların sosyal paylaşım sitelerinden yapılan reklamlarını izlersiniz.
 
Yeri gelmiş iken şunu da söyleyelim; yıllardır Çanakkale Belediyesi Ramazan ayında yardımlar yapmaktadır.Fakat kimse bilmez, görmez, boy boy fotoları da servis edilmez. Her fırsatta bazı değerleri suiistimal etme üzerine kurulu faydacı bir siyaset anlayışı olunca canlı yayında olimpiyatlarda madalya alan sporcularımız ile de bağlantı kurulur, bu durumdan nemalanmaya çalışılır. Ben şimdiye kadar hiç böyle bir girişimde bulunan bir devlet adamı görmedim.
 
Neyse fazla konuşmayalım da; Başbakanımız bu aralar yine köşe yazarlarına taktı . Patronlara sesleniyor neden böyle adamları tutuyorsunuz diye. Patronumuzun da psikolojisinin bozulmasına neden olmayalım.
 
Nerden çıktı önüme şu AKP kadınlarının Ezine paket dağıtımı görüntüleri. Haftaya yine bütün motivasyonumu kaybetmiş olarak başlıyorum.
 
Bir de Radikal Gazetesi köşe yazarlarından Yıldırım Türker’in gazetesinden ayrılmasını öğrenince basın özgürlüğünden bu denli rahatsız olan bir başbakanın olduğu bir ülkede kaygılarım iyice artıyor. Hele bir de CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması konusu, karamsarlaşan ruh halimi zindana çevirdi.
 
Yine de haftanız aydınlık olsun…