havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Yeni yıl değil, yeni bir yaşam

1019
Yeni yıl, yeni umutlar, yağan kar derken günün ilk ışıklarıyla almış olduğumuz haberler yeni yıl kavramını daha ilk günden boşa düşürdü.
2014 yılına elveda deyip, yeni yıl için iyi dileklerimizi paylaştığımız günlerde kentimizde bir inşaat işçisi inşaattan düşerek yaşamını yitirdi.
Sistemin bir klasiği haline gelmiş olan uygulama hemen devreye sokuldu; işçi, yaşamını yitirdiği gün sigortalandı.
Sigortasız, güvencesiz koşullarda emeğinin karşılığının verilmediği açlık ve sefalet ücreti karşılığında işçinin çalıştırılması bu vahşi sömürü düzeninin karakteristik bir özelliğidir.
Bunun için ülkemiz iş cinayetlerinde; Avrupa birincisi dünya üçüncüsü bir ülke haline getirilmiştir.
Yılın son günü haber merkezimizden bu haberi aldığımda, aynı anda internet sitelerine düşen İstanbul’da toplu konut inşaatında çalışan işçilerin kaldığı konteynırın devrilmesi sonrasında ölen bir işçinin haberini okuyunca bundan böyle yeni yıl denilen kavramı kullanmamaya karar verdim.
Neresi yeniydi ki?
Ancak, yeni bir yaşam, yeni bir dünya mücadelesinin kazanımları gerçekleştikçe bu yeni kazanımların birikimi sonrasında yeni yıl kavramı bir değer taşıyacaktır.
Siyasal gericiliğin yenilik adına hiçbir şey ifade etmeyen, bir yeni yıla dahi artık tahammülü kalmamıştı.
Dini referanslara bağlı yaşam modeli için öylesine bir saldırı başlatılmıştı ki; yeni yıl kutlamalarına bile tahammül edemeyenler yeni yıl kutlamalarını yerden yere vurdular, hakaretler yağdırdılar.
Alternatif dini programlar düzenlemekten, Nobel babayı yeniçerilere kovalattırmaya kadar mizansenlerle din referanslı bir yaşam adına seferberlik başlatılmıştı.
Bu yaklaşımın doğal sonuçları olarak ilk elden devreye sefalet ücreti olmaktan öte anlam taşımayan 2015 yılı için geçerli olan asgari ücret devreye sokuldu.
2015 yılında asgari ücret, yılın ilk 6 ayında net 949 lira, ikinci 6 ayında ise net bin lira olacak. Belirlenen bu asgari ücret ile işçi ve emekçilere öğün başına 85 kuruş artış yapılmıştır.
Yoksulluğu sürdürerek yarattıkları yoksulları kendi yardımlarına muhtaç ederek iktidarı daim kılmaya çalışan anlayış servetten vergi almazken vergi gelirlerinin %70 ini dolaylı vergiler ile yine emekçilerin sırtından temin etmekte, asgari ücretten alınan vergi onca mücadeleye rağmen kaldırmazken, emekçileri tam bir sefalete mahkum edecek politikalar 2015 yılının da karakteristiği olacaktır.
Daha yılın ilk gününden başta alkollü ürünler ve sigara olmak üzere vergilerde sağlanan artışlarla zamlar sağanak gibi yağmaya başlamıştır.
Sigara ve alkol üzerinden sürekli yapılan vergi artışları ,aynı zamanda bu hükümetin yaşam tarzına bağlı olarak ayrıştırma politikalarının da yansıması olduğunu unutmayalım.
2015’e girdiğimiz daha ilk günden çok kısa bir zaman dilimine sığan bu kesit 2015 yılının nasıl bir yıl olacağını çok net olarak ortaya koymaktadır.
İşte bunun için emek demokrasi ve barış mücadelesinin önemi kendisini çok daha yoğun olarak hissettirmektedir.
Hal böyle iken yılın son günü gazetemiz köşe yazarı Prof.Dr. Telat Koç’un, özü mücadele etmek, birlikte olmak, mücadelenin kazanımlarını geliştirmek ve umutlu olmak adına kaleme aldığı bir yazı üzerinden bu ruhu anlamadan polemik yaparak ayrımcılığa hizmet eden bunu besleyen dil ve üsluptan uzak durulmasına dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda vardır diye düşünüyorum.
Yeni bir yaşam için, birlikte olma birlikte hareket etme ve bu birlikteliği en geniş cepheden örme gereksinimi 2015 yılının en temel ihtiyaçlarından biridir.