YENİ NESİL YAŞAMLAR

2253

Son bir yıldır çokça duyduğum bir sıfatla ilgili yazmak istedim bu hafta; "Yeni nesil."

Hayatın her yerinde sıklıkla rastgeldiğim yeni nesil sıfatı acaba bize sosyolojik bir evrim mi yaşatmak istiyor? Çocuklarımızın sınav sorularından tutun da yemek yediğimiz lokantalar, evler, araçlar, giysiler yani aklınıza ne gelirse bu sıfatla arz ediliyor. Tarihsel akışın sosyolojik değişim akışına yetişmek zorundalığı, toplumların değişim adına daha hızlı olması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Değişimi kim ortaya çıkarır? Elbette ki insan. Bilimde, sanatta ve teknolojideki hızlı değişimlerde başrolde hep insan vardır.

Nesil kelimesi aslında ülkemizde her on yılda bir yapılan askeri dabelerle değişen toplumsal dokuyu ve insan profilini ifade etmekteydi. Biraz daha detaylı açıklayacak olursak, gelişim psikolojisinde "Tarihsel zaman etkisi" diye bir kavram vardır. Bireyin içinde yaşadığı zaman diliminde gerçekleşen önemli olayların, bireyin gelişimine etkisi olarak tanımlanan tarihsel zaman etkisi, insanların davranışları ve ilgileri, savaş, teknoloji, moda, düşünce akımları gibi olgulara bağlı olarak değişebilir ve gelişebilir diye açıklanabilir. Ülkemizin siyasal akışına, askeri darbelerle setler konularak demokrasi kültürünün gelişimine ciddi engel konulması, sosyal yapının da bu durumdan etkilenmesine neden olmuştur. Darbe kültürüyle yetişen nesillerin bireysel hakları savunma noktasında daha çekingen olma ihtimalleri çok fazla olmaz mı?

Nesil değişimi gelişmiş ülkelerde nasıl gerçekleşiyor? Diye düşünebiliriz. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren teknolojik değişim ve bilgiye ulaşımdaki kolaylıklar, insanı da değiştirmeye başlamıştır. Her işini dijital ortamlarda gidermeye alışan bir insan profili ortaya çıkmıştır. Bu durumun bireyin sosyalleşme davranışlarını da etkiliyor olması doğal bir sonuçtur. İletişimin dijital ağlarda sürdürülmesi, adeta bir robot gibi her şeyin duygusuzca, yazı diliyle ifade etme becerisinin gelişmesi insan olarak en çok ihtiyacımız şeylerden biri olan duygusal zekayı zayıflatmaktadır. Yüksek gökdelenlerde yaşanan izole ve yalnız yaşamlar, doğanın akışının duyumsanmasından uzaklaştırmaktadır insanları.

Gelelim yazımızın başlığına. Bilginin çocuklara özümsetilmesi aşamasında çocukların düşünme yeteneklerine katkısı olabilecek bilimsel öğretim yöntemlerinin kullanılması elbette ki çok kıymetlidir. Bununla beraber, çocukların bu duruma hazırbulunuşluklarının tam olmaması ise ciddi öğrenme sorunları ortaya çıkarabilmektedir. Ben yaptım oldu mantığı ile bilimsellikten uzak, yöntem ve teknikler, süslenip püslenip yeni sıfatıyla ambalajlanması bir gelenek halini almıştır. Okul binaları, eğitim öğretimdeki eşitsizlikler aynı ama sorular yeni nesil.

Ya toplumdaki yeni nesil merakına ne demeli? Yeni nesil lokanta, ev, eşyalar, giyim. Peki yeni nesil dediğimizde, kime göre, neye göre yeniyi düşünmeliyiz? Farklı olmak için, sosyal medya fotoğraflarındaki gibi aslında mutsuz fotoğrafta mutlu görünme çabası yenilik değil de bir özenti değil midir? Yenilik kelime anlamıyla olumlu manada değişik, olmamış olandır. Güzel olan da budur. Ancak bizdeki yeni nesil yaşam denildiğinde; yozlaşık, temeli olmayan bir kültürel değişim, zerafetten ve nezaketten uzak bir tarzın topluma dayatılmasını görmekteyiz. Değişimin dinamiği her zaman az gelişmiş-gelişmekte olan toplumlarla gelişmiş toplumlar arasında ciddi sosyolojik uçurumlar yaratacaktır.

Niceliğin nitelikle sosladığı değişimlerin toplumlardaki etkisi her zaman olumlu yönde olur. Güzel Türkçemize, tarihimize, sanatımıza ve doğamıza sahip çıkan, bilimin ışığından ayrılmayan bireyler yetiştirmek için öncelikle, samimiyeti, nezaketi, şefkatli olmayı öğreten bir eğitim sistemi inşa etme zorunluluğunda olmanın bilinciyle sağlıklı günler dilerim.