sermet@canakkaleolay.com
Troia Festivali 51 yıllık yolculuğunun sonunda üstlenmiş olduğu kimliği ile göz dolduran, kent halkı için önemli kazanımlardan biri olmuştur.
İlk gününden itibaren üzerine konularak, adeta ilmek ilmek örülüp bugünlere getirilen festival için emeği geçen, katkı sunan herkese bu kentin bir teşekkür borcu var.
Dünyamızın her geçen gün ateş ve barut kokusuyla yoğunlaştığı, savaşların acı sonuçları olarak ortaya çıkan gözyaşlarına karşı Troia Festivali yüreklerimizdeki barış sevgisinin bir sembolü olarak son derece anlamlı bir etkinliğe dönüşmüştür.
Aynı zamanda her geçen yıl, barış bilincine daha etkin olarak katkı sunmakta, bilim ve sanatın dönüştürücü etkisini görünür hale getirmektedir.
Gelinen bu süreç bir yandan da Çanakkale Belediyesi’ne daha çok sorumluluk yüklemektedir.
Çanakkale Belediyesi, barış ve özgürlükler anlamında yaratmış olduğu bilincin dönüştürücü etkilerini oluşturmak adına; yeni hedeflerle festival için yeni atılımlar yapmak ihtiyacını, kamuoyu nezdinde daha çok hissedilir bir noktaya taşımıştır.
Troia Festivali bugünden itibaren, aynen bir bisiklet gibi; ‘durduğu anda düşen’ bir kimliğe bürünmüştür.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın her yıl yapmış olduğu açılış konuşmalarının içeriğinde bu gerçeği hep algıladık.
Bu yılkı konuşmasında halkların kardeşliğine yapmış olduğu vurgu çok anlamlı olup, gelecekteki festival kimliği açısından da yeni açılımlara işaret etmektedir.
İçinde bulunduğumuz koşullarda yaşadığımız sorunların çözümü noktasındaki belirleyici konuların başında gelen bir kriter olarak değerli ve anlamlı olması aynı zamanda festival beklentileri açısından yeni bir alan yaratılmasının zeminini oluşturmuştur.
Gökhan’ın konuşmasındaki bu satırları bir kez daha hatırlayalım.
“Troia Festivalinin 51 yıl önce ilk mayasını çalanlar, her şeyi kardeşlik içinde, elbirliğiyle yaptılar, hayallerine kardeşçe sarıldılar.
Zaten kardeşliğin bu topraklarda mayası, bu havada kokusu vardır.
Troya savaşında da Anadolu’nun tüm halkları kardeşti.
Troialıların zor anında yanlarında Likyalılar, Mysialılar, Frigyalılar ve daha niceleri vardı.
Çanakkale cephesinde ki mücadelede de Anadolu’nun tüm halkları kardeşlikle birleşti.
İşte Türkler, Kürtler, İşte Aleviler, Sünniler ve daha niceleri şu karşı kıyıda koyun koyuna yatıyor.
Onun için bugün bu ülkede ayrımcılık yapanları işitebilecek kulaklarımız yok.
Ne mutlu ki sağırız.
Kimseyi fikrinden, kökeninden dolayı horlayacak dilimiz yok.
Ne mutlu ki dilsiziz, lalız.
Kimseye inancından dolayı küçümseyerek bakacak gözlerimiz yok.
Ve körlüğümüzle şeref duyarız.
Onun için ben de bir Aleviyim, Sünniyim. Ben de Türküm ve Kürdüm.
Affınızı beklemeden Ermeniyim, sıkılmadan Rumum, Ezanım, Hazanım, Çanım.
Ve biz hepimiz, adımız ne olursa olsun, soyadı Türkiye olan kocaman bir aileyiz.”
Bu sözlerden hareketle gelecek yıl açısından festival temasının ‘halkların kardeşliği’ olarak belirlenmesinin çok uygun olacağını ve özelikle Ortadoğu’da yaşanılan acılar karşısında çok da gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bu ana tema üzerinden düzenlenecek etkinliklerin ülkemizde yaratılmak istenen tekçiliğe karşı mücadelenin araçları olacağını söyleyebilirim.
Hele bir de ‘halkların kardeşliği meclisi’ konseptinde Çanakkale Troia Festivali kapsamında organize edilecek etkinlik, Türkiye’de ve dünyada ses getirecektir.
Çeşitli halkların, inanç gruplarının temsilcilerinin bir araya gelerek oluşturacakları ve beraberinde barış adına çaba gösteren gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki aktivistlerin , sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla zenginleşecek ‘kardeşlik meclisi’ organizasyonu Çanakkale’den barış değerine yapılabilecek değerli bir katkı olacaktır.
Çanakkale bugüne kadarki deneyimleriyle, bir araya gelerek böylesi bir organizasyonu gerçekleştirebilecek kapasiteye de ayrıca sahiptir.
Bu yıl, Bianeldeyiz ekibinin gerçekleştirdiği “dilek bağı” etkinliği kentin bu konudaki duyarlılığı açısından önemlidir, aynı zamanda ‘halkların kardeşliği meclisi’ organizasyonunu gerçekleştirmek açısından cesaretlendirici ve motive edici bir etkinlik olarak da değer kazanmıştır.
Troia Festivalinin hedeflerinin büyütülmesi anlamındaki yaklaşımı böylesi bir perspektifle ele alırsak; Troia Festivali’nin değerine değer katmış oluruz.
Ülkenin ve dünyanın gözde etkinliklerinden biri haline gelir ki; emeği geçen, katkı sunan insanlar açısından da büyük bir onur olacaktır.