Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Yaşam hakkı mı dediniz?

1501
Anayasamızın 56. Maddesi şöyle der:
“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir”
Bu anayasal ilke ülkemizde nasıl yaşama geçirilmektedir?
Sermayenin kar hırsıyla vatandaşın sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı yok sayılır, yasalar arkadan dolanılarak, sermayeye hizmet etmek için her türlü imkan seferber edilir.
Çanakkaleliler olarak bu konuya ilişkin oldukça deneyim sahibi olduk.
Termikçileri, altıncıları, uygulamalarını, yasaları hiçe sayan tavırlarını çok iyi biliyoruz.
Orada bir köy var uzakta, gittik destek verdik, insan olmanın onuru ile birlikte olduk.
Evlerini, hayvanlarını yok edecek bir maden işletmesinin tehdit etiği Kurşunlu köylülerinin onca tepkilerine rağmen bugün gelinen noktada Kurşunlu köylüleri mahkemelerde yargılanmaktadırlar.
Bürokratların kendilerine vermiş olduğu sözlerin hiçbir değeri kalmamıştır.
Fazla söze gerek yok.
Orman ve Su işleri Bakanlığına Halkların Demokratik Partisi (HDP)Milletvekili Levent Tüzel’in vermiş olduğu soru önergesine karşı bakanın verdiği cevap her şeyi ortaya koymaktadır.
Sorulan soruların hiç birine cevap olmayan bir demagojiyle, Kurşunlu köylülerinin yaşam hakkı yok sayılmıştır.
Sorulan sorular ve verilen cevabı bir mantık süzgecinizden geçiriniz;ülkemizdeki yaşam hakkı anlayışının siyasal erkteki karşılığının komik halini göreceksiniz.
SORU 1. Köy hanelerine çok yakın ve eğimli bir arazide maden sahası için izin verilmesi mümkün müdür?
SORU 2. Kurşunlu Köyüne çok yakın ve eğimli, ormanlık bir arazide maden işletmeciliği yapılmasına izin veren yetkililerce, köyü çevreleyen coğrafi, tarihi, kültürel, jeolojik, sismolojik, ekolojik koşullar incelemeden ve köylünün itirazları dikkate alınmadan masa başında karar verildiği iddiaları doğru mudur?
SORU 3. Orman İşletmesi yetkililerince, maden işletmesine yol açmak için, çapı 6 cm`yi geçmeyen ağaçların işaretlenme zorunluluğu olmadığını belirterek yaklaşık 2000 adet ağacı kestiği iddiaları doğru mudur?
SORU 4. Orman şefliği tarafından ağaç kesim işinde `ehliyetsiz ve sigortasız işçiler` çalıştırıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise, sorumlular hakkında ne işlem yapılmıştır?
SORU 5. Konuyla ilgili olarak Çanakkale İdare Mahkemesinde açılmış `ÇED gerekli değildir` kararının iptali ve ruhsatın iptali konularında 2 tane dava ile bu mahkemeler sonuçlanana kadar bu alanda bir işlem yapılmaması için Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinde `müdahale-i men" davası sürmesine rağmen, şirketin maden işletmesi yasal mevzuata uygun mudur?
SORU 6. Yargı süreçleri tamamlanmadan başlatılan maden işletmesi için ağaçların kesilmesi, köylülerin ve hayvanlarının yaşam alanlarının yok edilmesi, Anayasa`da zikredilen, her yurttaşın `"sağlıklı huzurlu bir çevrede yaşama" hakkının ihlali değil midir?
SORU 7. Aynı maden şirketi tarafından işletilmiş Kurşunlu köyüne uzaklıkları 5 ile 25 km arasında olan Gedik, Yeşilköy ve Mollahasanlar köylerinin etrafındaki ormanlık alan ve köylülerin yaşam koşullan ne durumdadır?
SORU 8. Çanakkale ve köylerinde kaç adet maden ocağı ya da taş ocağı bulunmaktadır? Bu işletmeler, kimlere aittir?
SORU 9. Çanakkale ve köylerinde bilinçsizce yaygınlaşan altın maden işletmeciliğinin yarattığı tahribatın boyutlan ne aşamadadır? Bu konuda Bakanlığınızca yapılmış bilimsel ve teknik bir inceleme var mıdır?
 
Tüm bu sorulara verilen cevap son derece ilgisiz ve laf olsun düzeyinde olup şu şekildedir:
 
CEVAP 1-9 : Maden ruhsatları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilmekte olup, ruhsat alanında yapılacak faaliyet ÇED sürecinde ilgili kurumların görüşü alındıktan sonra maden izninin verilmesinde sakınca olmadığının belgesinin alınmasına müteakip izin verilmektedir.
Ormanlık alanlarda verilen maden ruhsatlarına dayalı verilen mermer ve taş ocağı izinleri, Orman Bölge Müdürlüklerimizde uzman personelin katılımı ile oluşturulan en az üç kişilik heyet tarafından arazide gerekli ölçümler yapıldıktan sonra düzenlenen rapor doğrultusunda verilmektedir.
Bakanlığım tarafından yapılan her türlü iş ve işlem, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yapılmaktadır. Ormanlık alanlarda verilen maden izinleri Orman Kanunu’nun 16`ncı Maddesine göre verilmektedir. Bu izin sahalarında bulunan ağaçlar Orman Genel Müdürlüğümüz tarafından belirlenmiş usul ve esaslar çerçevesinde değerlendirilmektedir
 
Önergeye konu edilen ağaç kesim sahası, Çanakkale İli, Bayramiç İlçesi Kurşunlu Köyü mülki hudutlarında kalmakta olup, üretim işiyle alakalı ilandan sonra bu köyden işe talipli çıkmaması üzerine iş, 6831 Sayılı Orman Kanununun 40. maddesine istinaden civar köylerden yapılan araştırma soması Bayramiç İlçesi Karıncalık Köyü nüfusuna kayıtlı Mustafa YAVUZ adlı şahsa yaptırılmıştır. Bu şahısın orman köylüsü olması sebebiyle 4734 Sayılı Kanunun 3/a istisna maddesi kapsamında değerlendirildiğinden üretim işi, birim (vahidi) fiyat usulü ile yaptırılmıştır.
 
 
Verilen iznin iptal edilmesini veya durdurulmasını gerektiren herhangi bir mahkeme kararı İdaremize ulaşmamıştır.
 
Komik olmaya çalışsanız ancak böyle bir yaklaşım gösterebilirsiniz.
Bu vurdum duymazlık, sorumsuzluk hallerini şimdi AKP’nin yerel seçimler üzerinden sürdürdüğü çamur atma politikaları içinde görmekteyiz.
Vatandaşın yaşam hakkını yok sayan anlayışın yerel seçim versiyonu Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a çevresel değerlere gösterdiği hassasiyet üzerinden çamur atma zavallılığı ile sürdürülmektedir.
Bugün Çanakkale halkı çok açık bir şekilde yaşayarak görüyor.
Bir yanda yaşam hakkına sahip çıkan, sağlıklı bir çevrede yaşamın gerekleri için irade koyan bir anlayış, diğer yanda Kurşunlu köyünün yaşam hakları karşısında demagojiden öte geçmeyen bir yaklaşım ve onun temsilcileri.
Böylesi bir kategorisel farklılığın yereldeki yaşamın sorunlarına karşı göstereceği sorumluluğun düzeyini yarın çok geç olmadan sorgulamak zorundayız.
Vaatlere göre değil, deneyimleriniz ile sınadığınız gerçekler üzerinden hareket etmek zamanıdır.
Ortalıkta ,“kim ne verirse 5 fazlasını veririm” mantığı ile hareket eden siyasetçiler dolaşmakta. 
Ayrıca, Bayramiç Karaköy’de altın sondajını engellediği gerekçesiyle çeşitli cezalara çarptırılan köylülerimizi de unutmayalım.
Yaşam hakkını savunanlar çıkar bu haksızlıklara karşı dururlar.
Varsa yüreğiniz buyurun, ama zor, çünkü sizler sermayenin çıkarları uğruna yaşamsal değerlerimizi yok edenlere hizmet için varsınız.
İşin özü budur.