Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Yalan, tahribat, dezenformasyon= yandaşlık

1624
Ülkemizde basın özgürlüğü sorunlarının ciddi boyutta tartışıldığı günümüzde, tetikçilik ve korumacılık adına yolan çıkan psikolojik savaş taktikleri gereği kurularak yönetilen yandaş web siteleri şimdilerde de yerel basının yaptığı haberler konusunda ahkâm kesmeye, çarpıtma taktiklerine başvurmaya başladılar.
Üstlenmiş oldukları görevi yerine getirmek adına, yandaşlık ruhu ile habercilik ilkelerini alt üst eden bu tetikçiler her türlü tahribatı yapmak için çeşitli girişimlere başvurmaktan geri durmuyorlar.
Gazetemiz Olay’ın “Esnaftan ÇOMÜ’ye dava” başlığı ile verdiği; ÇOMÜ Tıp Fakültesi hastanesinde kaygan zeminde düşerek ayağını kıran bir esnafın yaşadıklarına ilişkin haber karşısında, bir tetikçi sitenin sözde ÇOMÜ’yü savunma girişimi, yandaş olmanın ruh halini bütün gerçekliği ile gözler önüne seriyor.
Bu haber karşısında “Yerel Gazeteden `Akıllara Durgunluk Veren` Saptırma!” başlığı ile tahribat ve yalan manzumesinden ibaret savunma refleksi ile yazılan metnin arkasında başka gerçeklerin olabileceği gazetecilik sezgisini şimdilik bir tarafa koyarak; haber desek haber olmayan, yorum desek karalama kurgusundan öte gitmeyen, ancak bir yandaşlık harikası olarak kabul edilebilecek ucube metni bir değerlendirelim. 
Yandaş site bakın haberimiz için ne yazıyor : “Gazetenin iddiası, 3 Temmuz 2013 tarihinde Mehmet Suat Karadeniz isimli çarşı caddesinde esnaflık yapan bir vatandaşın ÇOMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne tekerlekli sandalyeyle annesini götürürken kaygan zemin nedeniyle düşerek bacağını kırdığı yönünde”
Daha evvelde birkaç kez yazmıştım; ‘bu tetikçi siteler okuduğunu dahi anlamayacak düzeydeler’,  tabii bu görünürdeki format.
Aslında çok iyi anlıyorlar ama, ah işte üstlendikleri bir görev var ya; çarpıtma ve dezenformasyon, işte bütün mesele burada.
Şimdi bütün Çanakkaleliler huzurunda bir çağrım olacak:
Hodri meydan; http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=85853 linkindeki haberi okuyunuz .
Bu haber de bir esnafın başına gelenler;  yandaş sitenin iddia ettiği gibi sanki gazetemizin iddia ettiği olaylar mı?
Yoksa bizzat esnafımızın başına gelen ve esnaf vatandaşımızın konuya ilişkin görüşlerinin olduğu bir haber mi?
Eğer yandaş sitenin iddia ettiği gibi haber gazetemizin bir iddiası ise; ben hemen bugün kalemimi bırakmaya hazırım.
Yandaş sitenin sorumluluğu çarpıtma, dezenformasyon ve karalama olduğu için onlar için bir talepte bulunmak gibi gariplikte de bulunmak istemiyorum.
Çarpıtma çabası bu yandaşların gözünü öyle bir bürümüş ki; olmuş olayı dahi yokmuş gibi göstermek adına böylesi bir kurgu içersine girebiliyorlar.
Yukarıda belirttiğim gibi sadece Olay Gazetesi’nin iddiasından ibaretmiş gibi bir algı yaratılmaya özel özen gösteriliyor.
Yok nedeninin  kesin olarak belirlenmemesinden tutun da , mahkemenin 2,5 ay sonra açılması girişimine kadar  gündeme getirilen savunma refleksleri  ortada son derece basit bir düşme ve kırılma olayına bağlı olarak  yapılan bir haber için bu denli bir dezenformasyon çabası  insanı düşündürüyor.
Yandaş sitenin korumacılık adına belirttiği gibi ,münferit bir olay üzerinden bu kadar kurgulanmış bir çabanın ardından bakalım ne çıkacak.
Bekleyip göreceğiz, araştıracağız.
Gelelim, dezenformasyon çabalarına haklılık kazandırmak için; içine düştükleri diğer bir gülünç duruma.
Bu haberi yaptığımız için rahatsız olan bu çevreler,  yine konuyu Çanakkale Belediye’sinin sorumluluğundaki konulara  getirerek siyasal çıkarımda bulunmanın zeminini yaratmaya çalışarak, oradan hareketle  gazetemizi suçlamaya çalışıyorlar.
Gazetemiz Olay için, “Çanakkale şehir merkezindeki çukurlar ve bozuk zemin sebebiyle kaza yapan, aracı hasar gören, düz yolda yürürken yaralanan çok sayıda vatandaşla ilgili neden kör, sağır, dilsiz rolü” yaptığını iddia edenlere iki çift sözüm var.
Önce, Olay Gazetesi Çanakkale’nin sesi, dili, kulağıdır.
Kent için nerede bir olumsuzluk var ise onun üzerine gider, mağdurun yanındadır, haksızlıklara karşı mücadele verir.
Bu konuda herhangi bir kimlik tanımaz.
Gazete arşivlerimiz bu konudaki haberler ile doludur.
Çanakkale halkı da  bunu çok iyi bilir, fakat hiçbir zaman, habercilik anlayışını tehdit olarak kullanmaz.
Gerçekleri kamuoyuna aktarır, itibarsızlaştırma karalama adına tezgâhçı habercilik anlayışına sayfaları kapalıdır.
Diğer bir konuda bir haberin itibarsızlaştırılması adına böylesi savunma mekanizmalarına ihtiyaç duymak ne yazık ki zavallılıktır.
Her haber, kendi sınırları içinde değer kazanır ve yorumlanır.
‘Pantolon olmadı, gömlek verelim’ mantığıyla; habercilik değil ancak tetikçilik yapılır.
Şu da unutulmasın ki;  hiç kimse bir gazetenin ne yazacağına, neyi nasıl haberleştireceğine karışamaz.
Gazeteciler yapacakları haberler için kimseden izin almak zorunda değillerdir.
Ancak kafalarının arka planında böylesi bir düşüncenin izlerini taşıyan kesimler, bir gazetenin haberi karşısında böyle davranabilirler.
Buda işin bir başka yönü, tabii ki anlayana