sermet@canakkaleolay.com
Bir kez daha ortaya çıktı ki; muhafazakârlık adına yaşam tarzına yapılan müdahaleler, artık özel hayatlara, kişisel özgürlüklere rahatsızlık vermeye başlamıştır. Bu alanda net bir saygısızlık yapılarak, bazı sözde gerekçelerin arkasına sığınılarak insanların yaşam tarzları aşağılanmaktadır. Son günlerin tartışma konusu olan alkollü içki satış yönetmeliği konusundaki tartışmalar ile bu alandaki gelişmeler kaygı vericidir “Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar” lafları, alkol alan insanları aşağılayan sözlerdir. Yine “Biz muhafazakârız, aileye önem veriyoruz” sözleri ile yapılan gerekçelendirme, alkol alan kesimlerin aile ilişkilerini küçümseyen talihsiz bir açıklamadır.
Hepimiz biliriz; “aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içmek” lafını bu konudaki kötü örnekleri vurgulamak için kullanırız.
İçki içenleri kastederek “aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar” cümlesini kullanmak, tüm içki içenleri aşağılamaktan başka bir şey değildir.
Bu bakımdan içki içenler aşağılanarak, ötekileştirilen ve bu yaşam tarzının mahkûm edildiği bir baskı ortamı yaratılmak istenmektedir.
Bu konuda gündeme getirilen gerekçelerin hiç biri kişilerin özel hayatına yapılan bu müdahaleyi haklı göstermekten uzaktır.
Özellik ile gençlerin kötü alışkanlıklardan korunması şeklindeki anayasal göreve yapılan vurgu, kişilerin özgürlüklerinin yok edildiği bu uygulamayı haklı çıkarmaz.
Gençleri ‘çok düşünen’ bir siyasal otoritenin çok daha acil görevleri vardır.
Her dört gençten birinin işsiz olduğu, gençlerin gelecek belirsizliğinin kaygı verici boyutlara ulaştığı, öğrenci gençliğin, işçi gençliğin sorunlarının tahammül edilemez boyuta ulaştığı bu koşullarda inandırıcılıktan uzak laflar edilmektedir.
Ya “Biz muhafazakârız, aileye önem veriyoruz “sözlerine ne demeli?
Tam bir bölücülük yapılmaktadır.
Kendileri ve yandaşları aile kavramına önem veriyorlar da, kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamayanların aile değerleri yok mu?
Tüm bu gelişmeler sonrasında AKP’nin takiyeciliği şimdi daha çok tartışılır hale gelmiştir.
Bugüne kadar kendilerine destek veren bazı ‘özgürlükçü’ kesimler bile şimdilerde rahatsızlıklarını dile getirip uygulamaları eleştirmeye başlamışlardır.
Gerçekler hiçbir koşulda gizlenemez.
AKP iktidarının kitleler üzerindeki etkisi kırılacak, gerçekler gün yüzüne çıkacaktır.
“Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar “ sözleri ile içki içenleri aşağılayanlara verilecek en güzel cevap Tevfik Fikret’in ‘Han-ı Yağma’ isimli şiiri olacaktır herhalde.
Yağma, talan düzenleri için organize olan bu kesimler, kendi ruh dünyalarını buluyorlar bu şiirde
Bugünün Türkçesine uyarlanmış şiirin son dörtlüğü şöyle :
“Yağma sofrası
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!
Bugünkü mideler sağlam, bugünkü çorbalar sıcak;
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…
Yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!”
Size, bu yağma sofrasında‘afiyet olsun’, aman dikkat boğazınızda kalmasın.
Bu yağma ve sömürü düzenine karşı olanlar bizler de, hep birlikte şerefe diyoruz.
Sermet ATADİNÇ